Atiker Konyaspor, Başkent deplasmanından çok önemli 1 puanla döndü.
1 puan önemli diyorum çünkü, geride kalan hafta içerisinde Ziraat Türkiye kupasında, Kasımpaşa karşısında alınan enayice mi desem, ahmaklık mı desem, hadi demeyeyim alınan yenilgiden sonra Osmanlıspor gibi bir takım ile berabere kalmak asla küçümsenemez.
Hani Osmanlıspor-Konyaspor karşılaşmasından sonra eski mahalle maçları geldi aklıma.
Çocuklar arasında oynanan maçlarda önceden koşulurdu; 5’te haftayım, 10’da biter.
Ya mahallenin bıçkın gençleri arasında yapılan maçlar ise genelde gollü geçerdi. Ama, gol atılmadığı zaman da “ay çıkıncaya kadar oynansa bu maçta gol atılmazdı” denir geçilirdi.
Örneğin, Köprübaşı Mahallesinde, Sedirlere giden yol üzerinde oynanan maçlar vardı.
Her Pazar günü, mahallenin gençleri bir araya gelir, kalenin biri Köprübaşı Karakoluna yakın, okul arkadaşım Faruk Demetlerin evinin önüne, diğeri de bizim evin önüne kurulur, kıran kırana maçlar oynanırdı. Bize de ya top toplamak, yada kaldırımın iç tarafına oturup izlemek kalırdı.
Hani o zaman nerede öyle mikasa toplar, çim sahalar.
Şose (kum) yol. Karşılaşma boyunca kemik sesleri gelirdi.
Kimler yoktu ki; Mehmet Keçeciler (eski Devlet Bakanı), onun ağabeyi kunduracı Ahmet ve hala oğlu İbrahim. Matbaacı Ertan abi. Lise yıllarında Matematik öğretmenimiz Yusuf Vanlıoğlu ve onun ağabeyi kunduracı İsmail. Derviş hocanın oğlu, matbaacı Hasan Yüğrük hoca ve daha niceleri.
O maçlar aklıma geldikçe, şimdi profesyonel liglerde oynayan futbolcuların kulaklarını çınlatırım. Kıran kıran geçen, kemik sesleri gelen karşılaşmalarda hiç sakatlık falan olmazdı. Hani zımpara gibi zemini ile Atatürk spor sitesi içerisindeki 3 nolu sahadan, elinde çekiç ve örs ile ayakkabısının çıkan çivisini çakan futbolculardan hiç bahsetmiyorum.
Pazartesi akşamı Osmanlıspor-Atiker Konyaspor maçı da deyim yerindeyse sabaha kadar oynansa gol sesi çıkmazdı.
Bir yanda beceriksiz ve birazda şanssız bir Osmanlıspor, diğer tarafta çok adamla, disiplinli defans yapan ve hücumu çok düşünmeyen, ancak sonlara doğru bir gol bulursam maçı kurtarırım diyen, aklı Kasımpaşa ile oynanacak Ziraat Türkiye kupası rövanş maçında olan bir Konyaspor.
Osmanlıspor gibi, çabuk, dripling yapma özelliğine ve dar alanda etkili olabilen futbolculara sahip bir takımdan puan almak Konyaspor adına büyük moral ve motivasyon oldu.
Defansta dikkatli olan, çok iyi kapanan, rakip futbolculara boş alan bırakmayan ve oyun disiplininden kopmayan Konyasporlu futbolcular, hani son dakikalarda biraz daha dikkatli olsalardı gol bile bulabilirlerdi.
Ama, dediğimiz gibi alınan 1 puan çok önemli. Kimse küçümseyemez.