Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Rüzgâr eken fırtına biçer

Rüzgâr eken fırtına biçer

Flört yangını yazı serisi (3)                  

 

Batılıların kendi dışında ki ülkeler ve özellikle de İslam ülkelerine yaptığı taarruz ve tecavüzlerin burada hesabını tutacak değilim. Tarih bu cinayet ve katliamların listesini tutmuş bulunmaktadır. Ama bu adamların uyanıklığına bakın ki “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözüne uygun olarak kendi caniliklerini bize yıkmaya çalışmakta ve bunda da başarı sağlamaktadırlar. Nerede bir Müslüman görseler (sadece Türkler değil) hemen “Terörist” damgasını bastırmakta, ellerinde ki medya vasıtasıyla birçok saf insanı da aldatmaktadırlar.

Bugün Batı’da “çıkar – menfaat” en önde giden duygulardır. Batılı çıkarı için gerekirse kendi anne ve babasını kesmektedir. Batı kaynaklı bütün polisiye film ve romanlarda katilin, maktul’ün yakını bir insan olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir gün kendi çocuklarının da kendisini kesebileceğini düşünmeden…

Batıda ki milli gelirin yüksekliği, bazı insanlarımızda Batı hayranlığını ortaya çıkarmış, ancak bunlar zenginliği değil onların moda ve fuhşunu almışlardır. Hâlbuki bu zenginlikler, bir sömürü çarkının uzun bir zaman Doğunun aleyhine ve Batının lehine çalışır olmasından kaynaklanmıştır.

Bunların kendi insanlarına karşı davranışları da yukarıda ki vahşiliklerine paralel olarak devam etmektedir. Ana belli değil, baba belli değildir. Avrupa’da gerçek babasını arayan o kadar çok insan vardır ki, hayret edersiniz.

Kadın erkek ilişkileri teşvik edilmekte, içki, sigara, uyuşturucu, kumar ve zina alenen (açıkça) işlenmektedir. 

ÖNEMLİ BİR HATIRA

1995 yılında bizzat şahit olduğum bir olay, İsviçre gibi milli geliri çok yüksek bir ülkede gençliğin geldiği durumu tespit etmekte ve bize önemli ipuçları vermektedir.

Zurih’in ortasında bir büyük parkta kızlı – oğlanlı belki 500 - 700 kadar genç toplanmışlar. Onlar bir birleriyle aşırı samimiyet içerisinde konuşuyor, görüşüyorlar. Onların biraz (100 veya 150 metre kadar) uzağında İsviçre polisi çepeçevre onları kuşatmış beklemektedir. 

Ben yanımda beni gezdiren mihmandarıma (rehberime) sordum. “Burası neresidir? Bu gençler burada ne yapıyorlar ve polis niçin onları kuşatmış, beklemektedir?” Mihmandarım (rehber); 

“Başkanım. Bunlar uyuşturucu kullanan İsviçreli gençlerdir. Polis, bunların uyuşturucuda kullandıkları enjeksiyonunu bizzat dağıtmakta ve bu gençleri sürekli olarak kontrol altında tutmaktadır. Zira bunların çoğu AIDS virüsü taşımakta olduğundan aynı enjeksiyonu kullanmaları halinde birbirlerine uyuşturucu şırınga ederken AIDS mikrobu bulaştırmaktalar” demiştir.

***

Kadınlar ve kızlar, sokakta, iş yerinde, lokantada, kahvede ve her yerde soyunmuş, çevrelerinde ki erkeklerin dikkatlerini üzerlerine çekmek, onları tahrik ederek nikâhsız birlikteliğe gitmek için fingirdeşmektedirler. Onlar için anne olmak, evladını kucağına alıp onu yetiştirmek, bir erkeğin eşi, bir evin hanımı olmak gibi yüksek duyguları ortadan kalkmış, hepsi bu davranışlarıyla birer seks aracı haline getirilmişlerdir. 

Sadece 3 – 5 dakikalık zevkin tatmin edilmesine odaklanan Batılı erkek ve kadınlar artık çocuk da doğurmamakta, çocuk yerine köpek taşımayı tercih etmektedirler. Avrupa ülkeleri ve Almanya’da görülen “Maaş ve ücretlere çocuk zammı” uygulamaları da bir işe yaramamakta, Batı’da nüfus gittikçe azalmakta ve çocuklar ve gençlerin genel nüfus içerisinde ki oranları düşmekte, yaşlıların oranı ise gittikçe yukarılara doğru yükselmektedir.

Kızlar ve kadınların evlilik öncesi cinsel ilişkileri, onların tecrübe kazanmış olmalarına bağlanmakta 10 ve 11 yaşın üstünde hemen hemen bakire kız bulunmamaktadır.

***

3.flörtle-başlayan-çöküş.jpg

Batını büyük trajlı bir gazetesi olan İngiliz “The Daily Telegraph” gazetesi bu konuda şunları söylemektedir.

 “İngiltere’de yayınlanan istatistiklere göre bu ülkede 2002 yılında 2012 yılına kadar 10 yaşında olan kız çocuklarından yaklaşık % 15’i, 11 yaşında olan çocuklardan % 39’u hamile kalmaktadırlar”

***

Batı insanı, görüleceği gibi mutluluktan çok uzaktır. 

Batıyı hemen arkasından takip eden ve AB (Avrupa Birliği) ne girmeyi kendine büyük hedef sayan Türkiye de o noktaya doğru hızla gitmektedir.

“Kel, merhem bulsa önce kendi başına sürer” atasözümüz bu gerçeği açıklarken maalesef ülkemiz insanını “Batılılaştıracağız…” diye yırtınanların, çığırtkanların mutlaka bu adamların bir takım menfaatlerinin (çıkarlarının) bulunması gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi