Hüseyin Oprukçu bey, geçtiğimiz hafta MHP'ye geçti.
Beklenen oldu kısacası.
Çünkü Hüseyin beyin aklı da fikri de MHP'deydi.
**
Bir de kendisinin siyaset yaptığı yer belliydi.
Konya merkez ve ilçeleri arasında 31 Mart öncesi adaylığı açıklanan ilk isim Oprukçu'ydu.
Oprukçu, MHP'den aday gösterilmiş, henüz hiçbir ilçede adaylar belirlenmemişken, çalışmalara başlamıştı.
Cumhur İttifakı, Ereğli'de krize girdi ve Ereğli'den aday çıkaran parti AK Parti oldu.
Oprukçu, gücünü göstermek istedi.
Seçime bağımsız girdi, kazandı.
Kısacası Oprukçu, “Bana rağmen bu kararı almayacaktınız” dedi.
**
Diyorum, Hüseyin beyin aklı fikri MHP'deydi, geçti.
Zaten seçimden sonra da özellikle genel merkezle görüşmeleri oluyormuş.
Devlet beye geçmiş olsun ziyareti kapsamında gitmiş, partiye geçme konusu da orada konuşulmuş.
Biz, “Hüseyin Oprukçu, MHP'ye geçiyor” haberini girdik, 2 saat sonra geçiş işlemi haberini aldık.
Hüseyin bey, yoluna bağımsız devam edeceğini dile getirdiğinde MHP tarafından hedefe oturtulmuştu. Çok iyi hatırlıyorum.
MHP tarafından “Oprukçu ile asla bir daha yollarımız kesişmez. Aldığımız karara rağmen, kendisi böyle bir karar aldıysa diyecek başka sözümüz yok” denilmişti.
Siyaset bu...
Bir gün önce A denilene, bugün Z denilebiliyor.
O yüzden diyorum siyasette güven ve doğruluk çok önemlidir diye.
Fakat o süreci yakından takip eden biri olarak Hüseyin Oprukçu'nun özellikle MHP'ye olumsuz tek cümle kurmadığını biliyorum.
Hatta “Bağımsız olarak seçimlere girme kararı aldığımda ağladım” demişti Hüseyin Oprukçu bey bize.
Olayların bu güne gelmesinde hem AK Parti'nin hem de MHP genel merkezinin yanlışları oldu.
Cumhur İttifakı buradan aday olarak MHP'yi ilk günden çıkarmalıydı.
Ereğli'de ne oldu, ne bitti bilmiyoruz.
Fakat sonuç olarak AK Parti ve MHP'ye olan inanış, sırf bu yüzden zarar gördü.
Biz, Oprukçu MHP'ye geçiyor haberini girdikten sonra MHP'den önemli isimlerden arayanlar da oldu.
“Böyle bir şeyin olacağını zannetmiyoruz” dediler ve eklediler: “Eğer böyle bir şey olursa Cumhur İttifakı Ereğli'de zarar görür” endişelerini ilettiler.
Görüp, bakacağız.
Gelelim bir diğer Bağımsız Belediye Başkanı Adil Bayındır beye.
Günlerdir yazılıyor, “Beyşehir Belediye Başkanı Bayındır, AK Parti'ye geçecek” deniliyor.
Kendisiyle konuştuk. “Bu söylemler böyle olmamalıydı” diyor.
Bayındır;
“Dün ne söylediysem, bugün de aynı yerdeyim. Benim, Beyşehir halkına rağmen belli şeyler yapmam yanlış” dedi.
Bence de.
Parti geçiş olayı Ereğli'de yaşandı. Kimse yadırgamadı. Çünkü Hüseyin bey gönülden MHP'ye bağlı.
Tamam, Adil Bayındır bey de sağ merkezli bir siyaset benimsiyor ama AK Parti'ye geçerse öyle görüyorum ki, bütün güvenirliliğini yitirir.
Zaten kendisi de şöyle diyor;
“Halkla konuşmadan günler ne getirir bilemem ama kendi başıma bir iş yapamam.
Halkın siyasilere güveni açısından tutarlı olmamız gerekir.
Ben kimseyi tenkit edemem.
Bölgemizin vekilleriyle, iktidar temsilcileriyle bir sıkıntımız yok.
Cumhur İttifakı paralelinde düşüncesi olan birisiyim.
Ama benle ilgili olan şeylerin adı böyle konulmamalı.
Ben sağ düşünceye sahip olan bir insanım. Bunu herkes biliyor.
Parti hadisesini, Beyşehir halkı ile belirleyeceğim.
Bu tarz söylemler için ise henüz çok erken.
Bu yaz vermem gereken hizmetleri vereceğim.
Günü gelince şartlar ne getirir bilmiyorum.
Beyşehir'in beklediği işler var.
Vefasız insan değilim.
Halka vefa benim temel prensibim.
Halkın iradesine saygımdan dolayı acele bir karar vermek istemiyorum.
Bir partiye geçmem için öncelikle halkın ikna olması gerekir.
Halk izin verirse bu işler olur.
Halkın tümünü ikna etmem gerekir.”
Tarihe not edilsin bu ifadeler de.
Kalın sağlıcakla...