Bu Ramazan ayında geçmiş Ramazanlara nispetle bazı şeyler değişir mi acaba diye bir beklentimiz vardı.

Bu toplumun son 10 yılda iyiye doğru bir değişme içinde olduğunu iddia edenlerimiz vardı.

Ama maalesef boşa çıktı beklentilerimiz.

Ramazan Ayı Kur’an ayıdır.

Ramazan Ayı Oruç ayıdır.

Ramazan Ayı sabır ayıdır.

Ramazan Ayı diğerkâmlık ayıdır.

Ramazan Ayı İnfak ayıdır.

Ve Ramazan Ayı Zekât ayıdır.

Ramazan aynı Ramazan amma, biz acaba aynı insanlar mıyız?

Ramazan ayında eskilerden kalan bir tek camilerimiz var galiba.

Cuma Namazlarında dolan camilerimiz şimdilerde sabah ve akşam namazları hariç diğer vakit namazlarında da dolar gibi oluyor.

Özellikle Teravih namazlarında camilerimizde ciddi cemaat artışı görülürken bu cemaat yoğunluğu sabah namazlarımıza yansımıyor.

Camilerdeki müezzin ve hocalarımızın da bunda bir miktar payı var galiba.

Ama asıl söz konusu edeceğimiz hocalar televizyon hocaları.

Yereli ile geneli ile hemen her televizyon kanalı kendisine bir ücretli Ramazan hocası bulmakta oldukça mahir gözüküyor.

Gerçi evvelki senelerdeki gibi ucube hocaların ucube sohbetleri yok olsa da bu televizyon hocalarına da bir çeki düzen vermek gerek.

Ramazan Ayında Kur’an-ı Kerim’i Rasulullah’ın(sav) sahih sünneti doğrultusunda anlatmak yerine vatandaş böyle istiyor diye başka şeyler anlatan hocalara dur denilmeli.

Özellikle 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün insanlara sahih olmayan bir din anlattığından şikâyet edenler, Ramazan hocalarının anlattıklarından sahih dine aykırı olanlar için de seslerini yükseltmeliler.

Özellikle de İslam’ı eksik ve hatalı anlatanlara karşı.

Daha açıkçası fıkıh sız, Şeriat sız bir İslâm türetmeye çalışanlara prim verilmemeli.

Dikkat ederseniz bu hocalar Ramazan günlerinde aldıkları ücretler karşılığında insanlara Kur’an-ı, Sünneti, tevhidi, cihadı ve zalimlerin karşısında mazlumların yanında olmayı anlatmazlar.

Yine bu hocalar İftar öncesi programlarında Kur’an-ı Kerim’in tesettür ile ilgili ayetlerini hiç gündeme getirmezler.

Ramazanda televizyonları parselleyen hocaların hemen hemen hiçbirisinin başta İsrail ile Amerika olmak üzere dünyadaki sömürü düzeninin sorumluları olan emperyalist batı ülkelerine karşı bir şeyler söyledikleri görülmemiştir.

Dini hükümler arasına sıkıştırdıkları popüler kültüre dönük hikâyelerinde İslam ülkelerini kan gölüne çeviren zalimlerin yaptıkları da hiç yer almaz.

Televizyon hocalarının ön plana çıkarıldığı Ramazanlarda ilgili televizyonlarda da her Ramazan gelişinde İslam dünyasında daha çok çocuğun ve daha çok mazlumun katlediliyor oluşu hiç gündeme getirilmez.

Müslümanları dünyevileşmekle hatta Yahudileşmekle suçlayanlar ise, kendi kafa yapılarının ve yaşantılarının Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığı gibi her geçen gün biraz daha Yahudileşmesinden hiç dem vurmazlar.

Kısacası ister yazılı basında olsun ister televizyonlarda olsun ortaya çıkan Ramazan hocalarının anlattıkları sadece ve sadece Müslümanları rahatsız eder, ancak nedense hiçbir zaman kâfirleri, zalimleri rahatsız etmez.

Sanadır yâ İlâhî ilticamız

Ki senden gayrı yoktur mültecâmız.

Penâhım dest-gîrim gayri yoktur

İlâhî hüsni zannım sana çoktur.

Alvarlı Efe Hazretleri