Sarıkeçili Yörüklerinin yayla göçü başladı

Sarıkeçili Yörüklerinin yayla göçü başladı

Anadolu'nun bin yıllık yörüklerinin son temsilcileri olan Sarıkeçililer, yaz mevsimini geçirecekleri Konya ve Karaman yaylalarına gitmek üzere göçe başladı

Anadolu'nun bin yıllık yörüklerinin son temsilcileri olan Sarıkeçililer, yaz mevsimini geçirecekleri Konya ve Karaman yaylalarına gitmek üzere göçe başladı. Kış mevsiminde Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Yeşilovacık ve Akdere beldelerine yakın sahil kesimlerinde konaklayan Sarıkeçili yörükleri, yazı geçirecekleri yaylalara gitmek için yola çıktı. Yaşadıkları hayattan mutlu olmasalar da geçim sıkıntısı nedeniyle konar göçer hayatını sürdüren Sarıkeçililer, baharla birlikte yaylalara göç ediyor. Yılın 3 ayını yolda, 3 ayını da yaylada geçiren Sarıkeçililer, kalan 6 ayda da sahillerde konaklıyor.

2000’li yıllardan sonra çocuklarının okur-yazar olduğunu belirten Sarıkeçili yörüklerinin temsilcisi İbrahim Yagal, “2000'li yıllardan sonra bütün çocuklarımız okula gitmeye başladı. Ama nasıl gidiyor, konar göçer bir hayat yaşadığımız için yayladan sahile 20 gün geç geliyoruz, yani yeni dönem eğitim öğretim başlamış oluyor. Okullar kapanmadan buçuk ay erken göçmek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle çocuklarımızın eğitimi yarım kalıyor.” dedi.

ÇOCUKLAR OKULLARINDAN KOPUYOR

5 kızı olduğunu ve iki kızının okuma yazma bilmediğini kaydeden İbrahim Yağal, “18 yaşında nişanlı bir kızım var. Okula giden küçük kardeşi kendisine okuma yazma öğretmeye çalışıyor. Keşke çocuklarımın hepsini okutabilseydim. Eşimin de okuryazarlığı yok. Taşımalı sistemi çıkaran devletimize minnettarız.” diye konuştu. Hayvancılık dışında başka geçim kaynağının olmadığını belirten İbrahim Yagal, yaz mevsimini geçirmek üzere yola çıktıkları Karaman ve Konya'da yerleşik düzene geçme umudu taşıdıklarını ifade etti. 2006 yılında başlayan yerleşik hayata geçme çalışmaları kapsamında Konya ve Karaman'da arazi ve bina tahsisi konusundaki çalışmaların maalesef neticelenmediğine vurgu yapan Yagal, “Ümidimiz bu yıl bunun tamamlanmasıdır. Her yıl göçmek hiç de kolay değil, yolda çok güçlükler ve sıkıntılar yaşıyoruz. Göç yollarımızda bazı sıkıntı çektiğimizi yerlerde düzenleme yaptılar. Bizim burada dertlerimizi sorarak konaklama yerleri bıraktılar, yardımcı oldular. Ama biz göç etmek değil biran önce iskan olup yerleşik hayata geçmek istiyoruz.” şeklinde konuştu. Kendisinin konargöçer bir hayat yaşamaları nedeniyle okuma fırsatı bulamadığı için cahil kaldığına vurgu yapan 46 yaşındaki anne Hanife Yağal ise “Bizler dağ başında büyüdük. El gün görmedik. Davar peşinde koşarken ömrümüz geldi, geçiyor. Bizim dönemimizde böyle imkânlar yoktu. Çocuklarımızın bu fırsatları değerlendirip okumuş, eğitimli birer insan olmaları için çalışıyoruz.” diyerek içinde bulundukları hayat şartlarına dikkat çekti.

Öğretmenlerinin verdiği okuma yazma kılavuzuyla ablası Öznur Yağal’a okuma-yazma öğreten Kezban Yağal ise şunları söyledi: “Okula gidiyorum çok mutluyum. Öğretmenlerinin vermiş olduğu kılavuz kitabına bakarak öğretmenlerimin gösterdiği şekilde, ablama birinci sınıf derslerini öğretiyorum. Ben okula gittiğim için ablam ile ancak hafta sonları ders çalışabiliyoruz. Öğretmenin kılavuz kitabından gösterdiği harfleri öğrettim. Adını yazıp okuyabiliyor.”

CİHAN 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.