CHP Meram İlçe Başkanı Ahmet Yiğit'in yazısı şu şekilde:
Arap saçına dönen meseleler var
Merhaba Gazetesi'nin kıymetli okurları, öncelikle farklı siyasi görüşlere sayfalarında yer açarak kentimize dair çözüm önerilerimizi sizlere ulaştırmak adına yürüttüğü yazı dizisinden dolayı Merhaba Gazetesi ekibine şükranlarımı sunarım.
Türkiye'nin bir çok kentinde Konya denildiği zaman akla gelen ilk ilçe şüphesiz Meram'dır. Gerek kentin ilk yerleşim bölgesini içinde barındırması, gerek türkülere konu olacak kadar bir güzelliği barındıran Meram Bağları ile marka değeri yaratılabilecek bir ilçede yaşıyor olduğumuzu Meramlı komşularıma hatırlatmakta fayda görüyorum.
Bugün COVİD-19 salgını ile geldiğimiz noktada başta kafe ve restoranlar olmak üzere birçok işletme misafirlerine kapılarını kapatmak zorunda kaldı ve bu işletmelerden şu an içeri girdiğimizde karşılaşacağımız manzara ise pek de iç açıcı değil; yüksek kiralar ve ödenmesi gereken borçlar arasında boğulan işletmecilerin düşünceli bakışları ile karşı karşıya kalmamanız nerdeyse imkânsız. Çoğunlukla son 1 yıl içerisinde ciddi yatırımlarla hizmete giren bu işletmelere devlet adeta başınızın çaresine bakın demektedir.
Kapalı kaldıkları şu günlerde kiralarını ödemeleri noktasında devletten herhangi bir destek alamadıklarını, şirket tanımları devletin açıkladığı destek programlarına uymadığı için de "esnaf" sayılmayarak destekten mahrum bırakıldıklarını belirtmem gerekiyor. Tüm Türkiye'deki işletmecilerin yaşadığı bu sorunla beraber Meram başta olmak üzere kentimizin birçok işletmecisinin tente adı verilen bir başka ciddi sorunu da var maalesef.
Konya dışındaki 80 vilayetin belediyelerinde emsali görülmeyen bir keyfi uygulama ile kentimizde işletmelerin tente kullanması yasal zeminler içinde nerdeyse imkânsız hale getirilmiş durumda. Bu iki önemli sorunu ele alarak bir çerçeve oluşturmak gerekirse Konya Büyükşehir Belediyesi'nin arapsaçına dönen tente meselesini çözmesini ve devletin işletmeler arasında ayrım gözetmeden hepsini esnaf olarak kabul ederek pandemi döneminde destek olması elzemdir. Eğer bu sorunlar devam ederse üzülerek söylemem de fayda var ki yurttaşlarımızın uğrak noktaları olan bu işletmeler sırayla kepenk kapatma noktasına gelecektir.
Aynı zamanda atölyelerinde üretim yapan birçok üreticimiz pandemiden ötürü kapasitelerinin altında üretim yaptığı gibi kimi de kapısına kilit vurmuş durumdadır. İçerisinde bulunulan bu durumda karşımıza yine ödenemeyen kiralar ve borçlar çıkmaktadır; tüm bunların üstüne kapısı kapalı olduğu için saatleri okunmadan ortalama bir rakamla yazılan fatura yükleri eklenince bir seneye yakın süredir üretim faaliyetlerini askıya almak zorunda kalan üreticilerimize covid-19 korkusunun yanı sıra ekonomik sıkıntılar da eklenmektedir.
Görünen bu tablo karşında ise icra makamlarının elle tutulur bir destek programı hazırlamak yerine göstermelik söylem ve eylemlerden başka bir şey yapmadıklarını görmek gerçekten yürekleri sızlatmaktadır. Bizler ise; yandaş şirketlerinin milyonlarca TL tutarındaki vergi borçlarının sıfırlandığı bu düzende esnafların tamamını dahi kapsamayan bir anlayışla sadece belirli esnafların günlük 33 TL gibi komik bir ücretle desteklenmesini kabul edemiyoruz. Birçok ülkeye milyonlarca dolar hibe ederken vatandaşlarına asgari ücret olarak 3100 TL’nin altında bir rakam öngörülmesini kabul edemiyoruz.
Konu Meram olunca ele alınması, dile getirilmesi ve üzerinde durulması gereken çokça sorun var aslında ama Merhaba Gazetesi'nin şahsıma ayırdığı bölümü daha fazla zorlamamak adına şimdilik sizlere veda etmek istiyorum. Umarım idareciler bir kez olsun başlarını Meram'a çevirip esnafların sorunlarına, kentsel dönüşüm mağdurlarına el uzatmayı tercih eder; akşam saatlerinde oluşan trafik ve ulaşım sorununa, bilhassa yüz yüze eğitimin devam ettiği dönemlerde baş gösteren toplu ulaşım sorununa, engelli bireylere uygun olmayan kent mimarisine, gençlerin spor alanı eksikliğine çözüm bulmaya yönelirler.
Sevgi ve saygılarımla…