BBP Konya İl Başkan Yardımcısı Abdullah Furkan Şimşir
Doğal Afetler Ve Samimiyetsizliğin Evliyalar Şehri Konya’mızın Üzerindeki Etkileri
İslam ülkelerinin gözbebeği, sancaktarı İstanbul’dan sonra gelen en fazla evliyalara, türbelere, tarihi yapıtlarına sahip olan Konya’mızın her metrekaresinde manevi olguları hissetmemek zor olmaması gerekiyor.
Sadrettin Konevi Efendi Hazretleri, Ateşbaz-ı Veli Efendi Hazretleri, Hacıveyiszade Mustafa Efendi Hazretleri, Lâdikli Ahmet Ağa Hazretleri, Şeyh Musa Efendi Hazretleri, Mevlana Celalettin Rumi ve gönlümüze yer tutan büyükleri saymakla bitmez…
Özeleştiri yapmak gerekiyorsa güzel Konya’mızın maneviyatına uygun bir şekilde cevap verebiliyor muyuz? Ziyadesiyle düşünmek gerekiyor. Hemşerilerimize soracak olursak; bir kısmı kalp ile tasdik fiziken karşı, bir kısmı da sağına soluna bakarak ortacı bir yol izleyecek, bir kısmı da işime bakarım büyüklerimiz bilir diyecektir.
Meselenin özü açık konuşmak gerekirse yerine ve zamanına göre muhafazakârlık, istismarcı İslamcılık tesirinde kalarak kısır bir döngüyle birlikte ister istemez hesapta olmayan bir sonuç ortaya çıkıyor.
Örnek verecek olursak:
Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi kuraklık ve covid-19 pandemi ile beraber toplumsal olarak davranış kalıplarımızın değişmesi olmuştur. Hastalık yüzünden alınan tedbirler bizleri yeni bir yaşam tarzına sürüklemiştir. Büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden öpememenin sadece manevi kayıplarını uzunca bir zaman yaşayacağız zannımca!
Bu malum hastalık sağlık sistemini ve insanları test etmiştir. Sağlık sistemi, gıda, su, sosyo-ekonomik ve toplumsal yapılarımızdaki eksikliklerimizi görmemize vesile olmuştur. Bu gerçek sadece ülkemiz için geçerli değil, tüm dünya için geçerli olmuştur.
Bizi ayakta tutabilecek temel ihtiyaçlarımızı tarım ülkesi olmamıza rağmen dışarıdan ithal etmekteyiz. Bunun sonucu cari açık dengesizliği peşimizi bırakmamaktadır. Ülkemizin tarım ve sanayi üretimini destekleyerek cari açığı kapatmaya çalışılması gerekmektedir.
Ülke menfaatlerini öncelikle kendi öz kaynaklarımızda aramamız gerekiyor. Su kaynaklarımız tarım alanları ile buluşturulmalıdır.
Konya’mızın geniş bir tarım arazisi olması sebebiyle acil olarak su ihtiyacı konusunda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Ciddiyetle su israfı konusunda hepimizin bilinçlenmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Yaşanılan kuraklık bizlere ders olmalıdır.
Sistemli, mantıklı bir tarımsal alanın sulanması halinde tüm ülkemize yetecek kadar buğday, mısır, yağlık ayçiçeği ve benzeri ürünleri elde edebiliriz.
Bununla beraber küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin en çok etkilendiği illerin başında Konya gelerek birçok gölün, bitkinin, hayvanların etkilenmemesi için önlemlerin ne derecede alındığı,
Toplam 15 milletvekilinin olduğu, halkımızın fazla mütevazılığından kaynaklı kendini yeterince anlatamaması ya da anlatmak istememesi, Pandemi döneminde itikadı yönüyle faize karşı olduğumuz halde esnafın faize yönlendirilmesi,
Ülkemizin en büyük sanayi şehirlerinden biri olan Konya’mızda sanayice ve küçük esnaf arasında sosyo-ekonomik bağ kurulamaması,
Hava kirliliğinin en fazla olduğu yere şehir hastanesinin yapılması,
Lebalep kongrelerden sonra esnafın sessiz çığlığı,
Bazı dernek ve vakıf yöneticilerinin işine geldiği zaman kanuna, işine gelmediği zaman dine göre uygulama yapmak istemesi,
Doğal afetler sonucu ihtiyaç duyulan kentsel dönüşümün ne kadar itikadımıza göre şekillendiği…
Sonuç olarak:
Yapılması gereken en önemli durumlardan bir tanesi Konya Ovasının su ile buluşturulması için merkezi hükümetin kaynak aktarmasıdır. Konya halkının duyarlılığı ve dikkatli telkinleriyle olabileceğine inanıyorum.
Öz benliğimize dönerek objektif bir şekilde milli ve manevi değerlerimizi esas alarak doğrunun nereden geldiğine bakmadan doğrunun yanında, yanlışın nereden geldiğine bakmadan karşında olarak ilahi adaleti dikkate alarak kendimizi teslim etmeliyiz.
Son olarak:
Covid-19’dan dolayı vefat edenlere rahmet olsun, hastanede yatanlara acil şifalar diliyorum.
Metina, Zap, Avaşin-Basyan, Kandil’de ve dünyanın birçok yerinde operasyonda olan kahraman Mehmetçiklerimizin Allah yardımcısı olsun, şehitlerimize rahmet olsun, gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Şu mübarek ramazan aylarında soykırıma maruz kalan, ibadetlerini yerine getiremeyen Doğu Türkistan ve Filistin başta olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki Müslüman kardeşlerimizin Allah yardımcısı olsun. Dualarımızda unutmayalım.
Amerika başkanı Joe Biden’in yapmış olduğu soykırım açıklamalarına karşılık cevabımız rahmetli şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun ileri görüşlülüğü ile cevap vermek isterim: ‘’Bölgeyle yakından ilgilenen Irak’ı işgal eden. İran’ı işgale hazırlanan, Suriye’yi her an işgale hazır bir ülke olarak gören ABD yönetimi elbette ki, bölgedeki dengeleri yakından izlemekte, olabildiğince buradaki gelişmelere müdahale etmektedir. Dolayısıyla ABD’deki 30 civarında eyalet meclisinin aldığı karara ABD yönetiminin sessiz kaldığı gibi bir durum söz konusu değildir. Bu kararlar ABD’nin büyük devlet stratejisinin birer parçasıdır. ABD bu demokratik (!) kararları günü geldiğinde mutlaka kullanacaktır.
Öte yandan ABD’deki Ermeni lobisinin gücünü ve ülke siyasetine etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Yani bu kararlar pek çok açıdan ABD yönetimini rahatsız etmek şöyle dursun rahatlatmaktadır.
Olayın bir başka yönü de şudur. Tehcir (yer değiştirme) uygulaması sırasında pek çok Ermeni’nin malları Amerikan şirketleri tarafından sigorta edilmiştir. Eğer Türkiye soykırım safsatasını kabul ederse bu şirketler Türkiye’den tazminat alacaklardır. ABD bu kozu da sürekli olarak yedeğinde tutmaktadır.’’ (Türk Yurdu Dergisi, Haziran 2006, Yıl 95, Sayı 226)
Sürçü lisan ettiysek affola…