Polis, Öğrencileri Hedef Alan Terör Örgütlerine Karşı Aile Videosu Hazırladı

Polis, Öğrencileri Hedef Alan Terör Örgütlerine Karşı Aile Videosu Hazırladı

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, özellikle yaz aylarında lise ve üniversite öğrencilerinin terör örgütlerine katılmalarının önüne geçmek için farklı bir çalışmaya imza attı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, özellikle yaz aylarında lise ve üniversite öğrencilerinin terör örgütlerine katılmalarının önüne geçmek için farklı bir çalışmaya imza attı. Daha önce çocuklarının örgütten ayrılması için aileleri ile görüşen ve bu sayede çok sayıda örgüt mensubunun geri dönmesini sağlayan polis, bu kez de ailelerle yapılan görüşmelerden "İtirafım var" başlıklı bir video çalışması hazırladı. DHKP-C, MLKP, TKPML TİKKO, MKP gibi terör örgütlerinin yaz aylarını fırsat bilererek öğrencileri hedef almasına karşı aileleri kullanan polisin hazırladığı videoda Berk Ercan, Bulut Yayla, Ebru ve Emel Yeşilırmak gibi terör örgütü mensuplarının aileleri bulunuyor. Videonun kısa süre içerisinde kamuoyunda paylaşılması bekleniyor.

Cezaevinde bulunan DHKP-C'li 18 yaşındaki Berk Ercan'ın babası ve Terör Mağduru Aileler Derneği Başkanı İsmail Ercan, DHKP-C'nin oğlunu kendilerinden uzaklaştırmak için öncelikli olarak ailesine düşman ettiklerini anlatıyor. Örgütün devrimcilik parolasıyla yola çıktığını; ancak devrimle uzaktan yakından ilgilerinin olmadığını söyleyen baba Ercan, "Oğlum iyi bir futbol taraftarıydı. Benim oğlum 16 yaşında örgüte katıldı. Katılmadan önce çevresi tarafından sevilen biriydi. Ancak bir kızla tanıştıktan sonra hayatı tamamen değişti. Bu arkadaşı aracılığıyla örgütün etkinliklerine katıldı. Daha sonra ise bizden kopmaya başladı." ifadelerini kullanıyor.

Oğlu Berk'in “Marmaris'e arkadaşlarla tatile çıkıyoruz” diyerek evden ayrıldığını aktaran ancak daha sonra kendisine Emniyet'ten telefon geldiğini aktaran Ercan, "Oğlunuz Kandıra'daki örgüt kampında' dediler. Bende Marmaris'te tatile gitti dedim. Ancak gördüğüm görüntüler ve fotoğraflar karşısında şaşırdım. Bundan vazgeçirmek için çok çalıştım. Ancak bunda başarılı olamadık. Ailelerden tek talebim. Ne olur çocuklarınıza sahip çıkın. Ve kimlerle arkadaşlık ettiklerine iyi bakın. Ve nereye kimlerle gittiklerini iyi takip edin." şeklinde konuşuyor.
 


ÇOCUKLARIM BENİ DHKP-C'YE TERCİH ETTİ 
 


Canlı bomba olduğu gerekçesiyle arananan bir DHKP-C'li Bulut Yayla'nın babası Şinasi Yayla ise çocuklarına kendisini örgüte tercih ettiklerinden dolayı çok kızdığını kaydediyor. Çocuklarını DHKP-C'nin bir eyleminde görmeyi hiç istemediğini aktaran acılı baba, "Çünkü ben onlara her şeyi sundum. Onlar çok zekilerdi. Hedefim onları daha yukarılarda görmekti. Ne zaman üniversiteye gittiler yaşam tarzları tamamen değişti. Uzak düştük. Yalan söylemeyen çocuklarım bana yalan söyleme başladılar. Çocuklarım yanlış yapmışsa en büyük suç benim." diye konuşuyor.

Çocuklarının örgüte katılmasının akıllarından hiçbir zaman geçmediğini söyleyen baba Şinasi Yayla, ailelere "Çocuklarınız ile ilgili hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayın. Onlara sahip çıkın. Aranızda sıcacık bir temas kurun." uyarılarında bulunuyor. Bulut Yayla'nın annesi Aysel Yayla ise hayatının her karesinde çocuklarını hayal ettiğini aktarıyor. Çocuğunu iki yıldır göremediğin anlatan anne Yayla, anne-babaların her zaman dikkatli davranması gerektiğini vurguluyor. 



ÇOCUĞUMA GİTME DİYE ÇOK YALVARDIM 
 


Açıklamalarına yer verilenler arasında DHKP-C operasyonları sırasında tutuklanan üniversite öğrencisi abla kardeş Ebru ve Emel Yeşilırmak'ın annesi Gülşen Yeşilırmak da bulunuyor. Kızlarına "gitmeyin" diye çok yalvardığını anlatan acılı anne; ancak ‘Anne bırakamayız. Bırakma şansımız yok' diyerek kızlarının teklifini geri çevirdiğini söylüyor. "Ben çocuklarımı üniversiteye gönderdim. Örgüte katılmaları için oralara göndermedim. Her anımda Ebru ve Emel ne yapıyor diye sürekli düşünüyorum." diye devam eden Yeşilırmak, kızlarının yanlış bir arkadaş grubuna dahil olduğu yönündeki bir uyarıyı ise ilk etapta kabul etmediğinin altını çiziyor.

Gülşen Yeşilırmak, örgütten ayrılan genç bir kızla aralarındaki diyaloğu şöyle aktarıyor: “Bir gün Bursa'dan bir kız aradı. Ebru'nun arkadaşı olduğunu ifade etti. Ve Ebru'nun son dönemde DHKP-C ile irtibatlı bir grupla irtibata geçtiğini kaydetti. Kızıma sahip çıkmamı istedi. Ben ise kızımın böyle bir yanlış yapmayacağımı söyledim. Ancak kendisi, ‘Teyze bende aynı gruba katılıyordum' dediğinde dünyam yıkıldı. Kızlarımı örgütün elinden ben alamam. Ancak devlet alır. Devlet büyüklerinden de kızlarımı bana teslim etmelerini istiyorum." diye kaydetti. 
 


KIZIMI ÇOK ÖZLÜYORUM 
 


Üniversite eğitimi görmek için geldiği İstanbul'da DHKP-C operasyonlarında tutuklanan Duygu Yücel'in babası Hüseyin Yücel de kızıyla geçirdiği eski günleri çok özlediğini anlatıyor. Baba Yücel, "Çünkü ben kızımı defalarca tatile götürdüm. Kendisi ile bir arkadaş gibiydik. Ben onunla geçirdiğim her anı özledim. Kendisini kaç aydır göremiyorum. DHKP-C bizim gibi kişilerin çocuklarını kandırıyor. Tanışma fasıllarından sonra çocuklarımız örgüte katılıyor. İlk etapta ailelerin onlara sunamadığı şeyleri, onlara sunuyorlar. Bunlar eli kanlı teröristler. Masum gençleri kandırarak eylemlerde kullanıyorlar. Bizim çocuklarımız ve biz bu hale düştük. Ancak başka aileler mağdur olmasın. Aileler çocuklarına çok sahip çıksın." diye konuşuyor. 

Uzmanlar, son dönemde örgüte katılım yaşının 15'e kadar düştüğünün altını çiziyor. Örgütler masum taleplerle gençlere yaklaşıyor. Organize edilen arkadaş ortamları sayesinde de gençler birer birer örgüte dahil oluyor. Özellikle örgütün öncelikli olarak ergenlik dönemindeki gençleri hedef aldığını aktaran uzmanlar, ailelerin tutumlarına göre gençlerin bu alanlara kaydığını belirtiyor. 

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.