Abdüllatif Şener: Bu, Yargının Uygulayacağı Yasaları Da Yandaşlaştırma Paketidir

AK Parti'den ayrılan eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 8 ay önceki yargı paketinin hükümet üyeleri ve çocuklarını kurtarmaya yönelik olduğunu, şimdiki paketin ise bu kez hükümetin istediği kişilere veya gruplara baskı uygulaması,...

AK Parti'den ayrılan eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 8 ay önceki yargı paketinin hükümet üyeleri ve çocuklarını kurtarmaya yönelik olduğunu, şimdiki paketin ise bu kez hükümetin istediği kişilere veya gruplara baskı uygulaması, yargı süreçlerine sokulmasını sağlayacak düzenlemeler içerdiğini söyledi. Şener, "Bu paket yargı mensuplarını yandaşlaşmanın ötesinde bir adımı ifade ediyor; yargının uygulayacağı yasaları da yandaşlaştırma paketidir doğrudan doğruya." değerlendirmesinde bulundu.

TSYD lokalinde düzenlenen Hacettepe Üniversitesi Maliye mezunları kahvaltısına katılan Abdüllatif Şener, yeni hazırlanan yargı paketini değerlendirdi.

Şener, 8 ay önce Şubat’ta çıkartılan yargı paketinde bugünkünün tam tersi hükümler olduğuna işaret ederek, "Yani zanlıları korumaya yönelik, savcıların, hakimlerin inisiyatifini biraz daha sınırlayan hükümler vardı. Şimdi ise tam tersi bir paketle hükümet kamuoyunun karışına çıkmıştır. Bu pakette istediği kişilere veya gruplara baskı uygulanmasını sağlayacak, yargı süreçleri içerisine sokulmasını sağlayacak düzenlemeler var. Bunun anlamı şudur: Şubat ayındaki o paket niye öyle düzenlenmişti; Sayın Erdoğan, bazı bakanları, bakanların çocukları yargının huzurundaydı. Başbakanı, bakanları ve çocuklarını kurtaran, koruyan bir düzenlemeydi." ifadelerini kullandı.

'KENDİLERİ İLE İLGİLİ YARGI SÜRECİNİ AŞMIŞ GÖZÜKÜYORLAR, ŞİMDİ BİRİLERİNİ YARGILAMAK İSTİYORLAR'

Bugün ise iktidarın bu yükü üzerinden atmış gözüktüğünü ifade eden Abdüllatif Şener, "Kendileri ile ilgili yargı sürecini aşmış gözüküyorlar. Ama şimdi onlar birilerini yargılamak istiyorlar; sevmedikleri, hoşlanmadıkları birilerini yargılamak istiyorlar. Bunun için hakimleri, savcıları yandaş olarak düzenlemesi yetmiyor, HSYK’nın istedikleri gibi oluşması yetmiyor. İstedikleri mahkemelere istedikleri hakimlerin savcıların atanmış olması da yetmiyor. Uygulanacak yasaları da yandaş hale çevirmeye çalışıyorlar. Bu paket, yargı mensuplarını yandaşlaşmanın ötesinde bir adımı ifade ediyor; yargının uygulayacağı yasaları da yandaşlaştırma paketidir doğrudan doğruya." şeklinde konuştu.

'İSLAM’IN ÖZÜ ADALETTİR'

Düzenlemenin hükümetin bir adalet arayışı olmadığını gösterdiğini dile getiren Şener, şöyle devam etti: "Adalet mülkün temelidir. Adalet bir toplumsal düzenin devamı için en temel gerekliliktir. Ve inançlarımıza göre de adaletin olmadığı yerde din yok demektir. Yani inançlarımız mutlak surette adaleti gerekli kılar. Kutsal metinlere baktığımızda bunu görüyoruz. Ayeti kerimede açıkça ifade ediliyor ki bir kavme olan düşmanlığınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Veya bunun ötesinde biz gençlik yıllarımızdan beri İslam’ın özünün adalet olduğunu anlatmışızdır. Hz. Ali ile bir Yahudi’nin nasıl yargılandığı, sonunda kadının Yahudi lehine karar verdiğini; ‘İslam’da devlet başkanı bile olsa bir gayrimüslimle eşit koşullarda yargılanıyor. İslam bu demektir’ diye bunu anlattık durduk."

'SUÇ İŞLEYEN KIZIM FATIMA DA OLSA ONU CEZALANDIRIRDIM” HADİSİNİ HATIRLATTI'

Eski Başbakan Yardımcısı Şener, adalet söz konusu olduğunda kin ve düşmanlık, dostluk; 'bana göre başka sana göre başka adalet' olmayacağını belirterek, Hz. Peygamber (SAV)'in, ‘Suç işleyen kızım Fatıma da olsa onu cezalandırırdım.' hadis-i şerifini hatırlattı. Şener, şunları ekledi: "Ama İslam’ın bu temel ölçüsü ortadan kalkmış, çağdaş demokratik değerler ortadan kalkmış, Anayasal düzen ortadan kalkmış, yandaş hakim savcı oluşturma, yandaş yasalar oluşturma çabası içerisinde bir iktidarla karşı karşıyayız. Yasaları bile konjonktüre göre ayarlıyor. Bugün sen yargının karşısındaysan iktidar olarak yasaları lehine değiştiriyorsun. Yarın sen birilerini hesaba çekmek istiyorsan yasaları o hesaba çekileceklerin aleyhine düzenlemeye kalkıyorsun. Böyle bir düzen olmaz. Yarın bu paket Anayasa Mahkemesi'ne gittiğinde Anayasa Mahkemesi, hukuk ilkelerine göre değerlendirirken somut ‘tek tek maddelerin hangi kelimesi, ifadeleri Anayasa’nın somut metnine aykırıydı’ diye bakmaması lazımdır. Bir konjonktürel yasadır. Adalet konjonktüre göre işlemez. ‘Topyekün böylesi bir düzenleme Anayasaya' göre aykırıdır’ diye bakılması lazımdır."

'ÖCALAN ÖTEDEN BERİ FİİLEN MÜZAKERECİ KONUMUNDADIR'

Çözüm sürecine ilişkin son gelişmelere de işaret eden Abdüllatif Şener, hükümetin barış sürecinin yüzde 90’lık kısmının hallolduğu yönünde, 'akil adamlar'ın devreye gireceği, 'Öcalan’ın müzakereci olacağı' açıklamaları yaptığını hatırlatarak, "Öcalan öteden beri fiilen müzakereci konumundadır. Bugün ilan etmeye gerek yok." dedi.

Şener, hükümetin öteden beri her konuda Öcalan ile görüş alışverişinde olduğunu belirterek, "En son olayları yatıştırmak maksadıyla Öcalan’dan yardım istemiştir. Zaman zaman İmralı’ya heyetler gidiyor; hatta bir ara heyetlerde kimlerin olacağına başbakan iken Sayın Erdoğan karar veriyordu. Bunun anlamı hükümetin bu süreçte muhatabı Öcalan’dır. Öcalan baştan beri müzakerecidir. Şimdi bunun adını koyup koymamak o kadar önemli değil. Hükümetin bu konudaki açıklamaları kamuoyunu oyalama, oya yönelik stratejiler olarak değerlendirilmelidir. Şu anda Türkiye barış sürecinin tamamlanmasına her zamankinden daha fazla uzaktadır. Barışa en uzak olduğumuz nokta bugündür." sözlerini kaydetti. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri