1 Mayıs Günlerinin Gördükleri

Ahmet Güldağ
1 Mayısların dili olsa da söylese! 1961 evveli 1 Mayıs’ı nerede? Sonraları ve bugün nerede?..
 Tarihî oluşum olarak Cumhuriyetin kuruluş sonrası Avrupa ve Amerika’da yapılan 1 Mayıs işçi festivalleri bizde de resmiyete bindirilmişti.
Baharın gelişini Türk – İslam ananesi olarak eğlence için de kırlarda kutlamak isteyen halkın 6 Mayıs Hıdrellez Günü’ne karşıt olsun diye de düşünülmüştü ki, öyle de olmuştu.
***
Hıdrellez Günü tatil olmadığı için bahar şenliği yapamayanlar 1 Mayıs gününde aileleriyle yerleşim dışı mesire, koruluk hatta yerleşim bölgelerindeki bahçeli ağaçlıklı yerlerde yapmayı yeğlediler.
Zamanın ilk, orta ve lise okulu talebeleri öğretmenleri ile birlikte kır gezisi yaparlardı.
Yaparlardı dedim. Bu güzelim neşeli eğlenceli günler 1960 ihtilalına kadar sekmeden devam etmişti.
Kargaşalık yaratmak, özgürlük nutukları çekmeye alet etmek kimsenin aklına bile gelmiyordu.
Bahar bayramı olan o gün resmi tatil idi..
Anne ve ninelerimizin (Büyükanne) hazırladığı soğan kabuğunda kaynatılarak kırmızılaştırılan yumurtalar, tuluk peynirleri, şişelerde pekmez ve kiminde tandır ekmeği, kiminde bu gün yufka dediğimiz pişirilmiş şebit ekmeği yanında bazıları su ve saç böreği hazırlar çıkınımızı doldururlardı.
Bunları ya okul olarak veya kendi arkadaşlarımızla gittiğimiz kırlarda yer, oyna, hoplar günümüzü gün ederdik.
Bilhassa memur ve işçi aileleri çoğunluğu olarak grup grup giderlerdi bahçe veya kırlara.
Yukarıda saydıklarımıza ilaveten, buğdayı kaynatarak yaptıkları kenevirli bulgur, kabak çekirdeği, elma, erik, armut ve kayısı kak’ları, kuru üzüm vb. alır hep birlikte eğlenir büyük pelit ağaçlarına asılan salıncaklarda sallanırlardı.
Herkes, neşeli geçirdiği günün yorgunluğu ile akşamleyin dönerdi evlerine.
Ne bir kargaşa nede bir olay görülmeyi bırakın duyulmazdı bile.
Bahar bayramı 1938Atatürk vefatı sonrası gelen Devlet ricalince “İşçi” ilavesi ile “Bahar ve İşçi Bayramı” adını alsa da devran yine aynen devrandı
***
Ta ki Sosyal olmaktan ziyade Marksist sosyalizmine âşık olanların hâkimiyetleri kesp edinceye kadar…
İsminden “Bahar” kelimesi de kaldırıldıktan sonra Sendikaların sol elle yumruk sallayıp özgürlük ve işçi hakları isteme nutuklarının atıldığı gün oluverdi.
Bununla da kalınmadı. Söylemler sırasında bir kargaşa estirme yöntemine doğru giderken.
1 Mayıs 1977’de yapılan ismi “1 Mayıs İşçi Bayramı” malum sosyalist İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, İvanlığa mı Maoculuğa mı hangisine heves sarmışsa Taksim ara sokakların belediye iş makineleri, inşaat el arabaları ile barikatla doldurulduğu söylentisi yaygındı..
İstanbul Taksim Meydanı’nı bayram yapmak için dolduran ve 500 bin kadar olduğu söylenen kişilerin üzerine…
Kimlerin attığı tespit edilemeyen kurşunların atılışı ile alandan çıkamayan insanlar, birbirini ezmek zorunda kalmıştı.
Bir katliamı andıran bu durumda 37 kişi ölmüş 140 kişi yaralanmıştı.
Ogünlerde 21 yaşında olan ve Taksim de bulunan Sayın Ergun Eşsizoğlu’nun 1 Mayıs 2006 günü yazdığı anlatımdan parçalar okuyalım.
***
“Hâlbuki biraz önce ne kadar coşkuluyduk. Hepimiz hayat doluyduk. Hepimiz yasal bir gösteri için halaylar çekerek gelmiştik bu alana.
Ölen arkadaşım daha yeni nişanlanmış yaşama ne kadar da dolu dolu bakan bir insandı. Gözyaşlarım akarken bir şeyler boğazımda düğümlenip kaldı: Neden? Neden? Neden?...
…Miting başladıktan sonra Tarlabaşı istikametinden gelen Maocu kesim ısrarla ve kararlılıkla kendi sloganlarını atarak miting alanına doğru gelince ve Disk görevlileri de ısrarla ve kararlılıkla bu kesime engel olmaya başlayınca orada kaçınılmaz olan gerginliğin ilk adımı başladı.
Bu yaratılan gerilimin üzerine günlerdir orayı kanlı bir güne çevirmek için fırsat kollayanlar düğmeye bastılar ve de tezgâh tıkır tıkır işledi.
Pamuk Eczanesi’nin üstünde, Sular idaresinde, İnter Continant Oteli’nde mevzilenen silahlı provakatif güçler, oralardan miting alanına toplanan 500 binin üzerindeki insana neresine geleceği ayrımını yapmadan ateş açmaya başlar….
Artık bundan sonrası tam bir kaos ve keşmekeştir. Kalabalık panik içinde birbirini çiğneyerek hem paniğin artmasını hem de katliamın artmasını sağlıyordu….
… provokatörlerin gerçek amacı olayın gerçek faillerini bulmaktan ziyade siyasi parsa toplamaya çalışmaktı. Onların amacı halka gerçeklerin açıklaması değil, demagojik söylemlerle hayali düşmanlar göstererek hedef saptırması yapmaktı.
Bütün bunlar psikolojik savaşın başarılı adımlarıydı. Olayın öncesi de, sonrası da özetle böyleydi.
Kazancı’ya iniş ve çıkışı engelliyorlardı. Sel halinde akan insanlar kamyonetin iki yanından ve el arabalarının üzerinden geçerek. Kazancı Yokuşu’ndan aşağıya doğru kaçmaya çalışıyorlardı. Tam bu sırada yokuşun biraz aşağısındaki garajdan çıkan beyaz renkli bir Renault uzun menzilli silahlarla kitleyi tarayacaktı….
Alanın tarandığı bir başka merkez de Inter Continental Oteli’ydi. Daha sonra otelin beşinci ile altıncı katının camlarında içeriden atılmış kurşunların delikleri görülecekti.
Tüm bunların yanı sıra, dikkat çeken bir başka grup ise, ellerindeki çantaları bir an bile yere bırakmayan ve o gece uçakla ülkeyi terk eden 8-10 kişilik Amerikalıydı….”
***
Evet, kimler tertipledi ise tertiplemiş PKK’nın adı bile geçmeyen o günlerde Leninci Maocu gruplar tertipler içinde olurken birbirleri ile bile vuruşmakta idiler ve hükümet de Sosyal ilkeli iktidarda olduğu halde.
Neticede 12 Eylül, 1 Mayıs İşçi Bayramı tatilini kaldırdı ama bu seferde başka yönlü anarşistler bu günün oluşumundan istifade ile kargaşa çıkarmakta.
Nitekim İstanbul Kadıköy’de olanları unutmamışızdır herhalde? Kürsüden indirilen başkan yerine konuşup ortalığı savaşa çevirdiklerini.
***
Bu çeşit olaylara gebe olabilecek toplantıları.
Sendika başkanlıkları neden ısrarla Taksim ve Tandoğan Meydanı’nı istemekte ısrar ederler anlayamıyorduk
İşçinin özgürlük ve hakları illaki buradan mı hallolunur? Neden provoke olabilecek yerleri isterler? Başka yerler neden olmaz? Ve neden 360 gün diğer günleri yerine neden bu gün kargaşaya dönüşüm çıkartılıyor? Kardeşlik neşe içinde geçireceğimiz bir günü neden zehir ediyoruz? Diye düşünmekteydik.
***
Yüce Yaradan’a şükürler olsun ki her yerde o eski yılların kırlarımız dolmasa da bahar yerine İşçi Bayramı…
Tekrar tatil olan dünkü 1 Mayıs şehirlerin alanlarında birbirleri ile karanfiller verirken kucaklaşıyor halay sekiyor coşuyordu her yaşta her yönü olan insanlar kaynaşıyordu
Özlenen bahar bayramını tamamlamasa da “işçi bayramı” olarak alanlarda iğne atsan yere düşmez halde ki topluluğun neşe içinde gün geçirişi…
Bu günleri de gördüğümüze hamd ediyorum. İnşallah bütün yurtta da görürüz bu esenlikleri.
Darısı onların başına…
****
Sağlık esenlik içinde yaşam dileğimle…
-------------
Not: E-mail olarak kullandığım “ HYPERLINK "mailto:aguldag@ihlas.net.tr" aguldag@ihlas.net.tr” adresimde olumsuzluklar neticesi sağlıklı işlem olamamaktadır.
İlgileneceklerin lütfen  HYPERLINK "mailto:ahmetguldag@hotmail.com" ahmetguldag@hotmail.com mail adresimi kullanmalarının sağlıklı olacağını belirtmek istemekteyim. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.