Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Zirve Üniversitesi Aile ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Derya Keskinci, suç işleyen çocukların büyük bir kısmının aile ortamındaki şiddetten etkilendiğini ve çocukları suça yönlendirdiğine dikkat çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 yılına ait 'Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuklar' ile ilgili verilerde 273 bin 571 çocuklu vakanın meydana geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Derya Keskinci, bu sayısının 2012 yılı verilerine göre yüzde 11,6 artış göstermesi çocuk suçlu oranında artan vakaları gözler önüne serdiğini dile getirdi. Keskinci, çocuklu suçlu oranında her yıl süregelen bu artışların birçok temele dayandığını ve toplumun ciddi bir şekilde tehdit ettiğini belirtirken, bu artışın önlenebilmesi için ailelerle birlikte devlete de önemli görevler düştüğünü vurguladı.
Suç işleyen çocukların büyük bir kısmının aile ortamındaki şiddetten etkilendiğini söyleyen Keskinci, “Günümüz toplumlarında aile içi şiddet özellikle çocuklar üzerinde ciddi etkilere neden oluyor. Ailelerdeki sevgisiz, ilgisiz, nefret ve korku dolu ortamın çocukların şiddetten beslenmesine ve ona göre bir yaşam biçimi benimsemesine yol açıyor. Benimsenen bu hayat tarzı da çocukları suça yönlendiriyor.” dedi.
Çocuk suçlu oranındaki artışı tetikleyen bir diğer unsurun kırsal kesimden büyükşehirlere yaşanan göç ve bu yolla ortaya çıkan ekonomik zorluklar olduğunu vurgulayan Keskinci, “Kırsal kesimden kentlere yaşanan göç bir kültür karmaşasını ortaya çıkarıyor. Özellikle bu göçlerden kaynaklanan ekonomik zorluklar aileleri derinden sarsarken, çocukları da kötü arkadaşlıklara yönlendiriyor. Bu kötü arkadaşlıkların sonucu da suça ve madde bağımlılığına kadar gidiyor.” diyerek çocukları suça yönlendiren unsurlara dikkat çekti.
AİLELER VE ÖĞRETMENLER ÇOCUKLARI ŞİDDET ORTAMINDAN UZAK TUTMALI
Suça karışan çocukların yüzde 57,9’unun 15-17 yaş, yüzde 25’inin 12-14 yaş, yüzde 17,1’isinin ise 11 yaş altında olduğunu aktaran Keskinci, bu çocukların yüzde 68,6’sının erkek, yüzde 31,4’ünün ise kız olduğunu açıkladı. Keskinci, Bu rakamların ciddi şekilde endişe uyandırdığını ve bu durumun önlenebilmesi için bazı çalışmalarda bulunulması gerektiğini de ifade etti.
Çocukların bu suçlardan uzaklaştırılması ve onlara sevgiyle yaklaşılmasının önemine değinen Keskinci, "Çocukların kendilerini yalnız ve kimsesiz hissetmemesi için onlara sevgiyle yaklaşmak son derece önemli. Bunun için ailelere ve öğretmenlere çok önemli görevler düşüyor. Ailelerin çocuklarını şiddet ortamından uzak tutması, anne ve babanın çocuğun yanında tartışmaması gerekiyor." diye konuştu.
DEVLETİN SUÇA VE SUÇLAYA KARŞI SERT ÖNLEMLER ALMASI LAZIM
Suç oranlarındaki artışın sadece ailelerin ve öğretmenlerin çabasıyla düşürülemeyeceğini söyleyen Keskinci, şunları kaydetti: "Çocuklar için devletimizin de kolluk kuvvetleri başta olmak üzere ciddi önlemler alması lazım. Devletin suça ve suçluya karşı sert tedbirler alması da önem arz ediyor. Bunun dışında devlet politikalarını çocukların gelişimin sağlayacak bir şekle sokmalı, çocukların için sosyal aktivite alanları oluşturularak çocukların faydalı vakit geçirmesi sağlanmalı." CİHAN