Bu gün size “Yeryüzünün en önemli olayı nedir” diye sorsalar ne cevap verirdiniz?
Öyle ya biraz siyasi olayları ve güncel olayları yakından takip eden, okumuş yazmış birisi olarak günümüzün en önemli olayını bilmeniz gerekmez mi?
Bize göre dünyanın en önemli olayı ülkesinde % 3 kadar oyu bulunan bir siyasi partinin bütün dünyanın ilgi merkezi olması ve dünyayı önüne katarak, onları kendi istediği noktaya getirmesidir.
Tabii ki Saadet Partisi’nden bahsediyorum.
Tabii ki Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçiminden bahsediyorum.
Görülmüş, duyulmuş bir şey değil…
Bu kadar küçük bir gurup 4,5 – 5 milyar bütün insanlığı peşine taksın da onların işlerini güçlerini bırakıp bu küçük bir gurubun ne yaptığını takibe alsınlar, yürekleri hop oturup, hop kalksın.
Türkiye de 21 senedir tek başına iktidarda olan, Anayasayı değiştirecek güce sahip ve devletin bütün imkânları elinde tutan AKP adındaki parti ile kimse ilgilenmesin.
Devletin televizyonları da dâhil en az 20 televizyonun, 20 büyük tirajlı gazetenin, radyoların doğru yanlış, iyi kötü demeden AKP’yi anlattığı günümüzde hep AKP’den bahsetmesin ama bununla dünya gündemine oturmasın ve “O mu?” 21 yıldır ne yapıp yapmayacağı zaten bellidir” densin.
Devletin imkânlarını ihalelerle kendi yakınlarına açan, ihaleleri sadece onlara veren böylece onları “Beşli çete” olmalarını sağlayan bir iktidar partisinden kimse alakadar olmasın,
ABD, AB ve İsrail ile olan ilgilerini normal temaslarının üzerinde çıkaran, neredeyse yurt dışında üflenen bir üfürüğün ülkemizdeki lambaları söndürdüğünü gördüğümüz mevcut iktidarın bu çarpık ilişkilerinin kimsenin görmek istemesin,
Cumhuriyet döneminin tek partili dönemleri de dâhil bütün dönemlerinde ülkemizi ve milletimizi yoğuran bir CHP ile kimse ilgilenmesin,
70’li yıllarda büyük bir gençlik kitlesini peşinde sürüklesin ancak AKP’ye şartsız ve koşulsuz yaklaşması üzerine gençlerini ve oylarını İYİ partiye kaptıran ve kendisi de AKP’leşen bir MHP ile ilgili kimse konuşmasın.
“Demokrasiye balans ayarı verdik” diyerek korumakla mükellef oldukları demokrasiyi önce kendileri demokrasiyi delsin son seçimleri nefesleri kesik olarak takip etsin,
Ama bir küçük parti diye tasnif ve tarif edilen bir parti ile bütün dünya ilgilensin.
NASIL BAŞLADI VE GELİŞTİ
1990’lı yıllardı. ANAP Anavatan Partisi iktidar, Turgut Özal ise başbakandı.
ANAP da o gün oyunun çokluğuna ve milletvekili sayısına güvenerek ülkede “Ben ne dersem o olur” demeye başlamıştı. Hâlbuki seçim kanunda yapılan bir değişikle oyu fazla olan bir partiye daha çok milletvekili verilirken % 10 barajını geçemeyen partilere hem kısır davranılıyor ve hem de onun milletvekilleri büyük parti diye tarif edilen partilere kaydırılıyordu.
Rahmetli Erbakan Hocamız bu konuyu konuşmalarında dile getirmiş, “muhalefet partilerinin yapacakları “seçim ittifakı ile büyüyeceklerini ve seçim kanunu bu sefer ittifak eden partilere cömert davranacaktır, demişti.
2023 seçimlerinden bir sene kadar önce, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bu görüşü muhalefet partilerinin liderleri ile görüşmeye başladı.
Mesela AKP ile görüştü. Ona ittifak teklif etti. Bu ittifakta uyulması gereken kuralların kitapçığını hazırlayarak verdi. O ise “ittifak yerine bize iltihak edin” teklifini yaptı.
Sırası ile CHP’ye, MHP’ye, İYİ partiye ve diğer partilere aynı teklifi götürdü. Bunları ikna etmek kolay olmadı. Her biri bir Genel Başkan olan bu partilerden bazıları teklifi kulak arkası yaptı, bazıları ipe un serdi “yetkili kurullarımızla görüşmemiz lazım” dedi. Ama bütün bu hız kesici davranışlar Temel Karamollaoğlu’nu yıldırmadı. Bunların ayaklarına bir daha gitti, bir daha gitti. Sonunda galibiyet Saadet Partisi’nin oldu 6 parti seçim ittifakı yapmanın kendileri ve milletimiz için de iyi olacağını anladılar ve bir araya gelerek 6’lı masayı oluşturdular.
Seçim sonuçları ne mi oldu?
Bu sorunun cevabının ne olduğu o kadar önemli değil. “Bir toplum layık olduğu idare ile idare olunur” kaidesi çalıştı ve toplum layık olduğu idareye kavuştu. Medya bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de baskın çıktı ve halkımızı kendi istediği yöne yönlendirerek onları istediği yöne taşıdı.