2011 yılı, Türk sporu için sıkıntılı geçti..
Türk ve Konya sporu adına yıla üç önemli konu damga vurdu.
Birincisi; Şike iddiaları..
İkincisi; Spor İl Müdürlerinde yapılan değişiklikler..
Üçüncüsü; Konyaspor’un küme düşmesi ve ardından da verilen transfer yasağı.
Türkiye 2011’de şike iddialarıyla sarsıldı.
Bir çok kişi gözaltına alındı. Çoğunluğu tutuklandı..
Türk futbolu büyük yara aldı. Nitekim Fenerbahçe Şampiyonlar ligine alınmadı. ..
Konyaspor ile birlikte bazı takımlar ekonomik yönden zarar gördü.
Şike iddiaları nedeniyle lig geçen yıllara oranla oldukça durgun başladı.. Sporseverlerde zevk kalmadı.
Şikeyle ilgili Yasa değiştirilerek bazı tutukluların tahliyesi gerçekleştirildi..
Şimdi de küme düşürülmesi konusunun, yani 58. maddenin kaldırılması veya değiştirilmesi gündemde.
Mehmet Aydınlar başkanlığındaki Futbol Federasyonu yönetim kurulu olağanüstü genel kurul kararı aldı..
Amaç, küme düşmenin kaldırılmasını kulüplere onaylatmak ve kendilerini kurtarmak.. Sayın Aydınlar ve yönetimi uyanık davrandı. Ama, 58. madde değiştirilir mi? orası belli değil.
Tamam, 58. madde değiştirildi ve küme düşme kaldırıldı diyelim. Peki, FİFA’yı nasıl kandıracağız. Ya bazı takımlar küme düşürülmez de ligde kalırlarda FİFA ağır kararlar alırsa, Türk futbolunu cezalandırma yönüne giderse ne olacak.. O zaman Türk futbolu zarar görmeyecek mi. Futbol Federasyonu yönetim kurulu bunu göze alabilir mi?
Yılın ikinci önemli olayı ise, Kanun Hükmünde kararnameyle tüm Gençlik ve Spor İl Müdürleri görevden alınarak araştırmacı kadrosuna indirildi. Yerlerine, 3 ay sonra yeni Müdürler atandı.
Spor Bakanlığının yeniden oluşturulmasının ardından Gençlik Hizmetleri Spor Genel Müdürlüğü’ne, yıllar sonra Konya’dan bu kez spor adamı Mehmet Baykan atandı.
Evet, Spor Bakanı bu konuda olumlu bir davranış gösterirken, İl Müdürlerinin görevden alınmasında hiçte etik davranılmadı..
Tüm İl Müdürlerinin araştırmacı kadrosuna indirilerek onurlarıyla oynanması, onların ekonomik açıdan zarara uğratılması küçümsenecek bir yanlış değil.
Tabi ki, sayın Spor Bakanı Suat Kılıç, eski Müdürlerle çalışmak zorunda değil. Değiştirmekte hakkı. Ama, operasyonun bu şekilde gerçekleştirilmesi yanlıştı.
2011 yılını Konyaspor için iki ayrı bölümde değerlendirebiliriz..
Birincisi, bir sezon sonra yeniden Süper Lige dönen Konyaspor’un kötü bir yönetim sonrası yeniden düşürülmesi.
Bu Konya ve Konyaspor adına elbette ki büyük üzüntü oldu. Konya’nın imajı zedelendi.
İkincisi; Konyaspor’un küme düşmesinin gerçekleştirilmesinin ardından kötü yönetilen kulübün borç batağına itilmesi ve bunun sonucu da FİFA tarafından transfer yasağıyla cezalandırılması..
Görüldüğü gibi, 2011 yılında, her ne kadar transfer yasağı sonrası genç futbolcuların oynaması sağlanmış olsa da Konyaspor’un geleceği ipotek altına alınmış oldu.
Konyaspor’da daha önce forma giyen yabancı futbolcuların alacaklarının zamanında ödenmemesi nedeniyle Konyaspor, değil Türkiye’de Avrupa’da da prestij kaybetti.
Sezonun ilk yarısının ortalarında göreve gelen yeni yönetim, şimdilerde bu sıkıntıları gidermeye çalışıyor. Ama, 35 milyon TL’ye ulaşan borçları bitirmek çok kolay olmayacak gibi görünmekte..
2011’in Konya sporu açısından da çok iyi geçtiği söylenemez.
Yeni stad ihalesi yapıldı, ama itirazlar sonucu henüz yaşama geçirilemedi.
2. Ligde yer alan temsilcimiz Şekerspor yerinde kaldı..
Basketbol 12. liginde mücadele eden ve ekonomik sıkıntılar biri türlü giderilemeyen Üniversitespor Basketbol takımı yine bildiğiniz gibi .
Amatörlerde ilk sezonu başarısız kapatan takımlarımız, ikinci sezonda kendilerini göstermeye başladı.. Sarayönüspor buna bir örnek.
Bireysel sporlarda kıpırdanmalar oldu. Ama yeterli mi? tabiî ki değil.
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ömer Ersöz, Konya sporunun geleceğinden umutlu.. Bizde umutluyuz 2012’den.
Bekleyip göreceğiz..