Toplumun, mühendisleri, mimarları, planlamacıları, yaşamayasıca yasama organları…
Toplumun, refahı ve huzuru için özelleştirilen ve öz eleştirileri kendi bünyesinde dillendirmeyen bir siyasi teşekkülün, muhalif ve iktidar tavırları arasındaki travma çok büyük ve hazin bir halde devam ediyor.
Demokrasi öyle bir şeydir ki “Dadından Yinmez.” Diye kürsünden haykıran Zübük Zade mukabilinde, bir zübüklük bu günlerde gündemde.
Çiçeği burnunda, daha koltuğunun burcuna yeni çıkmış Sağlık Bakanımız Sayın Müezzinoğlu bir açıklamada bulundular.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, anne sütü bankası ve süt kardeşliği konusunda yürüttükleri çalışma ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş aldıklarını söyledi. Diyanet'in kendilerine dinen sakıncası olmadığını bildirdiğini kaydeden Müezzinoğlu, "Yahudi cemaati liderleri ile görüştüm. Onların inançları konusunda bir değerlendirmeleri olmadığını çalışma yapıp geri döneceklerini söylediler. Hristiyan cemaati lideri ile görüşmeyi arzu ettiğimi kendilerine ifade ettim."
Diyerek hükümetin salasını vermiştir.
Buyurun cenaze namazına…!
Emzirdiği sütü burnumuzdan getiren, hükümetin icraatlarındaki başıboşluğa, bunalıma ve trajediye bakarmısınız.
Görüş alınan, arzu edilen fikir birliği düşüncesinin içerisindeki eblehlik nasılda bir aymazlığı içermektedir.
En ufak bir icraatta bile, danışılan bu cemaat liderleri de neyin nesi?
Hadi bu konuyu kapatalım..
Varsayalım ki bir “Anne Sütü Bankası” kuruldu.
Donelerden alınan sütlerin, verildiği bebekler arasında da birbirlerini tanımak ve bilgilendirmek adına 5 senede bir olmak üzere bir sistem kurdunuz, kimse mağdur olmadı.
Erkek çocuklara, erkek çocuğu olan, Kız çocuklara kız çocuğu olan diye bir eşleştirme yaptınız. Bunun da sistemi kuruldu tıkır tıkır işliyor.
Hepsini kabul ettik.
Peki şu sorularımıza cevaplar bulabilecekmiyiz…?
Bütün kadınlar ve erkekler eşitlendi, peki kadınlar eşit mi?
“Anne Sütü” her kadında aynı maddeleri mi içerir?
İçki içen bir kadının sütüyle, içmeyenin ki, kimyasal açıdan bile farklılık göstermez mi?
Hadi diyelim, sağlıklı besleniyor kötü alışkanlıkları yok. İçki sigara, tüketmiyor iki anne düşünelim.
Abdestli olanla, abdestli olmayan arasında bile bir fark var mıdır?
Anne sütü bebeğin gereksinimlerine göre bile değişiklik gösterirken?
İstanbulda’ki anne sütü ile, Ağrı’daki anne sütü arasında bir fark yokmudur?
Coğrafik beslenme alışkanlıkları, oksijen miktarları, hava temizliği, etkenleri varmıdır?
Hadi diyelim, bütün etmenleri ve etkileri sıfırladınız.
Akıllının sütünü akıllıya, akılsızın sütünü akılsıza.
Sarhoşun kini sarhoşa, ahlaksızın kini ahlaksıza…
Verdiniz.
Kabul ettik bunu da…
Benim esas ve hakikatli korkum şu…
Ahlak, yozlaşma toplumsal süt zehirlenmesini geçeceğim…
Her şeyi özelleştiren bu hükümet…
Bir gün gelirde kuracağı bu “Anne Sütü Bankası”nı özelleştirirse?