Referandumun sonuçları
16 Nisan referandumunda milli irade evet dedi. YSK, CHP’nin itirazını reddetti. Bazı çevreler ve bazı yazar –çizerler, MHP seçmeninin % 70’nin hayır dediğini söyledi. Malum çevreler, merkez, aydınlar, elit tabaka, zenginler ve tahsilli insanlar hayır dedi. Taşra, kırsal kesim, cahil insanlar ve fakirler evet dedi. Güler misin, ağlar mısın? Deveye sormuşlar boyun neden eğri? Nerem doğrudur, diye karşılık vermiş. Biz de bu zihniyetin neresini doğrultacağız; bilmiyorum, her tarafı eğri. Allah yardımcımız olsun.
Bir lisede öğretmenim, Milli Güvenlik derslerine giren albay bana şöyle dedi: “Benim bir oyum halkın beş oyuna bedeldir.”
İşte bu zihniyet böyledir. Bu aziz milleti cahil, kendini aydın (!?) biliyor. Halkın arif olduğunu görmezlikten geliyor. Çünkü işlerine gelmiyor.
II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’de şeker kıtlığı var. Gazeteler yazmış; Almanya Türkiye’ye şeker ithal edecektir, diye. O dönemde Edirne Lisesi’nde öğretmenler odasında bu konu gündeme gelmiş, öğretmenler çok sevinmiş. Türkiye Almanya’dan şeker alacaktır, diye. O anda hademe Mehmet Efendi öğretmenler odasının önünden geçiyormuş. Okul müdürü Tevfik Fikret, bir de Mehmet Efendi’ye soralım demiş. Durumu anlatmışlar. Şu cevabı vermiş: “Kel yağ bulsa kendi başına sürer.” Tevfik Fikret, “Gördünüz mü irfan sahibi insanı bir cümle ile değerlendirdi,” demiş.
Evet, bu millet gerçekten irfan sahibi bir millettir. Malum zihniyet bunu anlamak istemiyor. Çünkü kendini halkın üzerinde görüyor. Bu sebeple milli irade onların sadece dillerindedir. Anayasa, halk için yapılmakta, kendileri uymaları söz konusu değil.
YSK, CHP’nin itirazını reddetti, bun rağmen reddedileceğini bile bile Danıştay’a başvurdu. Çünkü seçin ve referandumun sonuçlarını YSK belirler. Mühürsüz zarf veren sandık varsa başkanından hesap sorulmalı. Bunu YSK yerine getireceğine inanıyoruz.
MHP, milletin bekasını düşünerek referandumun mecliste kabul edilmesinde büyük rol oynadı ve referandumun kabul edilmesi için üzerine düşen görevi yaptı.
Buna rağmen malum çevreler, AK parti’nin ve MHP’nin oylarını üst tüste koydu ve şöyle dedi: MHP seçmeninin % 70 hayır dedi. AK Parti seçmeninin ise % 10 hayır dedi, diyerek kamuoyu oluşturmaya çalıştı.
Peki, Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin adayı kazanabildi mi? İrili ufaklı 16-17 parti birleşti adayları kazanamadı. Bu partilerin önceki seçimlerde aldıkları oyları üst üste toplasanız en az % 60 eder. Bu durumda muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kazanması gerekirdi; ama olmadı. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan oyların % 52 alarak Cumhurbaşkanı seçildi.
Referandumda % 51.4 evet oylarını, % 48.6 hayır oylarını, neden önceki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile değerlendirmiyorsunuz?
Geçen hafta yazdığım yazıda belirttiğim gibi bu millet arif bir millettir. 15 Temmuz istila girişimini göğüslediği gibi bu referandumu da göğüsledi. Yani millet kazandı. Burada kaybeden yok. Evet diyenler de kazandı, hayır diyenler de kazandı. Kaybeden açıkça taraf olan Batı ve AGİK’tir.
Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce pazar günü akşam ajanslarına şöyle bir haber düştü. Fransız sözde bir Profesör Fransız TV kanallarından birinde Cumhurbaşkanı Erdoğan öldürülmelidir, suikast tertip edilmelidir, diyor. İşte kaybeden zihniyet bu zihniyettir.
MHP’nin bu referandumda aldığı inisiyatif hiçbir zaman unutulmayacaktır. Ülkenin bekası söz konusu olduğu zaman sırt sırta vermenin manası budur. Bundan sonra uyum yasalarının çıkmasında MHP üzerine düşeni yapacağında kimsenin şüphesi olmasın.
AKP, bu referandumun sonuçlarını iyi değerlendirerek bir yol haritası belirlemesi gerekir ve içlerinde rant peşinde koşan, samimi olmayan insanları, performansı düşük belediye başkanlarını ve gayret göstermeyen milletvekillerini, teşkilat mensuplarını temizlemesi gerekir, diye düşünüyoruz. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.