15 Temmuz Darbe Kalkışmasına Giriş
15 Temmuz 2016 tarihinden önce basında yazılan ve çizilenlerden yola çıkarak, yakında Türkiye’de, önceki darbelere benzer bir darbenin olacağını hissediyorduk. Ama böyle kanlı olacağını, Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın bile bombalamaya göze alamadığı Gazi Meclisi’nin bombalanacağını, Ankara Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ateş altına alınacağını, Ankara Gölbaşı Özel Harekât binasının vurulup, genç fidanlarımızın kesileceğini, babayiğitlerimizin şehit edileceğini, aslanlarımızın oluk oluk kanın akacağını, F- 16 savaş uçaklarımızın, düşman uçakları gibi her bir karış toprağını şehit kanlarıyla aldığımız cennet vatanımızın, stratejik birimlerini vuracağını ve yüzlerce şehit vereceğimizi binlerce yaralılarımızın olacağını hiç ama hiç düşünmemiştik.
Daha da korkunç olanı, istilacı darbe girişimini gerçekleştirmeye kalkışan FETÖ’nün, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı yıkıp, Anadolu’yu istila etmek isteyen emperyalistlerin yarı kalan hayalinin gerçekleşmesine destek olmasıdır.
Darbe girişimi gecesi, İŞİT ve PKK /PYD güney sınırımızda fırsat kolluyordu, NATO müdahale etmeye hazırdı. İngiltere, Kıbrıs’taki İngiliz askeri üslerinde bulunan askeri birliklerini takviye etti.
FETÖ’nün sözde başkanı Fethullah Gülen, (Adana) İncirlik Üssü’ne kadar geldi. Darbe girişimi başarılı olsaydı, Ankara’ya gelecekti ve onun için hazırlanan köşke oturacaktı. Darbe kalkışması başarılı olamayınca izi üzerine Pensilvanya’ya mey’usane bir şekilde geri döndü.
FETÖ’nün ele başçısı Gülen, 20 Ağustos’ta yayınlanan vidosunda şöyle diyor: “Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş haçlılar.”
Balkanlara, Kafkaslara gidin görün, tarihi eserlerimizi silmeye çalışmaktadırlar. Camiler, medreseler kapalı. Mesela Kavala ve Selanik’te bir cami dahi açık değil. Selanik’te konsolosluk görevlileri, Cuma namazını kılabilmek için Makedonya’ya gidiyorlar.
Emperyalizm, Müslüman beldeleri halen sömürmekte ve oluk oluk kan akıtmaktadır. İşte Afganistan’ın, Irak’ın, Suriye’nin ve Afrika ülkelerinin durumu ortadadır.
Emperyalizm, yaklaşık kırk senedir, başımıza musallat ettikleri PKK terör örgütü ile maddi ve manevi servetimizi heba etmeye çalışmaktadır. Şimdi de PKK/DYP’yi güneyimizde silahlandırıp, Türkiye’yi işgal etmek istemektedir.
Daha dün 1993 yılında çıkan Bosna- Hersek Savaşı’nda, Haçlılar, on binlerce masum insanı katlettiler, on binlerce kadınların ırzına geçtiler ve birçoklarını hamile bıraktılar.
Batı’nın ileri karakolu durumunda olan İsrail, masum Filistin halkına zulmetmeye devam etmektedir. Yakaladıkları bazı gençlerin kollarını dünyanın gözü önünde, taşla ezmekte ve evlerini başlarına yıkmaktadır. Vatandaşlık hakkından mahrum bırakmakta ve dünyadan tecrit ederek açık hava hapishanesinde tutmaktadır. İstediği zaman binlercesini katletmekten de hiç çekinmemektedir.
Selçuklu Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde yapılan kanlı- kansız darbelerin tümü, ülkemizi en az elli sene geriye götürmüştü, kalkınma hamlelerimizi akamete uğratmıştı. 15 Temmuz darbe girişimi ise önceki darbelere benzememektedir. Haçlılara cennet vatanımızı altın tepsi içerisinde sunmaktı.
İşte bu tehlikeyi gören Çanakkale ve Kuvayı Milliye ruhu, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, baykuşun karşısına dikildi ve gök kubbeyi başına geçirdi. Böylece yüce milletimiz, 16 Temmuz sabahı rahat bir nefes alabildi.
15 Temmuz Darbe Girişimi Öncesi Gelişmeler
AK Parti hükümetine karşı alenen ilk darbe girişimi, 28 Mayıs 2013 günü Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında sökülen 4-5 ağaç bahane edilerek Gezi Parkı eylemi ile başladı. Bu masumane eylem, bütün Türkiye’ye yayıldı, şehirlerimiz eylemden geçilmez hale geldi, halk tedirgin, bir taraftan kan akmaktadır. Kan aktıkça eylemin şiddeti daha da artmakta idi.
Günler ilerledikçe bu eylemin masumane bir eylem olmadığı, hükümetin icraatlarını engellemek olduğu anlaşıldı. Bu bağlamda Taksim’e, Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilmesine, Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılıp, yerine Türkiye’nin ilk opera binasının yapılmasına ve Taksim’e cami inşa edilmesine karşı olduklarını söylediler.
Ayrıca hükümetin, halkın yaşam biçimini baskı altına almaya, özgürlükleri kısmaya çalıştığını, eğitimi dinselleştirmeye gayret ettiğini, bilerek İmam – hatiplerin sayısını artırdığını iddia etmeye başladılar.
Eylemler devam ederken, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, tertip heyetini huzuruna kabul etti ve ne istediklerini sordu. Eylemcilerin mimarları da hükümetin şu projelerden vazgeçmesini istediler:
1- İki kıtayı 3. kez birleştirecek olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü.
2- Avrasya Tüneli.
3- İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakalarını denizin altından birbirine bağlayacak olan ikinci tüp geçidi.
4- İstanbul üçüncü havalimanı
5- Kuzey Marmara Otoyolu
6- Kanal İstanbul
7- HES (Hidroelektrik Santralleri)’in kurulması
Yüce milletimiz, bunların asıl niyetini anlayınca, eyleme destek vermekten vazgeçtiler ve böylece FETÖ’nün ilk darbe girişimi başarısız oldu.
Devam Edecek