Antalya’da yaşayan İrem Altuntaş henüz 15 yaşında. Ancak o, 9 yıldır böbrek yetmezliğiyle mücadele ediyor. Kalbi sadece yüzde 20 çalışan böbrek hastası İrem’in hem kalbe hem de böbreğe ihtiyacı var. Son 2 ayda İrem’in dokuları ve değerleriyle uyuşan 8 hastanın beyin ölümü gerçekleşti. Ancak aileler, organları bağışlamadı. Altuntaş ailesi, bir kişinin organlarının bağışlamasıyla birden fazla kişinin hayata yeniden bağlanacağını belirterek insanları bu konuda duyarlı olamaya davet etti.
Ramazan ve Fatma Altuntaş’ın küçük kızı İrem’e 2005’te yüksek tansiyon bağlı olarak böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Böbrekleri tamamen iflas eden İrem, diyalize girerek hayatını sürdürmeye başladı. Kendisine uygun böbreğin bulunmasını bekleyen İrem’de bu sırada kalp rahatsızlığı ortaya çıktı. Bulunan uygun böbreklerin nakli de yapılamadı. Çünkü doktorlar, kalp ve böbrek naklinin birlikte yapılmasının şart olduğunu ifade ediyordu. Aile, son 6 aydır hem uygun böbrek hem de kalp için bekliyor. Ancak aylar geçmesine rağmen henüz bir neticeye ulaşılamadı. Doktorlar aileye son 2 ay içerisinde İrem’in dokularıyla uyuşan 8 beyin ölümünün gerçekleştiğini ancak ölen kişilerin ailelerinin organ bağışında bulunmadığı için nakillerin yapılamadığını aktardı.
İrem’in annesi Fatma Altuntaş, hasta olan kızının uzun süredir diyalize girdiğini söyledi. Kızının kalp rahatsızlığının ortaya çıkmasından sonra yaşadıkları hayatın bir kat daha zorlaştığını ifade eden Altuntaş, uygun organların bulunması için gece gündüz dua ettiklerini belirtiyor. Anne Altuntaş, "Kadavradan organ bağışı bekliyoruz. Canlar solmasın." diyor. Anne, böbrek için diyalize gidip geldiklerini ancak kalp için ne yapılabilecekleri konusunda bir fikirlerinin olmadığını ifade ediyor. İrem’in hem annesi hem de babası şeker hastası olduğu için böbreklerini çocuklarına veremiyor.
Hastalıklarına rağmen İrem’in okul hayatı başarılarla dolu. Şimdiye kadar 16 takdir belgesi almış. Liseye başladıktan sonra kalp rahtsızlığı ortaya çıkınca başarısında da düşüş meydana gelmiş. İrem, hafta içi 3, hafta sonu ise 1 gün diyalize giriyor. Çocukluğunu doyasıya yaşayamadığını belirten İrem, hayatının bundan sonraki kısmında rahat etmek istiyor. "Çocukluğumda koşup arkadaşlarımla oynayamadım, ben de gezmek koşmak istiyorum." diyen İrem’in en büyük hayali hukuk fakültesini kazanıp avukat olmak. İrem, her gece başını yastığa koyduğunda dua ediyor. Sabah gözünü açtığında ise "Belki bana uygun bir kalp gelmiştir" ümidiyle beklemeye devam ediyor.
CİHAN