Ahırdan imtihan…!

Kerem İşkan

Bir köylü, yaşlı güngörmüş Pir-î fani bir ihtiyarın yanına gelerek, şikâyete başladı;

“Ne olur bana yardım edin, yoksa çıldıracağım…

İki göz bir evde yaşıyoruz.

Ben, karım, çocuklarım…

Herkesin siniri tepesinde, birbirimize bağırıp duruyoruz... Ev sanki bir cehenneme döndü… Bize geniş bir ev lazım, ama yapmaya gücümüz yok.”

***

“Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin?” diye sordu Pir-î fani…

Köylü heyecanla;

“Yemin ederim, ne söylerseniz yapacağım...” dedi…

İhtiyar sordu;

“Pekâlâ, kaç hayvanın var?”

Köylü;

“Bir inek, dört keçi ve altı tavuk.”

İhtiyar zat;

“Onların hepsini evinize alın… Bir hafta sonra yanıma yine gel…”

***

Köylü çok şaşırmıştı, ama itaat edeceğine söz vermişti bir kere, böylece, hayvanları da ahırdan evin içine aldı… Bir hafta sonra ihtiyarın yanına geldiğinde perişan haldeydi…

Acı ve kederle inliyordu;

“Mahvolmuş durumdayız.

Pislik! Koku! Gürültü! Hepimizin aklını kaçırmasına ramak kaldı..!”

İhtiyar;

“Şimdi git ve hayvanları evden çıkar” dedi mübarek zat...

Adam eve kadar hiç durmadan koştu

Ertesi gün o zatın yanına geldiğinde gözleri mutluluktan parlıyordu;

“Hayat ne kadar güzel, biz evde, hayvanlar ahırda… Evimiz, öyle sessiz, öyle temiz ve öyle geniş ki, sanki bir cennet..!”

***

Ülkede ve Konya’da boşanma oranlarına ve nedenlerine bakıyoruz çoğu ev, eşyaları ve bunların ödemeleri ile alakalı kavgalar… Hayali cennetler peşinde koşarak, yuvalarımızı cehenneme çeviriyoruz…

Oysa aynı ülkede ve Konya’da kullanılmayan yıkık dökük, depo ve ahırlara bakıyoruz, içleri Suriye’den kaçıp gelmiş mülteci Müslümanlarla dolu…

Hem nefislerimizle, hem ailemizle hem de mallarımızla, ahırlarımızla ağır bir imtihandayız…

Rabbim yardım eylesin…