Bu günlerde ister iktidar yanlısı olsun isterse de iktidar karşıtı olsun muhafazakârı, mütedeyyini ve ümmetçisi ile tüm Müslümanların ortak noktası 6251 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılması gerektiğinde birleşmeleridir.
Uzun zamandır Müslümanlar arasında böyle bir düşünce birlikteliği görülmemişti aralarında.
Genel ve yerel seçimlerde iyiden iyiye belirginleşen bu ayrışmanın ortadan kalkmış olması milletin temeli olan aile kurumunun yok edilmesine kadar varacak bir uygulamaya karşı çıkılma sebebiyle de olsa olması sevindirici bir gelişmedir.
Tam adı KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN olan 6251 sayılı kanun milletimiz arasında cinsel yönelimlerin serbest bırakılması olarak algılanmaktadır.
Kanuna esas olan Avrupa Konseyi Sözleşmesini okuduğunuzda durumun bundan daha vahim olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Türkiye, mahut Sözleşmeyi 11 Mayıs 2011 tarihinde hiçbir çekince şartı koymaksızın imzalamıştır. Sözleşme'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin 24 Kasım 2011 tarih ve 6251 sayılı Kanun, 29 Kasım 2011 tarih ve 28127 sayılı Resmi Gazetede yayımlamıştır. Bakanlar Kurulu'nun onaya ilişkin 10 Şubat 2012 tarih ve 2012/2816 sayılı Kararı ise, 8 Mart 2012 tarih ve 28227 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Sözleşme, Türkiye bakımından 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Daha açıkçası konu AKP’nin iktidara gelmeden önce 2001 yılında “eşcinsellerin kendi hak ve özgürlüklerinin yasal güvence altına alınması” gerekiyor bakışından kaynaklı ve Abbas Güçlü ’nün bir TV programında sorduğu bir soru üzerine RTE’nin, “Eşcinsellerin kendi hak özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart” cümlesini kullanması bile muhafazakârlar tarafından yadırganmıyordu.
Konu TBMM de anayasa tartışmalarında gündeme geldiğinde “bu yüz yılın meselesi değil” diyerek sümen altı elmiş olmasına rağmen bu günlerde aile yok edene kanundan başlayıp ahlaksızlık kanuna oradan da erkekle erkeğin evlenmesine izin veren kanun olarak itham edilmesine kadar geldi.
Kim ne derse desin AKP çoğunluklu meclis tarafından red edilmesi beklenen sözleşme artık bir kanun olarak yürürlüktedir.
İşin diğer tarafından bakılacak olursa bu günlerde sıkça gündeme getirilmesine rağmen artık TBMM nin tatile girmiş olması ve tatil döneminde bir olağanüstü toplantı daveti yapılacağına dair bir emare de görülmediğine göre iş meclisin açılacağı döneme kadar kanundan kaynaklanan ahlaksızlıkların ve zulümlerin devam edeceği gerçeğinin görülememiş olmasıdır.
Bazı aklı evveller ile 2023 çığırtkanlığı yapan troller İstanbul Sözleşmesinin LBGT ile hiçbir ilgisi yoktur ve bu yalandır ifadelerine karşı buyurun sözleşme metninden birlikte okuyalım:
Madde 3 –b “Aile içi şiddet”, eylemi gerçekleştiren, mağdurla aynı ikametgahı paylaşmakta olsun veya olmasın veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır.
Madde 3 –f “Kadın” terimi, 18 yaşından küçük kızları da kapsayacaktır.
Şimdi de birlikte okuduğumuz bu paragrafı tam olarak anlamaya çalışalım.
Sıkı durun o zaman.
18 yaşın üstündekilere zaten karışamıyordunuz ya, bu defa 18 yaşın altındaki kız ya da oğlan fark etmeden çocuklarınızdan herhangi birisinin cinsiyet değiştirme isteğine karşı çıktığınız anda meşum İstanbul Sözleşmesinin 3. Maddesinin b ve f fıkralarına göre çocuklarınızın cinsel özgürlüklerini kısıtladığınız için çocuklarınıza karşı şiddet uygulamış sayılacak ve suç işlemiş olacaksınız.
Bu süreç sizi bir takım adı STK olarak adlandırılan fesat kuruluşlarının şikâyeti üzerine çocuğunuzun devlet tarafından elinizden alınıp eşcinsel bir aile veya eşcinsellerin oluşturduğu bir derneğin korumasına verilmeye kadar götürebilir.
Müslümanların oluşturduğu bir parti böyle bir şeye imza atmaz diyerek sakın kendinizi kandırmayın.
Artık Kanun muamelesi gören sözleşme maddesi çok açık.
Çocuklarınızın cinsel yönelim hakkı artık kanunla güvence altına alınmıştır.
Allah(cc) ile adeta harp eden muhafazakârların kendilerini 2023'e kadar şerbetleme telaşlarının sebebi şimdi daha iyi anlaşıldı mı acaba?
Açın ve tekrar tekrar iyi okuyun ve düşünün.
Nereeeeden nereye geldik diye…