60’lı 70’li yıllarda olan şikenin, bugün daha çok olduğunu düşünüyorum
Türk ve Konya futbolunun unutulmaz isimleri arasında yer alan, 50’nin üzerinde Ay Yıldızlı formayı giyen, adı Ankaragücü ile özdeşleşen, bir dönem Galatasaray da görev alan ve Cim-bom’un 3 Mehmetçiği’nden biri olan Mehmet Aktan (Sarı Mehmet) Türk futbolunda şikenin de teşvik priminin de bir gerçek olduğunu ifade ederek, “benim futbola başladığım yıllarda da vardı, futbolu bıraktığım yıllarda da, şimdi de var” dedi.
Son günlerdeki şike ve teşviklerle ilgili düşüncelerini aldığımız Mehmet Aktan, şike ve teşvik priminin Türk futbolunun bir virüsü olduğunu, hem şikenin hem de teşvikin önüne geçmenin kolay olmayacağını, ancak yasanın en sert şekilde işlemesi ile bu işin sonunun gelebileceğini söyledi. Mehmet Aktan, “Ben kendimi bildim bileli bu ülkede şike de var, teşvikte. Bunun aksini iddia edenlerin de birebir bu işlere bulaştığı bir gerçektir. 60’lı 70’li yıllarda olan şikenin, bugün daha çok olduğunu düşünüyorum. Çünkü milyar dolarların döndüğü futbolda bunların olmaması mümkün değil. Bizim zamanımızda da vardı, ama bu kadar paralar dönmüyordu.”
1968’li yıllarda kendisine de bu tür teklif yapıldığını söyleyen Mehmet Aktan, şikeye bulaşmadığını, ancak teşvik primi aldıklarını söyledi. Aktan, “Konyaspor’da oynadığım 1968’li yıllarda bana böyle bir teklif geldi. Bana teklif yapan bu takımlardan birisi halen Süper Lig’de, birisi ise sanıyorum amatör kümede. Bu iki takım şampiyonluk mücadelesi veriyorlardı. Takımlardan birisinin bizimle maçı vardı. Bizi yendikleri taktirde şampiyon olacaklardı. Bunun için de bu maçı kazanmak için her yola başvuruyorlardı. O dönemde ben İzmir’de askerdim. Bu takımın yöneticileri benim tabur komutanım ile bölük komutanıma ricada bulunmuşlar. Benim o maçta oynamamam için. Ancak, ben bir yolunu bularak Konya’ya geldim ve o maçı 3-2 kazandık. Ben o takımın 75 bin liralık şike teklifini kabul etmedim, ama bu maçı kazanmamız için şampiyon olan diğer takımın 11 milyon teşvik primini aldık. Bu da bir gerçek. Burada hatır olayı da vardı. Birinci takım daha çok verdi, ama ikinci takım, yani şampiyon olan takımla ilişkiler daha iyi olduğu için birinci takımın teklifini kabul etmedik ve maçı kazandık. Şunu söylemeye çalışıyorum; 45 yıl önce bu ülkede yaşanmış bu olay. Bu benim bildiğim ve canlı yaşadığım bir olay. Dolayısıyla bu ülkede şike ve teşvik yok demenin bir manası yok. Önemli olan bu şikeyi ve teşviki önlemek, ortadan tamamen kaldırmak. Bunu önleyebilir miyiz? İşin üzerine korkusuzca gidilirse belki düzelir bu işler.”
Türk futbolunun kapalı kapılar arkasında yönetildiği iddiasında bulunan Mehmet Aktan, bir önceki Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in asil bir aileden geldiğini belirterek, bu tür işlerle de mücadele ettiğini, ancak bazı kulüplerin, daha doğrusu büyük kulüplerin kendisini rahat çalıştırmadığına inandığını söyledi. Aktan, “Mahmut Özgener İzmir’in önemli ailelerinden. Yıllarca futbola hizmet etmiş bir ailenin ferdi. Sonuçta aklandı. Ama, bir federasyon başkanının mahkemelere düşmesi elbette hoş değil” dedi.
Yeni federasyon başkanının işinin kolay olmayacağını, ancak ilerleyen yıllarda daha rahat bir ortamda çalışacağına inandığını söyleyen Mehmet Aktan, “İnşallah bu sürecin sonunda Türk futbolu temizlenir ve kendi mecrasında ilerler. Bu işlerin önlenmesi için öncelikle kulüp yöneticilerinin kendi vicdanlarını dinlemesi lazım. Sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, bu ülkede şampiyonluk mücadelesi veren kulüplerle, küme düşmeme mücadelesi veren takımların son maçlarını yöneticiler oynar. Bana göre yüzde yüz doğru bir tespit. Futbolcular bu filmin figüranlarıdır. Şike ve teşvik konularında futbolcuların zincirin en zayıf halkası olduğunu düşünüyorum” diyerek, Türk futbolunun bu operasyonlardan sonra temizleneceği inancında olduğunu ifade ederek sözlerini noktaladı.
Son günlerdeki şike ve teşviklerle ilgili düşüncelerini aldığımız Mehmet Aktan, şike ve teşvik priminin Türk futbolunun bir virüsü olduğunu, hem şikenin hem de teşvikin önüne geçmenin kolay olmayacağını, ancak yasanın en sert şekilde işlemesi ile bu işin sonunun gelebileceğini söyledi. Mehmet Aktan, “Ben kendimi bildim bileli bu ülkede şike de var, teşvikte. Bunun aksini iddia edenlerin de birebir bu işlere bulaştığı bir gerçektir. 60’lı 70’li yıllarda olan şikenin, bugün daha çok olduğunu düşünüyorum. Çünkü milyar dolarların döndüğü futbolda bunların olmaması mümkün değil. Bizim zamanımızda da vardı, ama bu kadar paralar dönmüyordu.”
1968’li yıllarda kendisine de bu tür teklif yapıldığını söyleyen Mehmet Aktan, şikeye bulaşmadığını, ancak teşvik primi aldıklarını söyledi. Aktan, “Konyaspor’da oynadığım 1968’li yıllarda bana böyle bir teklif geldi. Bana teklif yapan bu takımlardan birisi halen Süper Lig’de, birisi ise sanıyorum amatör kümede. Bu iki takım şampiyonluk mücadelesi veriyorlardı. Takımlardan birisinin bizimle maçı vardı. Bizi yendikleri taktirde şampiyon olacaklardı. Bunun için de bu maçı kazanmak için her yola başvuruyorlardı. O dönemde ben İzmir’de askerdim. Bu takımın yöneticileri benim tabur komutanım ile bölük komutanıma ricada bulunmuşlar. Benim o maçta oynamamam için. Ancak, ben bir yolunu bularak Konya’ya geldim ve o maçı 3-2 kazandık. Ben o takımın 75 bin liralık şike teklifini kabul etmedim, ama bu maçı kazanmamız için şampiyon olan diğer takımın 11 milyon teşvik primini aldık. Bu da bir gerçek. Burada hatır olayı da vardı. Birinci takım daha çok verdi, ama ikinci takım, yani şampiyon olan takımla ilişkiler daha iyi olduğu için birinci takımın teklifini kabul etmedik ve maçı kazandık. Şunu söylemeye çalışıyorum; 45 yıl önce bu ülkede yaşanmış bu olay. Bu benim bildiğim ve canlı yaşadığım bir olay. Dolayısıyla bu ülkede şike ve teşvik yok demenin bir manası yok. Önemli olan bu şikeyi ve teşviki önlemek, ortadan tamamen kaldırmak. Bunu önleyebilir miyiz? İşin üzerine korkusuzca gidilirse belki düzelir bu işler.”
Türk futbolunun kapalı kapılar arkasında yönetildiği iddiasında bulunan Mehmet Aktan, bir önceki Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in asil bir aileden geldiğini belirterek, bu tür işlerle de mücadele ettiğini, ancak bazı kulüplerin, daha doğrusu büyük kulüplerin kendisini rahat çalıştırmadığına inandığını söyledi. Aktan, “Mahmut Özgener İzmir’in önemli ailelerinden. Yıllarca futbola hizmet etmiş bir ailenin ferdi. Sonuçta aklandı. Ama, bir federasyon başkanının mahkemelere düşmesi elbette hoş değil” dedi.
Yeni federasyon başkanının işinin kolay olmayacağını, ancak ilerleyen yıllarda daha rahat bir ortamda çalışacağına inandığını söyleyen Mehmet Aktan, “İnşallah bu sürecin sonunda Türk futbolu temizlenir ve kendi mecrasında ilerler. Bu işlerin önlenmesi için öncelikle kulüp yöneticilerinin kendi vicdanlarını dinlemesi lazım. Sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, bu ülkede şampiyonluk mücadelesi veren kulüplerle, küme düşmeme mücadelesi veren takımların son maçlarını yöneticiler oynar. Bana göre yüzde yüz doğru bir tespit. Futbolcular bu filmin figüranlarıdır. Şike ve teşvik konularında futbolcuların zincirin en zayıf halkası olduğunu düşünüyorum” diyerek, Türk futbolunun bu operasyonlardan sonra temizleneceği inancında olduğunu ifade ederek sözlerini noktaladı.