15 TEMMUZ HÂİN KALKIŞMASI

Nurten Selma Çevikoğlu

Türk siyâsi hayâtı darbelerle doludur. Şimdiye kadar ülke demokrasi târihi geçmişinde hemen herkesin hafızasında 60 darbesi, 80 darbesi, 28 Şubat darbe süreçleri vardır. Halkın hür irâdesine pranga vurmak adına, bilhassa zinde güç, askerlerin gerçekleştirdikleri ‘darbelerle’, her dâim ‘demoklesin kılıcı’ gibi milletin başına tokmak vurulmuştur.

Şurası bir gerçek ki, bu millet darbelerden çok çekmiştir. Pek çok vatan evlâdı suçsuz ve na-hak yere hapislere atılmış, yapmadığı şeylerden, işlemediği suçlardan dolayı işkenceler görmüş hatta idam edilmiştir. Her darbenin çok üzücü acıları olmuş, memleket yıkım derecesinde sarsıntılar yaşamıştır.

En son yaşanan 15 Temmuz darbe kalkışmasında ise, halkımız artık uyanmış kendi hür irâdesine ipotek koydurmamaya canı pahasına karşı çıkmış ve bu uğurda 246 vatan evlâdı şehid olmuş niceleri de gâzi ünvânını kazanmıştır. Rabb’imiz hepsinden râzı olsun. Dileriz bir daha böylesi rezillikler yaşanmasın.

Ancak bu sefer 15 Temmuz darbesi biraz farklı oldu. Darbeler her zaman din düşmanı kesimden gelirdi. Ancak 15 Temmuzdaki darbe girişimi kırk sene halkı ‘din’ adına kullanan, sömüren, istismar eden, ‘takiyyeci’ hâin ve alçak bir guruptan geldi. Yüreğimiz yandı. Zira nice saf, temiz insanlar bu hâinlerin tuzakları içine düştüler ve onların menfur emellerinin kurbânı oldular. Bu alçaklar, bu asil ülkenin en kıymetli, en zeki, en akıllı kesimini aldılar, kullandılar ve harcadılar. Böylece bir değerli kesim, vatan hâinlerinin maşası yerine geçti ve neticede bir nesil heba oldu. Yazıklar olsun.

Bu işleri becerirken de son derece sinsice, gizlice senelerce âdeta bir dantela dokur titizliğinde çalıştılar. Kendilerinden olmayanlara ne tuzaklar, ne âdice iftirâlar düzdüler, nice hakları gasb ettiler, teröristlerle dirsek temâsı kurdular, nice mâsumları hesapsızca harcamaktan zerre çekinmediler. İyi de burası geçici dünya, bir de bâki bir âlem var. Hesap var, mizan var, ölçü ve tartı var!!! Ne olacak o zaman halleri??? Kendi hâince-alçakça düzdükleri planlarının kurbanı olan 246 şehidimizin kanı bulaşmış ellerine, zihinlerine… Mâsum, sivil halkın üzerine tanklar sürülmüş, acımasızca vatanın savunmasına koşanlar ezilerek şehid edilmiş, niceleri yaralanarak gâzilik şerefine erişmiştir. Bunların hesâbı nasıl verilecek??? İçlerinde hâlâ haklı olduğunu düşünen zavallılar var. Başınızı kuma gömmeyin ve gerçekleri görün, ülke medyasını izleyin ki, halk size hangi gözle bakıyor?

O günlerde ordunun içindeki bâzı darbeci generallerin planladıkları darbe girişimi sırasında devletimizin tankları meydanları, köprüleri ve havaalanlarını kapattı. Askeri kuvvet komutanları, Genel Kurmay başkanına kadar darbeciler tarafından rehin alındı. Cumhurbaşkanına suikast girişimleri oldu. Derken halk bunu içine sindiremedi ve derhal bir telefon üzerine sokaklara döküldü. Bu sefer Adnan Menderes’in başına gelenler gibi olmamalıydı. Özellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde darbecilerle halk arasından yoğun çatışmalar yaşandı. Ellerinde yalnızca bayrakları olan halka kalleşçe ateşler açıldı, tanklarla halk ezildi. T.B.M.M, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü devletin F-16 uçaklarıyla bombalandı. Sonuçta 246 şehid ve 2794 gâzimiz oldu. Bunları yapanlar nasıl din ve imandan ve dahi vatanseverlikten bahsedebilir?

Bu hâin darbe girişiminde milletimiz, siyâsetçisiyle, vatanperver asker ve polisiyle yekvücut oldu. Asil ve aziz milletimiz; kendinden emin bir kararlılıkla, vakur duruşuyla, keskin ferâsetiyle, sabırlı mücâdelesi neticesinde dik durmuş memleketi alçaklara teslim etmemiştir. Halkımız bu vatanseverliğiyle bütün dünyâya güzel bir misal olmuştur. Bu örneklik, milli birlik ve berâberliğimizin gücü ve değerlerimize sâhip çıkmamızın sonucudur. Zira o menfur günde sokağa çıkan halkımız, dil-din-mezhep-siyâsi görüş farklılığı gözetmeksizin kadın-erkek, yaşlı-genç hatta çocuklar dahi bu mücâdele içinde yerini almıştı. O gün herkes ‘Türkiye vatandaşı’ ortak paydasında birleşmişler, vatan kardeşliği yolunda canlarını ortaya koymuşlardı.

Bizde böyle bir dayanışma varken dünya basını ülkemizde gelişen hâdiseleri çarpıtma gayretinde olmuş yalan-yanlış ve yanlı haberleri servis etmiştir. Ancak şu bilinmeli ki, Türk siyâsi hayâtında 15 Temmuz darbesi bir ‘kara leke’ olarak anılacaktır. 15 Temmuzda Çanakkale rûhu yeniden canlanmıştır. Mevla Teâlâ dirlik ve düzenimizi, birlik ve berâberliğimizi dâim eylesin. Hâinlere fırsat vermesin. Bir daha 15 Temmuzlar yaşanmasın.

Efendim hayırlı Cumâlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.