Palandöken Dergisi, Ömer N. Bilmen Ve Osman Bektaş’ı Andı

Palandöken Dergisi, Ömer N. Bilmen Ve Osman Bektaş’ı Andı

Kültür sanat dergisi Beyazşehir Palandöken, sayısında Erzurumlu büyük İslam alimleri Ömer Nasuhi Bilmen ve Osman Bektaş’ın hayat hikayeleri ve eserlerine geniş yer verdi.

Kültür sanat dergisi Beyazşehir Palandöken, sayısında Erzurumlu büyük İslam alimleri Ömer Nasuhi Bilmen ve Osman Bektaş’ın hayat hikayeleri ve eserlerine geniş yer verdi. Palandöken Belediyesi’nin çıkardığı derginin son sayısında ‘Erzurum’un Sabahları’ adlı edebi bir yazıya yer verilirken, Erzurum’daki tarihi cami ve mihrapları anlatan bir çalışma yayınlandı.

Araştırmacı Murat Ertaş’ın kaleme aldığı, ‘Abdülhamit Han'ın Erzurum Fermanı’ başlıklı dosyada ise 1877 tarihli Osmanlı-Rus savaşında Erzurum'un düşmana karşı verdiği mücadelenin nasıl takdir edildiği şu ifadelerle dile getirildi: "Vatanın müdafaası uğrunda, umumi düşmanımıza karşı ortaya koymaya niyet ettiğiniz gayretten hoşnut oldum. Davamızın Hakk'a yakınlığı ve Allah'ın yardımına mazhar olacağımızdan eminiz."

Dergide ayrıca ‘Umuda Uzanan Eller’, ‘Ebu İshak Kazerüni’ ve ‘Erzurum Sinemaları’ gibi kültürel konuların işlendiği dosyalara da yer verildi.

Beyazşehir Palandöken Dergisi, Erzurumlu alim Ömer Nasuhi Bilmen hocanın hayatına (1883-1971) dair kapsamlı bir çalışma yayınladı. Araştırmacı Naci Elmalı tarafından kaleme alınan ‘20. Yüzyıla Damgasını Vurmuş Erzurumlu Bir İslam Alimi’ başlıklı dosyada, hemen her evde bulunan İslam İlmihali’nin de yazarı olan Ömer Nasuhi Bilmen’in Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yetiştiği, Cumhuriyet döneminde de önemli eserler ve hizmetler verdiği ifade ediliyor. Dosyada Bilmen’in hayatı şöyle aktarılıyor:

Ömer Nasuhi hoca; Erzurum Ahmediye Medresesi müderrislerinden amcası Nakibu’l-Eşraf Abdurrezzak İlmi Efendi ile o tarihlerde Erzurum Müftüsü olan Narmanlızade Hüseyin Haki Efendi’den eğitim aldı. Bu iki âlimin takdirini topladı, ardından ilmini artırma adına Trabzon üzerinden İstanbul’a giderek Fatih Medresesi müderrislerinden Tokatlı Şeyh Şakir Efendi’den ders aldı. Bilmen, Yusuf Talat Efendi'den öğrenim gördü, sonrasında hukuk tahsili yapmak için sınavla Medresetü’l Kudat’a girdi. Bir ara Bahr-i Siyah Medresesi’nde Farsça okuttu, aynı sene Der Saadet’e Beyazıt Dersiamı oldu. 1914’te Fetvahane-i Ali İl'lamant-ı Şer'iyye Azalığı'na atandı. Aynı tarihlerde Rüus sınavına girerek Fatih Medresesi müderrislerinden oldu. Bilmen, 1926‘da İstanbul Müftü Yardımcılığı; 1960'da da Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirildi. Ancak ihtilalcilerin taleplerini reddetmesi nedeni ile emekli oldu. Eserleriyle geride önemli bir bir iz bırakan bu İslam âlimi 1971'de hayata veda etti.

Dosyada kimi fikir adamlarının Bilmen’e dair görüşlerine de atıfta bulunuluyor. Talebelerinden Ahmet Şahin'in "İslam Hukuku alanında asrın tek ismi.", yazar Hekimoğlu İsmail‘in, “Ayaklı kütüphane olan Ömer Nasuhi hocam mum gibi yandı, bizi de aydınlattı.” ifadelerine yer veriliyor. Arapça ve Farsça’ya hakim olan Ömer Nasuhi Bilmen, Beyan‘ül Hak, Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad gibi önemli dergilerde yazdı; ‘Büyük İslam İlmihali’ ve ‘Yüksek İslam Ahlakı’ gibi eserleri kaleme aldı.

Dergide genişçe ele alınan diğer İslam alimi ise Osman Bektaş hoca (1914-1986). Osman Bektaş‘ın hayatı ve eserlerinin tanıtıldığı ‘Son Dönem Ulemasından Erzurum Müftüsü' başlıklı yazıyı, eğitimci Ali Akbulut kaleme aldı. Yazıda 1914’te Erzurum Şeyhler Medresesi’nde eğitim gören Bektaş'ın, imamlık ve müftü naipliği yaptığı belirtiliyor. Osman Bektaş’ın fetva konusunda çok ehliyetli bir insan olduğu vurgulanırken, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ‘Osman Bektaş Hoca’nın fıkıhta üstat olduğu’ görüşüne yer veriliyor. Osman Bektaş’ın Fethullah Gülen Hocaefendi, Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, emekli müftülerden Cezayir Yarar, Muhammet Doğan, Ahmet Yekeler gibi öneli simalara zamanında hocalık yaptığı kaydediliyor.

Osman Bektaş'ın yaşamı da terfilerle anılıyor:

Osman Bektaş hoca, küçük yaşlarda medrese eğitimine başladı. Katip Hoca'dan Kur'an talim ve tecvidi ile temel dini konuları öğrendi. İlerleyen senelerde Yukarı Katıklı Köyü (Eski adıyla Ödük, yeni ismiyle Serdarlı) müderrisi Hacı Yunus Bilici'den Arapça, Sarf, Nahiv, Akaid ve Fıkıh gibi temel dini ilimleri tahsil etti. 5-6 sene süren eğitimin ardından, Tortum Dikmen Köyü’nde imamlık yaptı.  Osman Bektaş, askerlik dönüşü Erzurum Merkez Caferiye Camii'nin imamı oldu. Görevinin ilk 6 ayında Kurşunlu Medresesi'nde ikamet etti. Bu esnada Erzurum fetvahanesinde Müftü Solakzade Sadık Efendi ile istişarelerde bulundu. Fikirleri ve ilmi ehliyeti takdir edilen beğenilen Bektaş, Müftü Naibliği görevine getirildi. Sadık Efendi, fıkıh alanındaki otoritesini şu sözlerle ifade ediyordu: “Fıkıh ilminin kitapları kaybolsa Osman Hoca onları tekrar yazar.” Peygamberimize(sav) ve fıkıh dehası mezhep imamı İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye bağlılığını Osman Hoca şu beyitle ifade etmiştir:

Hüda’nın çok nebisi var,Resul-i Ekrem başka
Bab-ı şeriat içinde İmamm-ı A’zam başka

İlim ve irfan açısından Osman Bektaş üzerinde önemli katkıları olan Müderris Hacı Yunus Efendi’nin de onun için “İlmi Allah vergisi idi.” diyerek övgüde bulunduğu nakledilmektedir.  Geniş ilmine rağmen sadece Risalet’üs Sefer adında bir eser yazan ve toplumdaki bir ihtiyaca cevap vermek yerine sadece kitap yazmış olmak için kitap yazma fikrine sıcak bakmayan Osman Bektaş Hoca, 1966'da Erzurum Müftüsü oldu. 1972‘de emekli olan 1986’da hayata gözlerini yumdu.

İlgi çekici bu dosyalarla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için Beyazşehir Palandöken Dergisi’ne bakılabilir. (İrtibat tel: 0442 234 22 85)

 

  CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.