Sloganlar ve hamasetin ön plana çıktığı, aslında kimin ne dediğine bakılmadığı bir döneme denk gelmişti Ahmet Davutoğlu’nun uyarıları…
Bir taraftan havuz, diğer taraftan troller bu acil “Uyarı..!!” niteliğindeki çığlığı bastırıvermişti…
***
Gelinen noktada;
Türkiye’nin de geleceğini ilgilendiren o UYARILARIN ne kadar hayati ve haklı olduğu ortaya çıktı…
Sürecin getireceği olumsuzluklar ile ilgili öngörüleri şimdilerde adım adım önümüze çıkıyor…
***
UYARILARI NEYDİ?
“Referandumu paketi revize etmeden bu haliyle yaparsak, ileri de onayladığımız bu sistem değişikliği ilk AK Partiyi bitirir…”
Ortada güçlü bir AK Parti Hükümeti var (yüzde 49,5) Yukarıda 15 Temmuz darbe girişimi sonrası halk tarafından neredeyse yüzde 60’ı geçen Cumhurbaşkanı desteği var... Böyle bir yapıda partiyi de Cumhurbaşkanımızı da en güçlü olduğumuz bir dönem de referandum ile tartışmaya açmayalım...”
“Referandum bıçak sırtı geçerse, yarın başkanlık seçimi için, bugün eleştirdiğimiz toplumun her kesimin desteğine ihtiyacımız olacak, AK Parti’nin tek başına BAŞKAN’ı belirleme gücünü yitirebilir…”
“Her şeye rağmen referandum yapılacaksa da, hiç vakit geçirmeden aynı yıl içinde baskın bir seçimle BAŞKAN’ı seçip ülkeyi rahatlatalım...”
Mealindeydi uyarıları…
***
Kimse dinlemedi…
“Vurun haine...” modunda sesi kısılıverdi…
***
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor;
“Referandumdaki yüzde 51,4 AK Parti’nin oyu değildir…”
1 Kasım seçimlerinde AK Parti’nin oyu yüzde 49,5’du…Bu alınan oyun üzerine 15 Temmuz gibi herkesi birleştiren bir darbe girişimi geldi…
Demek ki referandumda AK Parti 1 Kasım seçimlerindeki oyunu bile bulamamış…
Ee o zaman biz seçilmiş Başbakan’ı niye değiştirdik?
Madem değiştirdik, gelinen noktada bu değişiklikle birlikte hangi başarıları elde ettik?
***
Gelinen nokta;
Dün Davutoğlu’nun uyarılarının tümünün ete, kemiğe bürünmüş bir şekilde karşımıza çıktığını görüyoruz… Dün Davutoğlu ne diyorsa, hangi konu hakkında eleştiri getirmişse, bugün Cumhurbaşkanı da aynı şeyleri söylemeye başladı mı?
DÜN DAVUTOĞLU;
"Şaibeli işlere karışmayın, ‘Birden zenginleşen belediye başkanı olursa yollarımızı ayırırız..."
“Yolsuzluk yapan kardeşim de olsa kolunu keserim”
***
“Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa ben o adamı partiye sokmam…”
“Bu konuda benden de hesap sorabilirsiniz…”
“Hanımın çalıştığı yer belli, benim ekonomik durumum belli. Buna rağmen farklı ekonomik bir değişim görürseniz gelin hesap sorun. Ben de sizden hesap soracağım.”
"Kibirden uzak durun, halkın ihtiyaç ve önceliklerine eğilin..."
***
BUGÜN ERDOĞAN;
"Kardeşlerim kendi çıkarını partisinin çıkarının üzerinde göre kişi kadar AK Parti’ye düşman kimse yoktur…"
"Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar, yanlışa tahammülümüz yok..."
***
"Medya basılı materyaller bir yere kadar etkili oluyor son noktayı insanın koyması gerekiyor. Maalesef bu gerçeği unutan arkadaşlarımızın olduğunu görüyorum… Kibir virüsünü kendimize yaklaştırmayacağız.”
"Partide köklü bir değişim olacak, şimdi bize yeni dönemin ruhuna uygun bir şekilde kendimizi yenilemek, tazelemek düşüyor. Bize donanımı, heyecanı, enerjisi olan yol arkadaşları lazım…"
***
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu sitem dolu tarihi bir konuşma ile neden istifa etmişti;
Pelikan Bildirisi’nin hemen ardından, yukarının talimatıyla MKYK, Davutoğlu'nun 'teşkilatları görevden alma ve atama' yetkisini geri almıştı…
Hep arkasına sığınılan ‘Davul da, tokmak da’ edebiyatı bugün tek elde;
“Ama bu davul bozukmuş, ses ondan çıkmıyormuş…” mazereti bu artık kabul görmez…
***
MHP İLE İLİŞKİLER
Dün Davutoğlu MHP ile az kalsın koalisyon yapacaktı, AK Parti’yi bitirecekti...” diye eleştirenler…
Bugün MHP’siz adım atamıyorlar…
Çıkartılacak iki bine yakın uyum yasası ve ardından yapılacak BAŞKANLIK seçimleri gereği, MHP iktidar ortağı oluverdi… Hem de hiç yıpranmadan…
AK Parti eliyle;
Bürokrasi, ordu ve polis teşkilatları başta olmak üzere, halkın gözünde gün geçtikçe büyüyerek ve güçlenen bir MHP olgusunu kimse görmüyor mu?
***
Bugün hiç birimizin beğenmediği halde durmak zorunda kaldığımız bu yere,
Bizi aslında dün ahlaklıca durmamız gereken ama durmadığımız o yer getirdi…
Bugün aynı o hepimizin bildiği fıkrada ki gibi durumumuz;
“Ağam biz bunu neye yedik?”