Recep Çınar: Bu oyuncuları Maltepe Hasan mı aldı!

Recep Çınar: Bu oyuncuları Maltepe Hasan mı aldı!

TSYD Konya Şube Başkanı ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Recep Çınar, Atiker Konyaspor'da yaşananları bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

Bursaspor yenilgisiyle büyük bir kaosun içerisine giren Atiker Konyaspor'da sular bir türlü durulmuyor. Başka bir deyişle, yeşil-beyazlı kulupte işler tıkır tıkır gitmiyor. Ve Atiker Konyaspor her geçen gün hem yönetimsel, hem sportif, hem de ekonomik olarak kötüye gidiyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi takım kaptanı Ali Çamdalı'nın Bursaspor maçından sonra yaptığı açıklama gündeme bomba gibi düştü. TSYD Konya Şube Başkanı ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Recep Çınar, Atiker Konyaspor'da yaşananları bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

KABAHAT (SUÇ) SAMUR KÜRK OLSA KİMSE SIRTINA, YANİ ÜSTÜNE ALMAZMIŞ. LAFI TRANSFERLERE GETİRMEK İSTİYORUM.

İnsan yaradılış olarak kabahattan hoşlanmaz. Ortada bir suç varsa, kimse o suçu sahiplenmez. Niye çünkü, yaptığı kabahatla belki kınanacak, belki eleştirilecek, belki de cezalandırılacak. Böyle bir şeyi de insan istemez. Yaptığını bildiği halde 'evet bunu ben yaptım' demez. Şimdi Konyaspor'a teknik direktör olarak Mustafa Reşit Akçay ile 15 yerli ve yabancı oyuncu transfer edilmiş. 2 ya da 3'ü iyi çıkmış, geri kalanın hepsi cılk.  Doğal olarak da bu oyuncuların kötü performansı skora, dolayısıyla da koskoca bir şehre kötü anlamda yansıyor. Sadece taraftarların değil, şehrin psikolojisi bozulmuş. Ama, kimse de çıkıp 'bu oyuncuları biz transfer ettik' demiyor. Ömrünü Konyaspor'a adamış Maltepe Hasan'a soruyorum, o da 'valla ben almadım' diyor. Kim aldı o zaman bu oyuncuları? Dönemin Başkanı Ahmet Şan, yöneticilere ve menajere, menajer yöneticilere, yöneticiler hoca ve menajere atıyor topu. Bu transfer resmen bir “ateş topu” olmuş, kimin kucağına düşse yakacak. Onun için de herkes kaçıyor bu ateş topundan. Bir de işin içinde “götürme!” meselesi var. Yabancı bir oyuncuyla örneğin, 150 TL'ye anlaşılıyor, sözleşme de 250 TL yazıyor. Bunun gibi durumların olduğu yazılıp çiziliyor veya dillendiriliyor.  Bu transferleri kim yaptı konusunda benim fikrim net. Kimse çıkıp kıvırmasın.  Birincisi bu kulübün başkanı Ahmet Şan. İkincisi de transfer komitesi. Kim var bu transfer komitesinde? Fatih Tınmaz, Celalettin Çakıcı, Abdullah Şanlı ve Ömer Zeren. Kulüp çalışanı olarak dönemin Genel Müdürü Muhammet Ak ve Menajer Bülent Akın. Tabi ki de dönemin teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay. Transferler bu isimlerin bilgisi dahilinde yapılmış. Bu isimlerini saydığım insanlar, istedikleri kadar 'bu transferleri biz yapmadık' desinler, kimseyi inandıramazlar ve ben de kesinlikle inanmam. Aksini söylüyorlarsa hem vallahi hem billahi yalan söylüyorlar. Ateş topunu birbirlerine atmalarına gerek yok. Herşey ortada.

KULÜBÜ AHMET ŞAN'IN YÖNETTİĞİ SÖYLENİYOR. BU KONUDA GÖRÜŞLERİNİZ NEDİR?

Ahmet Şan'ın maçlara geldiğini biliyorum. Ama, yönetim toplantılarına girdiğini düşünmüyorum. Kulübü yönettiğine de inanmıyorum. Çünkü, kulübün başında bir başkan ve seversiniz ya da sevmezsiniz bir yönetim var. Şu da bir gerçek ki, Ahmet Şan'ın bu yönetimde 5-6 adamı var. Bunlar bizzat Ahmet Şan'ın yönetime aldığı kişiler. İş yaptığı veya oğlunun arkadaşları. Bunlardan dolayı da çok başı ağrıdı aslında. Hem kendisine, hem de kulübe zarar verdi. Dolayısla onların üzerinde etkili olabilir. Ama, o yöneciler, yönetimde ne kadar etkinler? İşte bütün mesele bu. Yönetimde sözleri geçiyor mu, geçmiyor mu, işin o boyutunu bilmiyorum. Özetlersem; Ahmet Şan'ın yönetimin tamamının üzerinde yüzde 100 etkili olduğunu düşünmüyorum. Daha da ötesi, bazı yöneticilerle de arası limonu. Bunların başında da Abdullah Şanlı geliyor. Ahmet Baydar'la da arasının iyi olmadığını biliyorum.

TAHİR BAŞKAN BU İŞİN NERESİNDE?

Şimdi şöyle durum var; 'Konya'da ve Konyaspor'da Tahir Akyürek'ten habersiz yaprak kıpırdamaz' deniyor. Konya'yı bilemem, ama Konyaspor'da Tahir Başkanın haberi olmadan, bırakın yaprak kıpırdamasını, ondan habersiz bu kulüpten içeriye güneş bile giremez. Bu kadar net. Başkanın da Konyaspor'un bu durumundan inanılmaz rahatsız olduğunu, uykusuz geceler geçirdiğini tahmin edebiliyorum. Çünkü, bu takımın başına bir iş gelirse, ihale kesinlikle kendisinde kalacaktır. Allah korusun, bu takım düşerse kimse 'bu takımı Ahmet Şan ya da mevcut başkan Fatih Yılmaz düşürdü' demez.  Kesinlikle bu başarısızlığı Tahir Başkana fatura edecekler. Çünkü, sokakta şöyle bir algı var; 'Yönetim genel kurula gidecek, ama Tahir Bey izin vermiyor' deniliyor. Bu da Tahir Başkanın yükünün ve sorumluluğunun daha da ağırlaşmasına neden oluyor.  Burada biraz yargısız infaz yapılıyor gibi. Çünkü, bu transferleri, bu hocaları Konya Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Ahmet Şan  ve yöneticiler birlikte yaptılar. Mustafa Reşit Akçay da dahil. Dolayısıyla da burada en az sorumluluğu olan kişidir Tahir Bey. Belediye Başkanının yönetim noktasında mutlaka yaptırımı vardır, olmalıdır da. Çünkü, şehrin kulübünün iyi yerlere gelmesi için müdahil olması kadar daha doğal bir şey olamaz. Benim Tahir Başkandan beklentim şudur; bu sıkıntılı günlerde sahaya inmelidir. Yönetim konusunda mutlaka adımlar atmalıdır, çünkü mevcut yöneticiler sakızı yere düşürdüler.    

ALİ ÇAMDALI'NIN 'BEN KONUŞAMAM' DEMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Çok ilginç bir açıklama. Taraftarlar doğal olarak soruyorlar, 'nedir bu takımın durumu?' diye. Bu takımın kaptanı Ali Çamdalı, 'bunun sorumlusu ben' değilim diyor ve ekliyor 'sorumlu bensem yarın çeker giderim' diyor. Daha da ileri giderek 'biz futbolcular olarak fedekarlık yaptık ve hala yapıyoruz' diyor. Ne demek fedekarlık yaptık? Alacağın paradan indirim mi yaptın? Nasıl bir fedekarlık yaptın açıkla? Durmadan yönetime haber gönderiyorsun, sözleşmenin uzatılması için. Sen de biliyorsun ki, yönetim zor durumda. Takımın içinde bulunduğu bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyorsun. Bunu bildiğin için de en yakın arkadaşın Ali Turan'ın yaptığını yapmak istiyorsun. Kulübü değil, kendinizi garantiye almak için ter döküyorsunuz. Aynı teri sahada dökseydiniz, bu takım burada olmazdı. Ve  en önemlisi de taraftarlara 'ben konuşamam' diyorsun. Takıma zarar gelmesini istemiyor muşsun. Hadi oradan. Takıma en büyük zararı 'konuşamam' diyerek sen veriyorsun. İnsanları töhmet altında bırakıyorsun. 'Konuşamam' deyip, taraftarlara şikayette bulunmak konuşmak olmuyor mu? Bu da takıma zarar vermenin en büyük daniskasıdır. Yabancı transferlerden, onların performansından ve onlara verilen paralardan rahatsız olabilirsin. Ya da yönetimden. Veya Hocadan. Kendini kurtarmak için camiada kim varsa, herkesi aslanların önüne atıyorsun.  Buradan kulüp başkanı Fatih Yılmaz'a sesleniyorum;  Ali Çamdalı'yı çağır ve 'ne biliyorsun da konuşamıyorsun?' diye hesap sor. Bu işler bu kadar ucuz mu? Eğer bir kulüp futbolcuya dayalı bir düzene  mahkum olursa, o kulüp tükenmeye ve buharlaşmaya mahkumdur. Konyaspor futbolcuya dayalı bir düzenle ve sistemle bu kaostan çıkamaz. Siz, kaleci Serkan'ın, Ali Çamdalı'nın ya da Ali Turan'ın veya Ömer Ali Şahiner'in her isteğine 'emriniz olur' derseniz, bırakın kulübü de onlar yönetsin.  Size ne gerek var? Hoş, zaten birçoğunuz kulübün sırtından kendinizi parlatmanın derdindesiniz. Ve şunu net olarak herkesin bilmesini istiyorum; Konyaspor kulübü ve camiası 2-3 futbolcuya 3-5 yöneticiye verilmeyecek ve teslim olmayacak kadar büyük bir kulüptür ve camiadır.

BU TAKIM BU KAOSTAN ÇIKABİLİR Mİ?

Ahmet Şan Başkanlıktan istifa ettiği 22 Ağustos Salı günü,  sosyal medyada açık açık yazmış ve “Konyaspor yönetimi saniye geçirmeden genel kurul kararı almalı, aksi takdirde sakızı yere düşürürüz. Çünkü, bu yönetim bu işin altından kalkamaz” diyerek, endişelerimi dile getirmiştim. Kendilerini Konyaspor'un akil adamı sanan bazı çok bilmişler benim bu düşünceme karşı çıkmış ve 'zamanı değil' diyerek üst perdeden atmışlardı.  Açık konuşmak gerekirse, ağlamanın ve sızlamanın bir anlamı yok. Sezon başlangıcında ve Ahmet Şan'ın görevi bırakmasından sonra dikkatsiz davranıldı. İnce elenip sık dokunulmadı. İleride yaşanacak tehlikeler fark edil(e)medi ve Konyaspor ilk yarının bitimine 4 hafta kala büyük bir kaosla karşı karşıya kaldı. Bugün itibarıyla tehlike çanlarını duymayan kim varsa, sepetini koluna takmalı ve  kendi yoluna gitmelidir.  Eğer topçunun derdi para ve kendini sağlama almaksa, eğer yöneticinin derdi, Konyaspor üzerinden maddi ve manevi kazanç sağlamaksa, eğer siyasetçinin derdi  sandıktan çıkmaksa, eğer bürokratın derdi koltuksa, eğer gazetecinin  derdi trajsa, eğer televizyonuncunun derdi reytingse, saniye geçirmeden Konyaspor'un yakasından düşmelidir. Sonrasında mı? Bu kulübü çıkarsız sevenler sahaya iner ve kulübü düzlüğe çıkarır. Çünkü, bu kulüp ve kulübü sevenlerin bütün bu olumsuzluklara rağmen, hala pes etmediğini düşünüyorum. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum