Boşanma sonrası eşe ödenen nafaka uygulaması zaman zaman tartışmalara neden olurken yeni bir düzenleme gündeme geldi. Adalet Bakanlığı tarafından gündeme gelen düzenlemede nafaka ödeme süresinin evlilik süresi ile sınırlandırılacağı belirtildi. Yine üzerinde durulan düzenlemede nafaka alacak eşin herhangi bir geliri olmaması halinde, nafakayı devletin ödeyeceği de gündeme geldi. Konu ile ilgili bir yayınladığı açıklamada her iki uygulamanın da doğru olmadığının altını çizen İlahiyatçı Prof. Dr. Orhan Çeker, “Evlilik süresi kadar kocanın nafaka ödemesi düşüncesinin hukukî bir temeli yoktur” ifadelerini kullandı.
‘YANLIŞIN BİRİ DÜZELTİLİRKEN BAŞKA YANLIŞA DÜŞÜLMEMELİ’
Nafaka ödeme süresinin İslam Hukukuna göre yalnızca iddet süresini kapsadığını kaydeden Çeker, “Adalet bakanlığı, boşanmalarda kocanın süresiz nafaka ödemesi yerine evlilik süresi kadar nafaka ödemesi, sonra da devletin nafaka ödemesi formülü üzerinde çalışıyor. Bu şekilde zulme sebep olmuş bir yanlışı düzeltelim derken başka bir yanlış ortaya çıkıyor. Biz biliyoruz ki toplum bundan da bizar olunca bundan da vazgeçilme durumu ortaya çıkacaktır. Gelin baştan yanlış yapmayın. Boşanma sonunda koca iddet süresince nafaka vermeli. Bunun sonrasında isteğe bağlı olarak gerek koca gerek devlet nafaka ödeyebilir" şeklinde konuştu.
İSLAM’A GÖRE HAREKET EDERSEK HUZURU YAKALARIZ
Düzenlenmesi gündeme gelen konu ile Orhan Çeker’in açıklamalarını değerlendiren Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği Kurucu Başkanı Murat Köse, “Yapılacak bu düzenlemenin de hukuki bir temeli yoktur. Orhan Hocanın yaklaşımı gayet doğru. Ki bizler eğer Müslüman bir ülkede yaşıyorsak İslam dinine göre hareket etmeliyiz. Bu şekilde huzuru da yakalarız. Biz süresiz nafakaya en başından karşıyız. Nitekim süresiz nafaka 1985 yılında Turgut Özal döneminde hayata girdi. Ondan evvel bu süre 1 yılla sınırlıydı. Biz biliyoruz ki bu uygulama küresellerin ve onların temsilcileri feminist derneklerin baskısı ile gündeme geldi. Bugün devlet bile işsizlik maaşını vermek için bir takım şartları koşuyor, çok zor veriyor. Ama iş boşanan eşe gelince durum farklı. Bugün boşanan erkeklere insanca muamele yapılmıyor. Boşanmış erkek ATM gibi görülüyor. Bu bir zulümdür. Yine erkek nafakayı ödemediği takdirde hapis cezasına çarpıtılıyor.
ŞİDDETİN ARTMA NEDENİ BU SİSTEM
Uygulanan bu sistemin şiddete yönelime neden olduğunu da vurgulayan Köse, “Şiddetin artma nedeni de bu nafaka meselesidir. Uygulanan bu nafaka olayı dağılan evliliklerin ve yıkılan ailelerin de nedenidir. Bunun bir an önce çözülmesi lazım. Hükümet bu durumu göz ardı ediyor. Ben biliyorum ki 6. yargı paketi düzenlemesinde süresiz nafaka uygulaması çıkarılmayacak. Bunu neden söylüyorum; çünkü eğer bir insan bir olayı çözmek istese bugüne kadar çözerdi. Yine görüyoruz ki bu konuda feminist kadın dernekleri engel teşkil ediyor. Öyle ki evlilik bugün ticari bir rant halini aldı” ifadelerini kullandı.
İTİRAZIMIZ HAKSIZ NAFAKAYA KARŞI
Mücadelelerinin ve itirazlarının haksız nafakaya karşı olduğunu vurgulayan ve çocuk için verilen nafakayı değil boşanmış eşe verilen haksız nafakayı kast ettiklerini de belirten Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği Başkanı Murat Köse, şunları kaydetti: “Bizim mücadelemiz nafakanın adaletsizliği ile ilgili. Biz süresiz nafakaya karşı olurken çocuk için ödenen nafakayı kast etmiyoruz. Fakat bu durum ne yazık ki manipüle ediliyor. Bu konuda çözüm önerimizse şu: Nafaka uygulaması 1985 yılından önce olduğu gibi bir yılla sınırlandırılmalı. Kendini geçindiremeyen kadınlar için devlet tarafından bir nafaka fonu kurulabilir. Ama bu durumu erkeğin omzuna yüklemek zulümdür. Evli kalınan sürede ödenmesi de doğru değil. 20 yıllık, 30-40 evlilikler bitebiliyor. Fakat bugün ortada büyük bir cinsiyetçilik var. Bu konuda bir başka çözüm olarak nafaka üçe ayrılabilir. Uzun evlilikler 2, orta süre evlilikler 1 yıl ve bir yıldan daha az evlilikler bittiği takdirde nafaka ödeme süresi iddet süresi olarak belirlenebilir. Ortadaki en büyük sorunlarından biri de şu: Bugün sırf nafaka sebebiyle evlenmeyen dul kadınlar var. Bu da zinanın önünü açmaktan başka bir iş yapmıyor.”
EYYÜB KARAKUZU