Boşanma sayısında son yıllarda hızlı bir artış yaşanıyor. Boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre nazaran artıyor. Boşanmaların büyük çoğunluğu evliliğin ilk 5 yılında yaşanıyor. Çağın getirdiği değişimler, toplumun yapı taşı olan aile mefhumuna zarar veriyor. TÜİK verilerine göre 28 yaşına doğru gelirken son 5 yıl içerisinde evlenen çift sayısı azalırken; boşanmalarda gözle görülür oranda bir artış yaşandı. Evlilikler eskisi gibi “Bir ömür boyu” değil, kısa sürüyor. Evlilik kurumunun bitmesine sebep olan birçok faktör bulunuyor. Boşanma oransal değil, daha çok rakamsal artıyor. Birçok çift boşanma döneminde zor ve stresli zamanlardan geçiyor. Hukukçular Derneği Konya Şube Başkanı Latif Cem Baran, “günümüzde yaşanan boşanmaların sebeplerine birçok başlık ekleyebiliriz ancak ana hatlarıyla ekonomik ve sosyal yetersizlik sanal dünyaya ilgini artması film ya da vidolarda verilen sübliminal mesajlar başlıklar altına toplayabiliriz” dedi.
EŞLER ARASINDA DİYALOG AZALDI
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte eşler arasında diyalogların azaldığına değinen Baran, “Teknolojinin etkisiyle çiftler arasında iletişimsizlik gelişiyor, aynı evin içindeler ama birbirleriyle konuşmuyorlar. İkincisi yine teknolojinin etkisiyle sanki lüks yaşamak, konforlu yaşamak zorunlulukmuş hatta bir tutkuymuş gibi lanse edildiği için, herkesin böyle bir beklentisi var. Bu beklenti arttığında ve karşılanmadığında, bu ‘şiddetli geçimsizlik’ olarak mahkeme kayıtlarına yansıyabiliyor. Eşler birbirilerinden beklediklerini bulamıyorlar” ifadelerini kullandı.
DİZİ VE FİLMLER AİLE YAPISI BOZMAKTADIR
Dizi ve filmlerin aile yapısını olumsuz yönde etkilediğini belirten Baran, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumu birinci derecede etkileyen medya organlarının aile üzerinde oluşturduğu tahribat basite alınmayacak kadar büyüktür. Özelilikle bizim medeniyetmizle bağdaşmayan dizi ve filmlerde verilen sübliminal mesajlar eşlerin birbirinden beklentilerini artırmaktadır. Yayınlanan bu dizi ve filmlerin konuları halkımızın medeniyeti uyuşmamaktadır bunlar aile yapımızı derinden sarsmaktadır
MEVZUAT YENİLENMELİ
Boşanmaların önüne geçmek için yeni yasalar oluşturulması gerektiğini belirten Baran sözlerini şöyle tamamladı: “Hukuki işleyişimiz iç İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak uygulanmaktadır. Ancak bu geldiğimiz nokta itibari ile yeni bir mevzuat ile bu kanunların güncellemesi gerekmektedir. Kendi medeniyetimiz, kendi kültürümüzü referans alarak inancımızın temelinde yeni yasalar oluşturmalıyız. Aile yapımız içerisinde yaşanan olaylara ve boşanmalara yaklaşımımız bu şekilde olmalı. Aile yapısının korunmasında en büyük pay devletimiz ile birlikte sivil toplum kuruluşlarına düşmektedir. Aile bireylerinin anne babaların eşlerin inancımızın bir gereği olarak evliliği ve eşlerin birbirine olan beklentilerini ve saygı çerçevelerini bu şekilde dizayn ederek boşanmaların önüne geçebiliriz.”
SAİT ÇELİK