Tunahan Dağaşan

Tunahan Dağaşan

RUHUL BEYAN-1

RUHUL BEYAN-1

Kemiğe işittiren, yağdan oluşan göz yuvarlağına gördüren, et olan dili konuşturan; bitkileri meyve ve daneleri ile hayvanları etleri ve yağlarıyla, yeryüzünü ağaçları ve nehirleri ile gökyüzünü yıldızlarıyla ve onların ışıklarıyla donatan, geceyi haşeratı teskin ve zararlıları hareketten menetmek suretiyle insanların dinlenmesi için tahsis eden, gündüzleri fazlından dilediği kadarını lütfeden Allah’ın şanı ne yücedir. Sen ona hizmet etmediğin halde, O sanki senden başka kulu yokmuş gibi, seni terbiye edip beslemektedir. Sen ise kullukta sanki O’ndan başka bir Rabbin varmış gibi davranmaktasın.

                Ahmak insan zahire bakar. Akıllı insan işin özünü arar. Hiçbir bela ve sıkıntı yoktur ki, altında rahmet ve lütuf bulunmasın. Ancak az bir hayır için çok hayrı terk etmek büyük şerdir. Zorluklar, ruhları bedene ait bağlardan kurtarıp temizlemek içindir. Cehennemin yaratılması kötüleri iyi ameller işlemeye yöneltmek içindir. Şeytanın varlığı, kulları içinde muhlis olanları ortaya çıkarmak içindir. Tahkik erbabının hali de, Musa(a.s) ile Hızır kıssasında olduğu gibi zahire değil, hakikatlere sarılmaktır. İnsan tabiatının hoşlanmadığı birçok şeyde gizli bir takım sırlar ve hikmetler olabilir.

                İslamın zahiri yönü, vücudun Allah’ın emir ve yasaklarına teslim olmasını gerektirir. İslamın ruhani yönü ise, ruhun ve kalbin ezeli ahkâma, ilahi kader ve kazaya boyun eğmesini; teslim olmasını gerektirir. İslamın sadece cesede ait olan zahiri tarafına bağlı kalarak, ruha ait yönüne ulaşamayan kimse, din konusunda mütereddid ve şaşkın, gece yolculuğu yapan insana benzer. Bu yüzden pek çok mülkler ve mülk sahipleri görür. Nitekim çocukluğunda geceleyin dışarı çıkan Halil İbrahim(a.s)’in durumu böyle idi. Gece karanlığı çöktüğünde bir yıldız gördü ve “işte benim Rabbim bu” dedi.

                Mevlana Celaleddin(k.s) der ki:

                İnsanın gözünü açan ancak lütuf ve inayettir.

                Gadap ve şiddeti teskin eden ise muhabbettir.

                Allah’ın inayeti olmadan kimse boşuna uğraşmasın.

                Bu dünyada doğruluk ve başarı ancak O’ndandır.

                Şeytan, insan tabiatına oburca yemek içmek suretiyle musallat olur. İnsan, yeme içmeyi azaltıp oburluğu bıraktığı takdirde, midesinin ve nefsinin şehvetini önlemiş olur. O zaman şeytan ona nüfuz imkânı bulamaz. Onu etkileyemez.

                Nefsin ıslahı beş vakit namazla olur. Çünkü beş vakit namaz, nefsin ıslahı için farz kılınmıştır. Nefs terbiyesi namazda Yüce yaratıcının huzurunda el bağlamak, rükû ve secdeye varmak suretiyle gerçekleşir. Zira nefsin ıslahı; huşu, tevazu ve mahviyet ile olur.

                “Biz Allah ismiyle dua ediyoruz, bazı şeyler istiyoruz, fakat çoğu kere icabet edildiğini görmüyoruz.” diyen birine verebileceğimiz cevap şudur:

“namaz gibi, duanın kabulü için gerekli birtakım adap ve şartlar vardır. Bunlardan ilki, helal lokma ile iç dünyamızın ıslah edilmesidir. Nitekim bu konuda : “ Dua semanın anahtarıdır. Bu anahtarın dişleri helal lokmadır.” Denilmiştir. Duanın son şartı ise ihlâs ve huzur-ı kalbdir. Nitekim Allah Teâlâ: “Allah’a, dini yalnız O’na has kılarak dua edin!”(Gafir,40/14) buyurmaktadır.

 

                Ruhul Beyan tefsir okumalarından bazı özetlemeler yaptım. Hoşuma giden yerlerden bazı kısımları not etmek suretiyle paylaşmak istedim. Hem şahsıma hem de okuyana tesir edip hayır getirmesini Allah’tan dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tunahan Dağaşan Arşivi