Dikmen'deki Hakimevi'nde düzenlenen "Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli"nde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kadınların adalet sistemine erişiminin önündeki engelleri aşmanın yalnızca insan hakları meselesi değil, aynı zamanda toplumların daha adil ve demokratik bir yapıya kavuşması için temel bir gereklilik olduğunu belirtti.
Kadınların hayatı şekillendiren, geleceği inşa eden bir rol üstlendiğini vurgulayan Tunç, son 22 yılda kadın haklarına yönelik birçok düzenlemenin yapıldığını, bundan sonra da aynı kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Tunç, insanların yaratılmışların en şereflisi olduğunu ifade ederek, kadın haklarının insan onurunun korunması açısından son derece önemli olduğunun altını çizdi.
İnsan onurundan öte bir değer, insan onurundan üstün bir kimlik olmadığı değerlendirmesinde bulunan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan, sadece insan olduğu için yücedir ve bu yüceliği gölgeleyen her türlü ayrımcılık, bizim ne dini anlayışımızda ne de kültürümüzde vardır. Kadın hakları, insan onurunun korunması açısından son derece önemlidir. Kadına yönelik şiddet ise bu insanlık onuruna yöneltilmiş en karanlık, en çirkin, en aşağılık saldırıdır. Şiddetin hiçbir türünü kabul etmediğimiz gibi özellikle kadına yönelik olanını tartışmasız biçimde reddediyoruz. Kadına yönelik şiddeti, insanlık ailesinin tamamına yöneltilmiş bir ihanet olarak görüyoruz. Çünkü kadına şiddet, yalnızca bir kadını değil, bir aileyi, bir toplumu, nesilleri yaralayan, kökleri derine inen bir kötülüğün yansımasıdır.
Annelere yöneltilen bir el, evlatların geleceğini çalmakta, bir eşin susturulan sesi, toplumun vicdanında kapanmaz yaralar açmaktadır. Bu yüzden, kadınların haysiyetine dokunan her türlü şiddet karşısında dimdik durmak, hem kişisel hem kurumsal sorumluluğumuzdur. Bu bakımdan kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz. Ve bundan sonra da şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz."
"Kadına yönelik şiddet küresel bir sorun"
Adalet Bakanı Tunç, 22 yıl boyunca izlenen politikaların temeline hep insanı koyduklarını, insanı güçlendirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Güçlü ailenin yolunun güçlü insandan geçtiğine işaret eden Tunç, kadına yönelik şiddetin "küresel bir sorun" olduğunu kaydetti.
Tunç, kadına yönelik şiddeti önleme adına 2012'de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girdiğini anımsatarak, "Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçladık." diye konuştu.
İlerleyen süreçte kanunun daha etkin uygulanmasına yönelik tedbirlerin de alındığını belirten Tunç, Adalet Bakanlığı bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığının kurulduğunu bildirdi.
Tunç, adli süreçlerde adalet sistemiyle yolu kesişenlerin desteklenmesinin temel öncelik olduğunu aktararak, suç mağduru kadın ve çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkan sağlayan adli görüşme odalarının oluşturulduğunu söyledi.
Bakan Tunç, "Bugün itibarıyla 81 ilde 164 adliyede, 172 adli görüşme odasında, 127 bin adli görüşme gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 81 ilimizde kurduğumuz ve sayısı 171 olan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimiz başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireyler olmak üzere tüm mağdurların adli süreçte yalnız olmadıklarını hissettirmektedirler. Suç mağdurları, müdürlüklere başvurarak adli süreç boyunca bilgilendirilmekte, ihtiyaç duydukları hizmetlere yönlendirilmekte ve psiko-sosyal destek hizmetlerinden yararlandırılmaktadır." açıklamasında bulundu.