Seçim iftiraları
Bizim ülkemizde ne zaman seçim gündeme gelse adı güya propaganda olmasına rağmen kendisi partizanca bir iftira olan kampanya başlar.
Bununla direkt olarak siyasi parti genel merkezlerini kasdetmiyorum elbette.
Eskiden adları partili insanlar veya delegeler olan kişiler kendi partilerinin propagandalarını yaparlarken karşıt oldukları partilerin propagandalarını etkisiz hale getirmek için de farklı argümanlar kullanırlardı.
Ama kullanılan ifadeler hiçbir zaman bugünküler kadar edep ve ahlak dışı olmamıştı.
Her ne kadar geçmişte Adalet Partililer tarafından Merhum Necmeddin Erbakan Hoca(rha) için bir takım gayri ahlaki plaj resimleri ile propaganda yapmayı denemişlerse de Milletimizin bu tür gayri ahlaki propaganda şekline itibar etmemek suretiyle izin vermediği herkesçe bilinmektedir.
Şimdilerde özellikle sosyal medya denilen internet ortamlarının yaygınlaşması ve partilerin bu platformları bir propaganda şekli olarak kullanmaya başlamasıyla propagandaların şekil değiştirmeye başladığı görülmektedir.
Kimin adına açıldığı bilinmeyen bir takım sahte olabilecek hesaplar kullanılarak kendi partilerini veya destekleri adayları yüceltmek adına karşıt oldukları partileri veya adaylara iftiralarda bulunmanın adı propaganda oldu sanki.
İftiralarla siyaset yapmak nasıl bir ahlaki anlayışa sığar anlamak mümkün değil.
Son günlerde siyasi partilerin seçim ittifakları yapmalarının bu iftira kampanyalarına hız verdiği görülmektedir.
Özellikle İktidar Partisi AKP ile MHP’nin oluşturdukları seçim ittifakına SP’nin dâhil olmaması partilileri hayli kızdırmış olmalı derken, Saadet Partililerin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön şart olan 100.000 imzanın bulunacağının ortaya çıkması bazı partililer için ateşe benzin dökmekle eşdeğer olmuştur.
Öyle ki bu kızgınlıkla yaptıkları paylaşımlarda tüm İslami ve İnsani değerleri ayaklar altına almayı bile göze almış gözükmektedirler.
Bu cümleden olmak üzere şunları söyleyebiliriz.
Hayatı boyunca haram olan İçkiyi sofrasına hiçbir zaman koymamış insanlar içki sofralarında dua etmekle suçlamaktan tutunda karşıt olduğu partilerin oluşturduğu ittifak TBMM imde çoğunluğu sağlarsa başörtüsü yasağının tekrar uygulamaya koyulacağına kadar bir takım zırva ve iftiralar propaganda amacı olarak kullanılmaktadır.
Ya da kendi partilerinin oluşturdukları ittifakı İslami bir birliktelik olarak görüp karşı ittifak partilerini şer odakları olarak görüp tekfir etmeye kadar gittikleri görülmektedir.
Veya partilerinin 10 yıldan daha fazla bir süre FETÖ ile olan birlikteliğini unutmuş görünerek diğer partiler arasında hiçbir ayrım yapmadan hepsini aynı kefeye koyarak FETÖ ile ilişkilendirerek bir algı oluşturmaya çalışmanın adı siyasi propaganda kabul edilmektedir.
Siyasi partilerin oylarını artırmaları için algı oluşturmaları bir dereceye kadar anlaşılabilir. Ama bu algı oluşturulurken iftira aşağılamanın varlığı bir yana propaganda çalışmalarında adının bile geçmemesi gerekir.
Herhangi bir yanlış anlaşılmayı önlemek adına yukarıda yazdık tekrarlayalım.
Siyasi partilerin gün geçtikçe daha rezil hale gelen ve hatta daha da aşağılık bir şekil almaya başlayan bu tür bir propagandayı başlattıklarını veya özendirdiklerini söylemiyoruz.
Ancak partileri adına yapıldığı söylenen bu rezil propagandayı önlemedikleri veya önlemek için ta en başımdan bir takım adımlar atmadıklarını görüyoruz.
Sosyal medyada adlarına trol denen bu hak hukuk tanımaz kişilerin belli sürelerle ve belli ücretlerle partiler tarafından görevlendirildikleri iddialarına ise hiç inanmak istemiyoruz.
Aksi bir durumun gerçek olması gelecek açısından felaket olur.
Çünkü hangi parti veya hangi ittifak seçimi kazanırsa kazansın bu iş burada bitmeyecektir.
Ve işin en garip tarafı bu gün ittifak içinde olan partiler yaklaşık bir yıl sonra yapılacak olan mahalli idareler seçiminde ayrı olacakları şimdiki ittifak ortaklarına nasıl bir suçlama yapacakları şimdiden tahmin bile edilemez.
Seçim propagandasında kendi yapacakları yerine karşı oldukları partileri aşağılama yolunu seçenlerin bu milletten destek görmeyeceklerine inanmakla beraber bu aşağılık iftira kampanyasının siyasi partilerin açık tavırları ile önlenebileceğine inanıyoruz.
Aksi durumda arşivlerden çıkacak pek çok belge kendilerini şimdikinden daha zor duruma düşürecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.