İnsanlar vardır çeşit çeşit renkte, ırkta, ahlakta, huyda, karakterde. Kimileri zengin, kimileri fakir, kimileri cimri kimileri cömert. Bâzıları da var etrâfına zulüm akıtır bâzıları da iyilik ve güzellik. Mutlaka her şeyin bir hesâbı vardır. Hiçbir yanlış davranış dünyâda da ahrette de asla cevapsız kalmaz. Bugün insanları çeşitli yönleriyle irdelemek istiyoruz.
Aramızda öyle insanlar yaşarlar ki, devamlı çalışarak çevrelerine faydalı olurlar. Âdeta toplumun rahmet pınarıdır onlar. ‘İnsanlara faydalı olan insan, hakiki insandır’ prensibinden hareket ederler. Bu insanlar o toplumun insan kalitesini yükseltirler. İlişki de olduğu insanlara onların pozitif enerjisi akar da akar. Ne mutlu onlara! Mevla sayılarını artırsın.
Kimi insanlar da vardır ki, varlıklarıyla insanlığı aydınlatırlar, güzel ufuklara taşırlar. Herkesin hayrına hayat sürerler, yokluklarıyla arkalarında derin bir hüzün bırakırlar… Bunların her hâli hikmetlidir, ince yürekli, zarif gönüllüdürler. Onlar çevreleri için büyük şanstırlar.
Kimileri ay yüzlü, gül huyludurlar. Böyleleri hep yük alıcıdırlar kendileri asla kimseye yük olmazlar. Onlar bulundukları yere bereket kaynağıdırlar. Yakınındakilere daima Hakk’ı söyler, kötülükten caydırırlar. Bilgi ve kültürleriyle etrâfına ışık saçarlar. Kimse yanlarından ayrılmak istemez, sıkmazlar, bunaltmazlar. Onlar ilim ve irfanlarıyla nice susuz ruhlara âbı hayat olurlar. Âlemin derdi onların derdidir. Derde derman olmak için hep kuş misâli çırpınıp dururlar. Merhamet onların sağ kolu gibidir. Rabb’im sayılarını bol etsin.
Kimi insanlar hastalara ilaç gibidirler. Hayrı konuşurlar, iyilikten güzellikten bahsederler hep, sanki konuşma lügatlerinde tek kötü sözcük yoktur. Sonra şifa gibi nasihatler verirler, sanırsın seni anlatıyor, hastalığına devâ sunuyorlardır âdeta. Ne güzeldir böylesi sessiz kahramanlar. Bunlar bâzı bir komşu teyze bâzen yolda karşılaştığın bir kâmil insan olabilir. Ne güzeldir böylesi insanlar!
Kimi insanlar vardır öyle nezâketli tavırlar, öyle asil davranışlar sergilerler ki, şaşar kalırsınız; ‘Bu devirde kalmış mı böyleleri’ dersiniz. İşte bunlar bir güneş gibi iç dünyânızı aydınlatır, onların bir tebessümleri her şeye değer. Latif ahlaklı, nur yüzlü bu insanlar dünyâda melek kopyasıdırlar sanki. Bakışları ile dahi muhataplarına çok şey söylerler. Sözleri tesirlidir. Böylelerinin dâimâ duâlarına tâlip olunmalıdır.
Ağzı duâlı, gönlü güzel, yüreği temiz, ahlâkı kâmil bu mazbut insanlar bizim medeniyetimizin ortaya koyduğu muhteşem kişiliklerdir. Bugün bunları yazıyoruz yanı sıra hayal ediyoruz. Gittikçe bozulan ahlak, yerlerde sürünen insanlık değerleri ne yazık ki can çekişmektedir ve arıyoruz böylesi insanı kâmilleri…
Âcilen kişilerin, ailelerin, gençlerin, yaşlıların, çocukların aslî değerlerimize dönmesi, eşsiz kültürümüze sâhip çıkması gerekiyor. Daha fazla geç kalınmadan, büyük-küçük demeden yeniden fabrika ayarlarına dönmemiz elzemdir. Yoksa toplumda kol gezen ‘zevk için her şeyi yaparım’ yâhut ‘arzuladığım şeye ulaşmak adına kimseyi takmam’ veya ‘hukuk filan beni ilgilendirmez benim çıkarım nerdeyse ben ona bakarım’ felsefeleri artık iflas etmiştir. Teknoloji, neslimizi ahlaksızlık, duyarsızlık girdâbına sürüklemiştir. Sokaklarımız her türlü ahlaksızlığın fütursuzca işlendiği mahaller hâline gelmiştir. Aileler gençlerin parklarda orada-burada işlediği ahlaksızlar yüzünden yanlarındaki küçük çocuklara olanları izah edecek kelime bulamamaktalar. Eğer bu özgürlükse veyl olsun bu özgürlük anlayışına…
Ey insan yeter de artık bu çirkin gidişe ve geç kalmadan bir tedbir al. Yoksa iş işten geçecektir.