Rotterdam’ın kamburu…!
Dünyanın neresinde olursanız olun, seçim, sandık araya girince, demokrasinin başı dönüyor, insanlığın midesi bulanıyor, nezaket ve edep erkenden sandığa saklanıyor, ahlaksızlık ve edepsizliğe neye mal olursa ‘kazanma’ görevi yükleniliyor…
Bizde de, dünyanın dört bir yanında da durum aynı maalesef…
Kuran-i yönetimin dışında, hangi sistemi getirirseniz getirin, içinde bu acımasız ve merhametsizlik hep olacaktır…
***
2017 yılı içerisinde Avrupa Birliği’ne üye üç ülkede seçim yapılacak…
Fransa, Almanya ve Hollanda’da yapılacak seçimler hem birlik hem de kıtayla ilişki içerisinde olan ülkeler için oldukça önem arz ediyor...
Hollanda 15 Mart Çarşamba günü sandığa gidiyor… Avrupa kıtasının geleceğine ilişkin 15 Mart seçimleri işaret fişeği niteliğinde olacak…
***
Hollanda 15 Mart tarihinde yapılacak parlamento seçimleriyle gidişatı belirleyen ilk ülke olacak… Ardından Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri daha sonra ise Almanya’da parlamento seçimleri olacak…
Hollanda’da yapılacak seçimlerde Mart ayına kadar yapılan bütün anketlere göre Türkiye karşıtı söylemleriyle de bilinen aşırı sağcı Geert Wilders’in partisi Özgürlük Partisi (PVV) favori olarak gözüküyor…
Wilders, Avrupa Birliği’nden çıkmayı, ülkedeki mültecileri ve Türkler başta olmak üzere yabancıları sınır dışı etmeyi vaat ediyor…
***
Öte yandan Başbakan Mark Rutte’nin merkez sağ oluşumu Özgürlük ve Demokrasi için Halkın Partisi (VVD) öne çıksa da arada çok büyük bir fark yok…
Başbakan Mark Rutte, Müslüman ve Türk karşıtı söylemiyle bilinen Geert Wilders’e Çarşamba günü oy kaptırmamak adına, kendisinin de aslında Müslüman ve Türk karşıtı olduğunu, Türk bakanı Hollanda’dan gece yarısı çekici ile sınır dışı ettiğini göstererek ispat etmiş oldu…
***
Cumartesi gecesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına Fatma Betül Sayan Kaya, Türkiye referandum seçimleriyle ilgili propaganda yapmak için gittiği Rotterdam’da, Hollandalı siyasiler tarafından Hollanda seçimlerinin malzemesi yapıldı…
Başbakan Mark Rutte, Türk Bakan Fatma Betül Sayan’ın gece yarısı dar bir sokakta polislerle yolunu kestirmesi, çekici vasıtası ile ülkeden sınırdışı etmesi, kendi açısından sağlam seçim propagandası oldu…
***
Türk tarafının da;
“Bakın Avrupa EVET çıkmasını istemiyor… Avrupa Türklerden korkuyor…” başlığı ile olayı işleme tarzı 16 Nisan’daki seçimlerin propaganda malzemesine dönüştü…
Sonuçta her iki ülkede bulunan siyasiler, bu davranış ve tarzlarıyla yaşanan bu son derece elim ve onur kırıcı hadiseyi sandık endeksli propaganda malzemesine dönüştürüverdiler…
***
Ama hadise ÇUVAL vakası kadar ağır ve onur kırıcı…
Rotterdam’da, Türk devletinin sırtına yükledikleri bu kambura şayet sessiz kalır, misliyle cevap veremezsek;
Daha ağır ve çirkin muameleler birkaç hafta içinde, Fransa’da, Almanya’da ve tüm Avrupa’da farklı provokasyon ve iğrençliklerle karşımıza çıkabilir…
Aman dikkat…