Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Sana bana daha daha

Sana bana daha daha

Sanal bir Gök ve mevhum bir Tanrı’dan icazet, beraAk kâğıdı alırsınız.
Güç, (öz) denetim olmayınca gerekli gereksiz yerde gösterilmek, sergilenmek, yayılmak istenir. Baskı tutkusu şehvet gibi göllenir.
Sevdaları vardır da, hangi sevdanın boy attığı, hazreti yutup hazmettiği tartışma ve inceleme konusudur.
Hiç durmaksızın konuşan aslında Kahraman Nefs’tir. Kulluğun farkında değildir.
Dümdüz sıradan bir insanken; Bakan, kanınız Baş/lıkla sulanmış BAŞ(ba)kan, liderken DÜNYA Lideri olmak istenebilir mesela.
Liyakat önemli değildir, nasılsa yolunuzda köşe taşları, fabrikadan yeni çıkmış yıkama yağlama takımları, topları, lolipop arkadaşlar, yaylım ateşli gazeteci çatlakları, â/adem patlakları bulunacaktır.
Ama asıl önemlisi sizin içinizdeki gitgide büyüyen obur çatlaktır. Bir türlü doymaz, kanmaz, insanüstü bir güçle kesinlikle aldanmaz, hata yapmaz.
Nasihat kâr etmez, hakikaten de kâr etmez, çünkü kazanç getirmez. Bire 10 katılmaz, karın doyurmaz. Dünyadır doldur doldur bitmez.
Örtmek perdelemek; menfaate gününe göre biteviye değişen eğriler, doğrularla, göz göre göre gerçekleri tahrif etmek.
Kişiliğe, konuma göre ille de sese ses katmak, kuvvete kuvvet, zorlamalı sevgiye biraz daha korku, kaygı; sürüye hem çakal hem koyun atmak; yaraları küresel yapıştırıcılarla kapatmak.
Çırpın dur, havan kesilmeksizin yola devam et didin, sonra olacak şey değil maddî (karda, kârda) geri düşüşler, biti(ri)şler, eksilmeler.
İnsaniyetimiz, ruhumuz tükendiyse bile aldırışsız, umursuz, -esasında Hakk’a- meydan okuyuşlar, boyu uzun pürhiddet adamlardan evrene kafa tutuşlar, içimizin kapkara mahzeninde kâinatı cetvelle değnekle hizalayışlar.
Yüksek şahsiyetinizin katları, ecnebi ellerce tek tek yolunur; cesur yüreğinizin tüyleri gaddar kişilerce ütülür/ütülenir. Soylu upuzun, ıpıssız bir düdük gibi kalakalırsınız ortada.
Tokat tokat üstüne, yumruk yumruk üstüne, demir elim millet üstüne.
Zamanın dindarları, muhafazakârları hiç bu kadar dünyevîlikle sınırlanmamıştı herhalde. İktidar için, güç başarı için her yol mubah. Daha.
Dış güçlerdi, İsrail’di, Avrupa Amerika’ydı tamam ama biraz da kendimize baksak.
Çifte standartlar, adalet, çark, siyaset nasıl işliyor; asıl hepimiz için geçerli içsel bir saat, bireysel bir zaman nasıl çalışıyor, ömür nasıl hitama eriyor.
Son yolsuzluk operasyonlarını da bu açıdan ele alabiliriz belki.
Zengini fakiri için de yetmiyor, dünyaya bir türlü doyulmuyor. Merkezdir burası, ahretin sesi bir türlü gelmiyor.
Daha daha… Bir daha…
Hep bana bana!
 Birlikte yürüyüşler nice yol(suzluk)larla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi