ABD Başkanı Trump, “Suriye’den çok yakında çekileceğiz, biraz da başkaları uğraşsın,” dedi. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’e basın brifinginde Trump’ın bu açıklaması kendisine soruldu ve şu cevabı verdi:
“Başkan Trump’ın açıklamasını görmedim. Ancak genel anlamda bu ABD yönetimi Suriye’ye daha çok yardım edecek ortaklara bakıyor. Diğer ülkelerin daha çok yardım etmesini istiyoruz. ABD uzun zamandır Suriye’deki çabaların başını çekiyor. Biz başka ülkelerin de yardım etmesini istiyoruz ki bu ağır yükü sürekli olarak biz taşımayalım.”
ABD’nin, bu açıklamasından sonra Fransa harekete geçti ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’te SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ile görüşme yaptı. Akabinde: Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan şu açıklama yapıldı: “Macron, SDG ile Türkiye arasında arabuluculuk teklif etmiştir.”
Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bunun üzerine sert tepki gösterdi ve özet olarak şöyle dedi: "Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz lafı, haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır.”
Bu gelişmeler gösteriyor ki; küfür ayakta, İslam âlemini sıra ile canı istedikçe dövüyor. Biri, geri çekiliyormuş gibi bir izlenim bırakarak diğeri devreye giriyor. Bakın, Allah düşmanı Yahudi de bu gelişmeleri kendisi için bir vazife bilerek Gazze’ye saldırıyor! Birçok masum Filistinli hayatını kaybetmiştir.
ABD, Türkiye’nin ve dünyanın tepkisini daha fazla çekmemek için- her zaman yaptığı gibi- muslukları biraz açıverdi; mesele bundan ibarettir. Heather Nauert'enin yukarıda geçen açıklamalarından anlaşıldığı gibi ABD Suriye’de kalıcıdır. Koalisyonun kendisine daha çok yardım etmesini istiyor.
ABD, NATO’ya demek istiyor ki; bize daha çok yardım edin ki, Türkiye’yi boğalım, projemiz akamete uğramasın. Fransa’nın, şimdi sarayda SDG’i ağırlamasının sebebi budur.
ABD, Afganistan’dan çıkacağım demişti, çıktı mı? Afganistan’a sürekli asker gönderiyor. Afgan Mücahitleri, Bolşevik Rusları ülkelerinden çıkardı. Akabinde ABD, Afganistan’ı işgal etmiştir.
Kurt, kuzuya
- Suyumu bulandırıyorsun, demiş.
- Aman efendim sen yukardasın ben aşağıdayım.
Kurt ama ben seni yemek istiyorum demiş.
Tıpkı bu hikayede olduğu gibi ABD, Afganistan’ı yemek için kendisinin yıktığı İkiz Kuleleri’ni bahane etmiştir.
Rusya’da bir taraftan Esad rejimi görüntüsü altında Guta’da halkın kanını içmektedir.
Yukarıda söylediğim gibi küfür ayakta onu bunu bahane ederek Müslümanların kanını içmektedirler.
Suudi Arabistan’ın Suriye’de ABD’ye yardım etmesi düşündürücüdür. Bu ülke, ABD’nin baskısı ile Arap aşiretlerini YPG ile anlaşmaları ve birlikte hareket etmeleri için çalışmaktadır. Dolayısıyla ABD’nin Suriye’de kalıcı olmasından sorumludur.
Sonuç olarak diyoruz ki, ABD, bu çıkışıyla Türkiye’yi oyalamakta ve NATO ülkeleriyle aralarına açarak Mayıs ayında büyük elçiliğini Tel Aviv’den KUDÜS’e taşımada başarılı olmak istiyor! Hoşça kalın.