Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Sahih sünnete saldırmak

Sahih sünnete saldırmak

Son yıllarda dinlerini Müslümanlardan öğrenmek yerine batılılardan ve çoğu yahudi olan müsteşriklerden öğrenen kişilerin oryantalist bir düşünce tarzıyla İslâm’ın 14 asırlık ilim ve irfan birikimini göz önüne almadan seküler bir tavırla Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Sünnetlerine ve Hadislerine Kur’an adına İslam adına Din adına saldırdıkları görülmektedir.

Adlarına ister Kur’ancılar deyin isterse Meâlciler deyin bu güruhun en başta gelen özellikleri, materyalist bir akıl ile besledikleri kendi değer yargılarına uymayan her bir hadis için “Bu hadis Kur’an’a uymuyor” iftiralarıdır.

Ya da seküler eğitimle iğdiş edilmiş akıllarına ve modern değer yargılarına uymayan her bir hadis için

“Benim peygamberim böyle bir şey söylemiş olamaz” veya "Bu hadis Peygamberime iftiradır” suçlamasında bulunmalarıdır.

Bu ifadeler kullananlara “Kur’an-ı Kerim’i ve Rasulullah’ın (sav) hayatının okudunuz mu?” diye sorsanız alacağınız cevap “Arapça bilmem ve siyer okumaya ne gerek var” dan başlayıp “Bize Kur’an yeter” ile biten bir suçlamadır.

Gerçekten de Kur’an-ı Kerim’i okumadıkları için İslam’ı ve İslam’ın Peygamberi Hz. Rasulullah’ı (sav) tanımamaktan ileri gelen bir cehalet nedeniyle ve suçluluk psikolojisi içinde saldırmaktan başka bir meziyetlerinin olmadığı görülür.

Kur’an-ı Kerim’i okumadıkları için Kur’an’ın uyulması, ittiba edilmesi gerekli övülmüş örnek olarak itikat ve ibadette dosdoğru bir yolda olabilmek için kendisini okuyanı yönlendirdiği Hz. Peygamberi (sav) de bilmedikleri için Rasulullah’a (sav) düşmanlık yaptıklarını fark edemeyecek kadar cahildirler.

Bugün piyasadaki tamamen maddi kazanç elde etmeye dönük olarak yazılmış bir veya birkaç meali alıp okuyup ben Kur’an okudum, diyenlerin gerçekte okudukları Kuran olmayınca böyle savrulmaları kaçınılmaz oluyor.

Bu güruhun geçmişi ile ilgili bilgi sahibi olanlar bilirler ki bunlar Hz. Peygamberin (sav) Sahih Sünneti ve Hadislerine saldırmadan önce Sahih Sünneti ve Hadisleri bizlere aktaran âlimlere, mutasavvıflara ve hadisçilere saldırdıklarını gördük.

Hz. Peygamberin (sav) sahih Sünnetini ve hadislerini öğrendiğimiz ve esasen diğer ümmetlere bakınca bugün Müslüman olarak kalmamızda çok büyük emekleri bulunan selefimize (ra) saldırılarında ilk zamanlarda Sahabe Nesline (ra) saldırmasalar da, zamanımızda gerçek yüzleri ortaya çıktığı için hedeflerine Sahabe Efendilerimizi (ra) de aldıkları görülmektedir.

Sahabe Efendilerimizin (ra) Sahih Sünneti ve Hadisleri yazmakta ve sonraki nesillere aktarmadaki titizliklerine rağmen bu gün cehaletine bakmadan Kur’an ve hadis konusunda konuşan zamane müçtehitleri(!) bir gurur ve kibir abidesi olarak “Ben Kur’an-ı ve İslam’ı 1400 yıl sonra yaşamış olmama rağmen onlardan daha iyi bilirim ve bundan dolayı Sahih Sünnetin yazılı hali olan Sahih Hadislerin tamamını red ederim” havasına bürünmüşlerdir.

Çünkü onların zihin dünyalarında oluşturdukları çağdaş bir Kur’an ve çağdaş bir Peygamber anlayışı Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Sünneti ve hadisleri ile bizzat açıklayarak, örneklendirerek hayata uyguladığı 1400 yıllık Kur’an ve Peygamber anlayışından tamamen farklıdır ve Sahih Sünnet onların anlayışını her defasında yerle bir etmektedir.

 Hz. Rasulullah’ı (sav) görevini tamamlamış gitmiş postacı, Kur’an’da övülmüş sahabesi (ra) ile onları güzellikle takip ettikleri için yine Kur’an’da övülen Tabiin neslini (ra) ise Rasulullaha (sav) yalan sözler iftira eden münafık hatta müşrik insanlar olarak gören bu sapkın ve saptırılmışlar güruhu Sahih Sünnete saldırmalarının tarihi bir arka planı olabileceğini düşünemeyecek kadar da zavallıdır.

Hz. Peygamberden (sav) bir Müslümana yakışmayacak ifadelerle bahsedebilen bu densizlere karşı yerli ve yabancı müsteşriklerin yol açabilecekleri zararlar konusunda kamuoyunu aydınlatacak bilgiye sahip olan özellikle Diyanet ve İlahiyat hocalarının büründükleri sessizlik oldukça üzücüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi