Obama, Müslüman dünyasına da seslenerek, “Karşılıklı fayda ve karşılıklı saygıya dayalı ileriye dönük yeni bir yol arıyoruz. Çatışma tohumları ekmek isteyen ya da kendi toplumlarının hastalıklarından Batı’yı sorumlu tutan dünya çapındaki tüm liderlere; halklarınız sizi inşa ettiklerinize göre değerlendirecektir, tahrip ettiklerinize göre değil. Terörizmi desteklemeyeceksiniz. Buna devam edemeyeceksiniz, sizin üstenizden geleceğiz.” dedi.
Dünya, ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama’dan çok şey bekliyor. Haklı; çünkü istikrarsız dünya sistemi yapısı gereği her şeyi bozdu. Ekonomi çöktü. Açlık ve sefalet diz boyu. Küresel ısınma oluştu. Demokrasi adına yalan ve hile ile İslam ülkeleri ve mazlum ülkeler fiilen bir bir işgal edilmektedir. İşkence, faili meçhul cinayetler arttı. Din ve vicdan hürriyetinin önüne barikatlar kuruldu.
Hâsılı istikrarsız dünya sistemi dünyayı yaşanmaz hale getirdi. Ümit siyahî adama bağlandı. Barack Hüseyin Obama’nın seçilmesinin sebebi budur.
Dünya ekonomisi sadece geçici tedbirlerle düzeltilemez. Mesela üstü düzey bürokratların maaşını dondurmakla, düşük faizli kredi vermekle, kapitalizm doktrini esas alınarak hazırlanan ekonomik paketlerle.
Ekonomiyi çökerten kapitalist sistemin bizatihi kendisidir. Bu bilinirken yanlışta ısrar etmek, sömürüde ısrar etmektir. Mesele dünyayı oyalamaktır.
Küresel ısınma kapitalizmin ekolojik dengeyi bozmasından oluşmuştur. Barack Hüseyin Obama bu gerçekleri bilir; ama istikrarsız dünya sisteminden çekindiği için, ekonominin düzeltilmesi ve küresel ısınmanın önlenebilmesi için geçici tedbirlerle yetinecektir.
Kapitalist düzene Allah ve Resulü savaş açmıştır. Allah ve Resul’ünün savaş aştığı bir düzenle hiç ekonomi düzeltilebilir mi, küresel ısınmanın önüne geçilebilir mi?..
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından (faizcilere) karşı açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tövbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz” (1).
Obama’nın İslam dünyasına mesajına gelince. Karşılıklı fayda ve karşılıklı saygı kapitalist sitemle olmaz. Bu sistem karşılıklı faydanın ve karşılıklı saygının düşmanıdır. Bunlar tıpkı gündüz ve gece gibidir. Biri varken diğeri olmaz. Çatışma tohumunu eken kapitalist sistemdir. Pazar için ulusal devletleri doğuran bu sistemdir. Dolayısıyla ulusal devletlerin bizatihi kendisinin hastalıklı olması tabiidir. Bunun için Batı sorumludur. Batı, kültürü gereği hastalıklıdır. Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın inanç sistemi bunun bir delilidir. Aslı tahrif edilmiş bu dinlere göre Allah cisim olarak kabul edilmektedir…
Terörizm, din ve vicdan hürriyetini kısıtlamaktır. Kısıtlayan liderler teröristin ta kendisidir. Kur’an-ı kerimde şöyle buyrulur: “… Kâfirler eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler…” (2).
Bu gerçek karşısında kapitalizmin egemen olduğu bir dünyada karşılıklı fayda ve karşılıklı saygıya dayalı ileriye dönük bir yol bulmak mümkün mü?
Din ve vicdan hürriyetinin önünü açmaya çalışmak, işgal altındaki ülkelerin direnmeleri terörizm değil, bilakis karşılıklı fayda ve karşılıklı saygıya dayalı ileriye dönük bir yol bulma arayışıdır.
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Fitne (küfrün egemenliği) tamamen yok edilinceye ve edin (kulluk) de Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur” (3).
Bu gerçekleştiği zaman karşılıklı fayda ve karşılıklı saygıya dayalı ileriye dönük bir yol gerçekleşmiş olur.
Bunun gerçekleşmesinde Habeş Kıralı Necaşi üstüne düşen görevi yapmıştır Hz. Peygamber (s.av.) Efendimiz, arkadaşlarına; “Habeşistan’a hicret edin, orada âdil bir hükümdar vardır.” buyurmuşlardır.
Obama, kendini, kölelikten gelen siyahîleri ve dünyayı kurtarmak istiyorsa, Kral Necaşi gibi âdil bir hükümdar olmasını tavsiye ederiz.
Kaynaklar:
1. Bakara:278
2. Bakara:217
3. Bakara: 193