Pekmez mesaisi başladı

Pekmez mesaisi başladı

Konya’da bağ ve bahçelerde asmalarda olgunlaşan üzümler toplanıyor. Sepetlere doldurulan üzümler bugünlerde pekmez ocağının yolunu tutuyor.

Geleneksel yöntemlerle kaynatılan pekmezin faydaları ise saymakla bitmiyor. Bağ bozumu zamanı geldi. Konya’nın bahçeli evlerinde bağ bozumuyla birlikte sokakları pekmez kokusu sarmaya başladı. Pekmez, özellikle soğuk kış günlerinde sofraların baş köşesinde yerini alıyor. Soğuk kış günlerinde sofralardan eksik olmayan pekmez, zengin minareli ile hem insanın içini ısıtıyor hem de hastalıklara karşı vücudu dinç tutuyor. Pekmez, Türkiye'nin dört bir yanında farklı yöntemlerle üretilirken, içeriğindeki zengin mineral ve vitaminler nedeniyle kahvaltı sofralarının baş köşesinde yer alıyor. Bugüne kadar 'Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle', 'Pekmez gibi malın olsun', 'Küpün içinde pekmez, bu pekmez bize yetmez, bizim köyün kızları davulsuz gelin gitmez', 'Dolapta pekmez yala yala bitmez', 'Kavutu olan pekmeze katar, aklı olan öğüt tutar' gibi bir çok atasözü, deyim ve tekerlemeye konu olan pekmez, çocukların beslenmesinde de önemli rol oynuyor. Pekmez daha çok Anadolu'nun dört bir yanında üretilerek, özellikle soğuk kış günlerinde üşümemek için tüketiliyor.

DOĞAL PEKMEZ ÜRETİYORLAR

Önemli üzüm yetiştirme merkezlerinden olan Hadim’de de bölge halkı yüzyıllardır Aladağ'da yetiştirdiği lezzetli üzümlerden, rengi, tadı ve kendine has kokusuyla doğal pekmez üretiyor. Pekmez ve kuru üzüm üretimi için ekşikara adı verilen üzüm cinsi tercih ediliyor. Bu üzümden diğer çeşitlere göre daha çok pekmez şırası ve kuru üzüm elde edilebiliyor. Ardıcın pekmeze farklı bir lezzet kattığı belirtiliyor. Ayrıca bakır kazanlarda kaynatılan pekmeze istenilen kıvamın verilebilmesi için yöreden çıkan beyaz toprak da karıştırılıyor. 3-4 kazanın yan yana konulmasıyla kaynatılan kilolarca pekmezin yapımı da oldukça zahmetli. Bakır kazanlarda saatlerce savrularak kaynatılan pekmezin köpüğü de ayrı bir lezzet oluşturuyor.

KIVAMI TUTTURMAK ÖNEMLİ

Topladıkları üzümleri pekmez olarak değerlendireceklerini belirten üretici İsmail Aksakal, "Önce üzümü bağdan topluyor, daha sonra bu havuza getiriyoruz. Pekmezin mayası beyaz toprak her yerde yok, beyaz toprağı üzerine atıyoruz ve üç beş kişi ile bir olup havuzdaki üzümü eziyoruz. Bu işlem taki suyu iyice çıkana kadar devam ediyor. Sonra üzüm suyunu buradan kevgirle süzeriz, oradan götürürüz ve kaynayan kazana dökeriz. O kazanda haşlarız, iki üç saat kaynadıktan sonra tekrar diğer kazana boşaltırız. Sonra yine 3-4 saat dinlendirdikten sonra tekrar süzerek başka kazanda yine kaynatırız. Kaynatma işine özen göstermemiz gerekir, çünkü çok ya da az kaynamasından ziyade kıvamını tutturmak önemlidir. Biz kazanda pekmez iyice köpürüp rengi altın sarısı gibi olana kadar kaynatırız ancak o zaman hazır olur. Bizim pekmezimiz tamamen doğaldır. Eskiden köyümüzde pekmez yapan daha çoktu. Bizde dededen kalma bağın bakımını yaparak üzüm ve pekmezimizi temin ediyoruz" şeklinde konuştu.

HAMDİ BUĞUR

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.