Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Seçime kan bulaştı

Seçime kan bulaştı

Siyasi parti liderleri ve adayları başta olmak üzere hemen herkesin seçimlerin sükunet içinde geçmesi dilekleri yine boşa çıktı ve ortada 4 ölü var artık.

Yüzlerce kilometre öteden gazete ve televizyon haberlerine bakarak kim haklı kim haksız bunu tespit edecek değiliz.

Elbette güvenlik kuvvetleri üstlerine düşeni yapacak bu konuda.

Ama bir tespitimizi hatırlatmadan geçmeyeceğiz.

14 Haziran tarihindeki bu olay için perşembenin gelişi çarşambadan belli idi sözünü hatırlatmak ve 28 Mayıstaki yazımızdaki uyarıları hatırlatmak istiyoruz.

Siyasi parti temsilcilerinin ve kendilerini iktidar partisine eklemleyen gazete yazarlarının diğer siyasi partilere karşı kutsal cihat ilan edercesine kendi mensuplarını şiddete teşvik eden sözlerinden sonra çıkan arbedede Ankara’da ilk kan akmıştı.

Yaşanan olaylardan ibret alınmamış olmalı ki Ramazan Bayramı arife günündeki çatışmada  bu kez 4 ölü var.

Her bayram yaşadığımız trafik terörüne bu bayramda verilen 40’ı aşkın şehide(!) şimdi de seçim şehitleri(!) ilave etmiş olduk.

Elbette olanlar üzüntü veriyor insana.

Her ne kadar bu ülkede insanlar arasındaki siyasi farklılıklar nedeniyle çıkan siyasi kavgalar ve anarşik olaylarda ölenler yurt içinde ve dışındaki bir takım mihrakları sevindiriyor ve uşakları ellerini ovuşturuyor olsa da milletimiz için üzüntü verici olduğunu biliyoruz.

Ama bu üzüntün birkaç günlük geçici bir üzüntü olmamasını temenni ediyoruz.

Çünkü her defasında bu son olsun demekten bıktık.

Bu ülkede sevgi ve kardeşlik hâkim olması gerekirken birilerinin tahrikiyle insanlar birbirlerini öldürüyorlar.

Şeytanların zincirlendiğine inandığımız Mübarek Ramazan ayında mensup olduğu siyasi parti adına yaptıkları seçim çalışmalarındaki tartışmalar kavgaya dönüşebiliyor kan akıtmaktan çekinilmiyor ve çıkan çatışmalarda insanlar öldürülüyorsa şeytanlar bağlanırken şeytanlaşmış insanlar neden bağlanmıyor deme hakkımız var.

Hapisteki bir kişinin siyasi parti adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olması hukuki yoldan engellenmiyor üstüne üstlük hazineden milyarlarca lira yardım yapılıyor sonra da karşıt siyasi partiler arasında düşmanlığı körüklercesine tutuklu olanların aday olması seçimden sonra engellenecek gibi bir seçim beyanatı olmakta öte gitmeyecek bir söz derseniz sadece bir tartışmanın fitilini ateşlemiş olmazsınız.

Bu seçim için yapılan propaganda çalışmalarına baktığımızda Mübarek Ramazan ayında iftar ve sahur vakitlerinde bile iftira ve yalan kampanyalarının düzenlendiğini gördük.

Seçim Kanunları ve siyasi partilerin seçim beyannameleri ortada ve kolay ulaşılır bir durumda olmasına rağmen şeytani bir düşünceyle kurguladıkları söz, resim ve video kayıtları ile başlayan sataşmalar nihayetinde kendilerinin bile tasarlayamadıkları kırgınlıklara ve kavgalara dönüşmüş durumdadır.

Özellikle internet ortamlarının denetimsizliğini fırsat bilen ve adlarına trol denen kişi ve gurupların hazırladıkları ve paylaştıkları yalan, töhmet ve iftiradan başka bir şey olmayan ifadelerin etkisiyle insanların hiç olmadığı kadar birbirine düşman kamplara bölündüğünü ifade eden aklı eren kişilerin sözlerine itibar etmeyen siyasiler bu yaşanan olayların kavgaların ve cinayetlerin birinci derecede sorumlusu olduklarına inanıyoruz.

Hani her olumsuzluğu dış güçlere bağlayan bir düşünce yapımız ve bu düşünce yapımıza uygun sözler söyleyerek ve işaretler göstererek seçim kazanmayı düşünen yöneticilerimiz olduğu sürece bu kavgalar ve cinayetler bitmeyecek gibi gözüküyor.

Çünkü hani o ekonomimizi ve siyasetimizi dizayn ettiğinden şikâyet ettiğimiz dış güçler ve üst akıl dediğimiz mihrakların esasında toplumunuzun kitle psikolojisini ve sosyolojisini yöneticilerimizden daha iyi bilen kişiler olduğu ve özellikle seçim propaganda dönemlerinde bu bilgilerini kullanarak yeni çatışma alanları oluşturdukları iddia edilirse şaşırmayacağız.

Bu seçim döneminde ellerinde her türlü kanuni düzenleme olduğu halde bu imkânı kullanmayanların içinde yaşadığımız propaganda sürecinde yaşanan kavgalardan ve cinayetlerden sorumlu olduklarını kimse inkâr edemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi