Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, Adıyaman’ı da yerle bir etti. Şehirde can kaybı, çok yüksek oldu. Adıyamanlılar, depreme geç müdahale edildiğini belirterek, hükümete sitem etti
16
6 Şubat gecesi ve öğle vakti yaşanan iki büyük deprem, birçok şehri yok etti. Hatay, Kahramanmaraş, Nurdağı gibi Adıyaman da yerle bir oldu. Şehit merkezi, tanınmaz hale geldi. Depremzedeler, şehrin kendini 10-15 yılda ancak toplayabileceğine vurgu yaptı. Adıyaman’ın depremden sonra ilk 2-3 gün boyunca ihmal edildiği sosyal medyada da gündeme getirilmiş, konu ile ilgili tepki ve paylaşımlar da artmıştı.
26
İLK 2 GÜN DEVLET TEMSİLCİSİ GÖRMEDİK
Adıyaman halkı, yetkili kurum ve kuruluşların deprem sonrası müdahalede çok geç kaldığını ifade etti. İlk 2 gün boyunca şehirde bir tane devlet temsilcisi görmediklerini söyleyen Adıyamanlılar, “Müdahale edilse, bu kadar can kaybımız olmaz” dedi. Çoğu Adıyamanlı, yakınlarını kendi imkânlarıyla kurtarmaya çalıştığını aktardı. Kimi Adıyamanlı kendi elleriyle enkazı kaldırdığını ifade ederken, kimi de para verip, farklı şehirlerden kepçe getirdiklerini belirtti. Depremin olduğu gece ve sonrasında 2 gün boyunca etkili olan yağışın kendilerini daha da zora soktuğunu dile getiren depremzedeler, “O gece sanki kıyamet koptu” şeklinde konuştu.
36
KENDİ CENAZEMİZİ KENDİ İMKANLARIMIZLA ÇIKARDIK
Annesini, babasını, kardeşlerini ve 30’dan fazla yakınını Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde kaybeden kaybeden Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Adıyaman İl Temsilcisi Cengiz Karadağ, tüm kayıplarına rağmen metanetini koruyarak, zorda olan Adıyaman halkının acılarına merhem olmak için canla başla mücadele ediyor. Karadağ, “Acımız varken bazı şeyleri konuşmadık, konuşmak da doğru olmazdı” dedi. “Bu tür felaketin tekrar yaşanacağ belli” diyen Karadağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önemli olan böyle bir felaket yaşandığında can kaybını azaltmaktır. Biz ilk 3 gün devletin varlığını hiç hissetmedik. Biz enkazımızın başında ateş yakıp bekliyorduk. Cenazelerimizi bireysel çabalarla Şanlıurfa’dan temin ettiğimiz kazıcı sayesinde çıkarttık. Bireysel çabalarla Konya’dan getirdiğimiz kazıcılarla çıkarttık. Bireysel imkanlarla çıkarttık ve ne yazık ki buna da şükreder hale geldik.”
46
CAN KAYBI ÇOK DAHA AZ OLABİLİRDİ
Karadağ, daha sonra şunları kaydetti: “Depremin üzerinden 4 gün geçmesine rağmen, herhangi bir enkaz başında kurumsal çalışma yapılmadığını gördük. Üstüne üstlük krize AFAD kendisinin mücadele edeceğini söyledi. AFAD’ın ikinci gün şehre girmeye çalışan makinaları engellediğini duyduk. Enkaz bölgelerine araçları kendilerinin yönlendireceğini duyduk ve yönlendiremediklerini de gördük. Biz, bunları herhangi bir polemik olsun diye söylemiyoruz. Benim 2 kardeşim, annem, babam ve birçok yakınım depremde hayatını kaybetti. Bizim canımız yandı. Bundan sonra kimsenin canı yanmasın diye bunları söylüyorum. Devlet imkânı, insanların sağlığı ve refahı için organize olmalı. Birilerine yaranmak için, liyakata önem vermeden kurumların başına getirdiği insanlar, felaketimizi daha fazla yaşamamıza neden oldu. Can kaybı, çok daha az olabilirdi. İnşallah bundan sonra devletimiz bu konuları göz ardı etmez. Biz ilk 3 ya da 4 gün 3. dünya ülkesinden farklı değildik.”
56
ARKADAŞLARI ÖLEN LİSELİ: İLK 2 GÜN KİMSEYİ GÖRMEDİK
Adıyamanlı lise 2 öğrencisi Hasan Çiçek isimli genç de şöyle konuştu: “Depremde bütün arkadaşlarımı ve ikinci derece akrabalarımı kaybettim. Okuduğum okul da enkaz altında kaldı. Televizyonlar, kesinlikle gerçeği söylemiyor. Adıyaman halkının artık ortak bir söylemi var. ‘Bu şehir sahipsiz’ diyorlar. Bir genç olarak, ilk 2 gün bu şehirde bir tane yetkili görmedim. Biz, depremin olduğu ilk dakikalarda dışarı çıkarken, büyük bir yıkımın olmadığını düşündük. Sis bulutu vardı adeta her yerde. Babam, ne olduğunu anlamadı. Arabaya bindik ilk etapta. Depremin olduğu ilk gece birçok arkadaşımı aradım ancak ulaşamadım. Babaannemi, diğer yakınlarımı merak ettik. Zaman geçtikçe, bu depremin diğer depremlerden farklı olduğunu artık görüp ve hissedebiliyorduk. Çocukluk arkadaşlarımın, okul arkadaşlarımın hepsini kaybettiğini öğrendim. Onların ölümüne alışamadım hala. Adıyaman, gerçekten çok kötü bir durumda. Hepimiz, yakınlarımızın, arkadaşlarımızın, dostlarımızın acısını unuttuk, evsiz kalan, sobası olmayan, üstü başı enkaz altında kalan, sıcak yemeye ihtiyacı olan kardeşlerimizin, büyüklerimizin dertlerine derman olmak için çalışıyoruz. Arkadaşlarımı, yakınlarımı kaybetmeye hala alışamadım ama yapacak bir şey yok. Gün seferberlik günü.”
YÖNETİCİLERDEN ‘BİR ŞEYE İHTİYACINIZ VAR MI’ DİYE SORAN OLMADI
Adıyaman’da depremin ilk gününden bu yana ekmek üretimine ara vermeyen, insanların daha fazla mağdur olmaması adına da depremzedelere ücretsiz ekmek dağıtan Esenköy Ekmek ve Unlu Mamülleri işletme sahipleri de “Yöneticilerin bizi bir arayıp teşekkür etmesi gerekirdi. En azından ‘Bir şeye ihtiyacınız var mı’ diye de sormaları gerekirdi. Arayanımız, soranımız olmadı ama biz milletimizle birbirimize yeteriz. İlk günlerde aramadılar tamam ama depremin üzerinden kaç gün geçti. Bir arayıp, sorabilirlerdi. Hepsi, makamlarıyla geziyorlar. Biz, kimseye muhtaç değiliz” dedi.
66
YETKİLİLER GERÇEKLERİ KONUŞMUYOR
Adıyaman halkı, Vali Mahmut Çuhadar’a da çok tepkili. Depremzedeler, depremin üzerinden birkaç saat geçtikten sonra “Şehrimizde 100 bina yıkıldı” açıklaması yapan Vali Çuhadar’a da kızgın olduğunu kaydederek, yetkililerin gerçek açıklamalar yapmadığını söyledi. Adıyaman genelinde binlerce binanın yıkıldığını, birçok binanın da oturulamaz durumda olduğunu dile getiren depremzedeler, “Gidin şehir merkezine bakın. Hatta Valilik binasının arkasına, sağına, soluna bakın. Kaç bina ayakta bakın. Gerçekleri konuşsunlar” diyerek, sitem etti.
2 GÜN BOYUNCA ENKAZA KİMSE GİRMEDİ
Deprem esnasında 5 yaşındaki çocuğuyla kendini dışarı atan ve canını kurtaran bir anne de şu cümleleri kurdu: “Allah rızası için sitemimizi yazın. İsmimi vermeyin. O kadar cesaretim yok. Söylediklerimde yanlış bir şey yok. Günahı benim boynuma. 2 gün boyunca çektiğim rezaleti bir ben, bir Allah bilir. Çok sahipsiz bırakıldık. Hala daha sahipsiziz. Kafamızı sokacak bir çadırımız dahi yok. O gece öyle bir yağmur yağıyordu ki, çamurlar içinde kaldık. Hava çok soğuktu. Küçük çocuğum var. Kimseyi görmedik. Kimse bizi dinlemedi. Kimse enkazlara da gelmedi. Yazın bunları, yazın.”
Öte yandan Adıyaman’da binaların çok büyük kısmı, yerle bir olurken, altyapı da aşırı zarar gördü. Şehre uzun süre elektrik verilemedi. Yapılan çalışmalarla elektrik bazı noktalara elektrik verilirken, su hala musluklardan akmıyor. Elektrik ve susuzluk da Adıyaman halkının canını çok sıkıyor. 2 haftadır duş alamayan insanlar, sağlıklarından endişeli. Ayrıca Adıyaman’da çadır bulamayan çok sayıda aile var. STK, dernek ve vakıflar, devletin ilgili kurum ve kuruluşlarından daha fazla vatandaşın yaralarını sarıyor.