3 hafta önce Ermenek'teki bir maden ocağını su bastı. 18 maden işçisi maden ocağında mahsur kaldı. Günlerce bir umuttur bekledik. Gazeteci arkadaşlarımız madende nöbet tuttu. İşçilerimizle ilgili iyi haberler yayınlamak istiyorduk. "Mucize kurtuluş", "Hayata dönüş" gibi başlıklar atmak istiyorduk. Ama olmadı. Göçükten acı haberler geldikçe, bir daha göçüyorduk..
**
Sadece hayatını kaybeden 18 işçimiz değil, geride kalanlar da yüreğimizi yakıyordu. Geride kalanların öyküleri ise tüm Türkiye'yi ağlattı. Ermenek'teki garibanlığı lise yıllarından biliyordum. Ermenekli arkadaşlarımızla birlikte aynı sıraları ve aynı yatakhaneleri paylaştık. Gariban ama onurlu insanlardı. Ama Ermenek halkının bu kadar gariban olduğunu ise bu faciayla öğrenmiş olduk..
**
"Oğlum yüzme bilmezdi, ne yaptı orada" diyen Ayşe ninenin yüz hatları bize çok şey anlattı. Ayşe nine oğlu, Tezcan Gökçe'ne yandı. Vicdan sahibi tüm ana ve babalar Ayşe ninenin oğluna ağladı. Ya Recep dede ye ne demeli? O da oğlu Tezcan'a ağladı. Türkiye onu kara lastikleriye tanıdı. Recep dedenin ayağındaki yırtık kara lastikleri gördükçe burnumun direği sızladı, gözlerim doldu. Kara lastikler çocukluğumun ayakkabılarıydı. Sağlam ayakkabılardı. Yırtılınca sobada yakılırdı. Yırtık bir kara lastiği ilk defa Recep Gökçe'nin ayaklarında gördüm. Burnumuzun dibindeki yoksulluğu, fukaralığı görememişiz...
**
Maden ocağında can veren 8 işçi için cenaze namazı kılınıyor. Cenaze namazında Ermenekli Bakan Lütfi Elvan, milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez var. Recep dede ilk saftaydı. Dizleri artık yaşlılığı, bunca yaşadıklarını belki de evlat acısını kaldıramıyordu. Protokolde sandalyeye oturtmuştu. Ama bir Allah'ın kulu Recep dedenin kara lastik ayakkabısını görmemişti. Gazeteci dostlarımızın dikkatinden kaçmamış. Yırtık ayakkabıları fotoğrafladılar. Tüm Türkiye Recep Gökçe'nin kara lastiklerine ibretle baktı...
**
Recep dedenin yırtılmış kara lastikleriyle ilgili haberler internet sitelerine düşünce tüm Türkiye ayağa kalktı. Kimisi arayıp yardım etmek istedi, kimisi ise bütün bu yaşananlara isyan etti. Bir tarafta lüks içinde yaşayan bir zengin bir zümre, diğer tarafta fakirlik içerisinde boğulan bir kesim. Bir tarafta ayakkabı kutuları bir tarafta yırtık kara lastikler. Adaletsizlik diz boyu. Kara lastikler, bu toplumunun vicdanının ne kadar karardığının resmidir. Recep dedenin o halini görüp de yüreği cız etmeyen bir insanın insanlığından şüphe duyuyorum...
**
Kara lastik ayakkabılarla ilgili internet sitelerine birçok haber düştü. Bu kadar haberin üzerine Karaman Valiliği utanmış olacak ki; Recep dedeye ayakkabı gönderdi. Hem de deri ayakkabı göndermiş! Basında Hayırsever bir vatandaş da pazarda 7.5 lira ile 10 lira arasında fiyattan satılan yeni lastik ayakkabıyı cami imamı aracılığıyla gönderdi. Recep dede, “İmam getirdi, şimdi giymem desem olmaz. Almam desem de olmaz” dedi ama içinde fırtınalar koptu...
**
Bu ülkeyi yönetenler! Türkiye sadece 3 şehirden ibaret değil. Fakirlik sadece Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da yok. Özellikle Anadolu'nun dağ köyleri fakirlik içerisinde yüzüyor. Fakirlik Anadolu insanın kaderi olmasın. Eğilin! Anadolu'ya ayak değil, kulak verin. Bu insanları sadece seçim zamanı hatırlamayın. Anadolu'nun her köyünde Recep dede gibi binlerce insan var. Recep dedenin kara lastikleri yüzümüze bazı gerçekleri çok acı vurdu... Seni Ermenek'in bir dağ köyünde fakirliğe ve yoksulluğa terkettiğmizi için affet bizi Recep dede..