Ramazan Ayında en çok duyduğumuz söz “Ramazan Ayı Kur’an Ayıdır, Ramazanda Kur’an okunmalıdır” sözü olmuştur.

Doğrudur. Ramazan Ayı Kur’an ayıdır, çünkü Ramazanda Kur’an-ı Kerim nazil olmaya başlamıştır ve Ramazanı Ramazan yapan Kuranı Kerimin varlığıdır.

Ramazan Ayında Kur’an Ve Sahih Sünnetin ışığında vaktini değerlendirmek isteyenlerin yapacağı en önemli iş Kur’an-ı Kerim’i okumak olmalıdır.

Son zamanlarda herkes Kur’an’ı okuyun diyor da Kurandan kastettiklerinin ne olduğunu bir türlü söylemiyorlar veya söyleyemiyorlar.

Çünkü Kuran okuyun diyenlerin bir kısmı sadece kendi yazdıkları meal veya tefsir benzeri şeyleri okuyun, bu arada biz de biraz para kazanmış olalım demek istiyorlar.

Diğer bir kısım Kur’an okuyun diyenler sadece kendi yayınevlerinin bastığı mealleri okuyun yayınevi ayakta kalmaya devam etsin demektedirler.

Bir kısmı ise Kur’an’ı Kerimdeki özellikle Müslümanlara farklı mükellefiyetler yükleyen Hz. Allah’a (CC) ve Hz. Peygamberimize (SAV) itaat etmeyi, kâfirlerle ilişki kurmayı yasaklayarak unutulan cihad farziyetini öne çıkaran ayetlerin manalarının değiştirildiği iğdiş edilmiş fikirlerin yer aldığı şeyleri okuyun demek istemektedirler.

Bunların bütün niyeti Müslümanları kandırabilmek daha doğrusu aldatmaktır.

Aldatmak denildiğinde Kuranı Kerimde akla gelen ilk mefhum “Ğabn”dır.

Teğabün Suresi, 9. Ayette geçen “İşte o Teğabün/aldanma günüdür” şeklinde gelen uyarı bu kandırıcıları hiç etkilememiş olmalı ki meal adı altında bu aldatmalarına devam etmektedirler.

Müslümanlar Kur’an-ı Kerim ayetlerinden ve Hz. Rasulullah’ın (SAV) Sahih Sünnetinden dünya işlerindeki ğabn/aldanmanın, bir malı fahiş ucuzlukta satmak olduğunu öğrenmişlerdir.

Dünyada aldanılmayan ticaretin de ne olduğunu ise yine Kur’an-ı Kerim’deki Fatır Suresi 29. Ayetten öğrenmişlerdir.

Dünyada yapıldığında asla başarısız olmayacak ve zarar etmeyecek bir ticareti gösteren hükmü şöyledir:

"Şüphesiz Allah'ın kitabını tilavet edenler, namazı ikame edenler ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizlice ve ilan ederek Allah yolunda infak edenler, "(İşte onlar) asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler."

Şimdi kaybetmeyen bir ticaret yapmak isteyen herkesin kendisiyle yüzleşme zamanıdır.

Ramazan Ayının 15 günden fazlası geçti.

Bu süre içinde kayıpsız bir ticaret hali içinde olunduğunu zannedenler Allah (CC) ile ticaret yapmanın sadece iman ettim demekle kalmayacağını ve her şeyde ihlaslı olmak kaydıyla iman etmenin ve Müslüman olduğunu iddia etmenin gereklerini taklitten tahkike geçirmek olduğunu ispat etmek zorundadırlar.

Bu kazançlı ticaretin ilk basamağı olan “Şüphesiz Allah'ın kitabını tilavet edenler.” Ayeti gereği Allah'ın (CC) kitabını tilavet ederek onunla nasıl ticaret etmeye başlamalıdırlar. Çünkü bu tilavette okudukları her Kur’an ayeti harfine karşılık on sevap vardır.

Kuran hâlihazırdaki okumalardan farklı olarak nasıl okunmalıdır derseniz aklımıza “Müslümanlar 100 sene önce de Kur’an okuyorlardı, şimdide Kuran okuyorlar. Aradaki fark 100 sene önce okudukları Kur’an onları dünya hâkimi yapıyordu, 100 sene sonra ki okumaları ise onları emperyalistlerin kulu kölesi yapıyor” sözü geliyor.

Vaktini Kur’an ile değerlendirmek isteyenler ne okuduklarını ve okuduklarından ne anladıklarını bir kez daha gözden geçirmek zorundadırlar.

FARKINDA MIYIZ?

Müslümanlar Kur'an'ın temel özelliklerinin Kur'an'ı okumanın önemi, Kur'an'ın bir hidayet kitabı olduğu, Kur'an'ı okuma, anlama ve yaşamada Allah (CC) Resulünün (SAV) rehberliğinin mutlak şart olduğunu bilerek okumalıdırlar.

Aksi halde Kur'an'ı öğrenmek, okumak ve ezberlemek bu anlamda değerli olmakla birlikte, gönderiliş amacının, dünya yolculuğumuzda bizlere rehberlik ederek dünya ve ahirette kurtuluş yollarını hatırlatmak olduğu unutulur ve bu gün içinde olduğumuz zillet daha uzun yıllar devam eder.

Zillet nedir diyenler, neredeyse 6 ay olan Gazze işgaline karşı çıkmak bir yana siyonist katillerle devam eden ticarete bakabilirler.