O’nu tanımak
Üç ayların huzur dolu ikliminde, sizleri mübârek Recep ayının huzur dolu zeminlerinde, köşemizde, Kâinâtın Eşsiz Hâkimi Allâhu Zül Celâl Hazretlerini tanımaya dâvet ediyoruz efendim. O’nu anlatmaya satırlar yetmez, kelimeler kifâyetsiz kalır ancak, karınca misâli biz bu azimdeyiz. Bizimki sâdece deryâda katre mesâbesinde hiç şüphesiz, fakat kalemimiz yettiğince, O’nu anlatmaktan geri durmayacağız, inşallah. Bu yazılarımız da, ahretimize sermâye olsun, niyazındayız. Rabb’im kabul buyursun.
Hiç şüphesiz, yeryüzünün Tek Yaratıcısı, Allah Teâlâ’dır. Bunu idrak, dürüst ve sağlam bir ‘Hak Bilgisi’ ile, elde edilir. Günümüz insanları arasında, bu bilgiye sâhiplik noktasında, insanları üç kategoride değerlendirebiliriz. 1-Tam ve gerçek olarak bu bilgiye sâhip olanlar: Böylesi bilgiye sâhip olan insanlar Cenâbı Hakk’ın en sevdiği insanlardır. Bu insanlar; doğruluktan, dürüstlükten, hakşinaslıktan ayrılmayan, iyilik ve güzelliklerle hemhal, kâmil insanlardır. Etraflarına dâima iyilik eder, ihtiyaçlıyı görür gözetirler. Dünyâya tamah etmezler böyleleri, dünyâyı ahretlerini kazanma mekânı olarak görürler. Onları Hz. Allah (c.c) sever, onlar da Allah Teâlâ’yı severler. 2-Hak bilgisine hiç tanımayanlar: Bunlar bütün bütün Hakk’ın varlığını tanımazlar ve dolayısıyla da inkar ederler. Bilgi devri, diye şirk ve inkar bataklığında sürünerek, ahretlerini berbat ederler. Dünyâda hakikatte Hakk’ı gösteren her şeyi, tabiat olarak yorumlarlar, üç kuruş etmeyen dünyâdaki insan icâdı şeyleri, öve öve bitiremezken, hayranlıklarını ballandırarak dile getirirlerken, onların asıl sâhibini, görmemekte direnirler. Böylelerinin âdeta gözleri kör, kulakları sağır, kalpleri katılaşmıştır. Halbuki akıllı olduğunu sanan bu ilerici, sözüm ona çağdaşlar, asıl aklın Hakk’ı bilmek olduğunu idrak etmezler. 3-Hak Bilgisine vâkıf olup-olmadığı belli olmayanlar: Bunlar Hakk’ı zaman zaman eğip bükerler, inanmış gibi görünürler, bir Hakk’ın yanında bir Hakk’ın karşısında yer alırlar. Bu tür insanlardan çevrede çok vardır. Ve bunlar inanmayan guruptan daha tehlikelidir. Çünkü inanmayanlar açıkça kendi safını belli ederler, onların inkârcılıkları nettir. Ama bu gurup belirsizdir. Böylesi belirsiz insanlar, tıpkı inkarcılar gibi, yerden mantar bitercesine çoğalmaktadır.
Ancak durum ne olursa olsun, biz Hakk’ı anlatma ve Hakk’ı tanıtmaya devam edeceğiz. Elbette inkarcı kendine göre kendini ifâde edecek, biz de kendimize göre Rabb’imizi tanıtacak ve anlatacağız. Aslında maalesef ki, memleketimizde, ‘Allah Bilgisi’ anlatımı, ‘Hayat Bilgisi’ anlatımı kadar ehemmiyet taşımıyor. Halbuki ahlaksızlığın alabildiğine yayıldığı, intiharların arttığı günümüzde, insanımıza ‘Hakk’ı Şânına Yaraşır Şekilde’, tanıtmak elzemdir. Esâsen, insanın kendisini Yaratan Zât hakkında, doğru ve sağlam bilgi edinememesi çok ciddi ve hazin bir boşluktur. Bu bilgiyi edinmek ise, Allah Teâlâ’nın isimlerini ve sıfatlarını bilmekle mümkün olur.
Hakikat şu ki, En Güzel İsimler yâni ‘Esmâül Hüsna’ların sâhibi, O’dur. Zira O Celle ve Âlâ, tüm kemallerin sâhibidir. O’nu seven O’nun bilmek, Esmâlarını öğrenmek, iyi huylarla varlığını güzelleştirmek, kötü huylarını düzeltmek, kendini en sevdiğine beğendirmek ister. Sonuçta böyle kişi, Hakk’ın rızâsına erişmek diler. O’nu sevmek, O’nu bilmek ve tanımakla başlar. Seven bütün kemallerin, O’nda toplandığını bilir, bu sebeple, derhal gönlü O güzele doğru yönelir. Akabinde O’nun yap dediklerini yapar, yapma dediklerini yapmaz. Varlığını âdeta O’na armağan eder, O’nun memnun etmeye çalışır. O’nu memnun etmek, zâten yaşamanın en letâfetli hâlididir. Tabî bu hal, ‘Hakk Bilgisi’yle elde edilir.
Âlemlerin Rabb’inin kemâlâtının sonu yoktur. O’nun kudsiyeti her türlü tasavvurun ötesindedir. O’nun kudsiyetini ve kemâlâtını gösteren pek çok vasfı vardır. Bunları Müslüman’ım diyen herkesin çok iyi bilmesi şarttır. Yerimiz yetmez ama kısaca bahsetmek isteriz: KIDEM; Cenâbı Hak, yoktan vâr olmuş değildir. Varlığının öncesi yoktur. BEKÂ; Varlığının sonu yoktur. VAHDÂNİYET; Benzeri ve ortağı bulunmaz. Her şey O’nun emri ile doğar ve ölür. O emsalsizdir. MUHALEFEÜ’N-Lİ’L-HAVÂDİS; O hiçbir şeye benzemez. KIYAM Bİ-NEFSİHİ; O ihtiyaçsız bir varlıktır. HAYAT; O dâima diridir. İLİM; O olmuşu, olacağı her şeyi sonsuz ilmiyle bilir. SEM’İ; O her şeyi işitir. BASAR; O her şeyi görür. İRÂDE; O her şeyi, istediği gibi yapar. KUDRET; O’nun her şeye gücü yeter. O’nun yapacağı şeylerde, hiçbir yardımcıya ihtiyâcı yoktur. TEKVİN; O’nun yaratmış oldukları üzerinde icraat ve tasarruflarıdır. KELAM; O hem şerefli kitâbıyla hem de kâinattaki her biri harika nev’inden yarattıklarıyla kendisi âdeta konuşuyor. Hz. Kur’an’a tâbi olanlara müstakim yâni en dosdoğru yolu ve bu yolun sonucundaki mükâfatları bildirirken, yoldan sapanların ziyanlarını da, Kelam sıfatıyla ortaya döküyor.
Özetledik, ama O’nu tanımak, bu kısacık bilgilerin engin açınımını derin bir şekilde öğrenmek, şu üç ayların mübârek zeminlerinde, bize en çok getirisi olacak bir kazanç olacaktır. Kanaatimizce, ‘Hakk’ı Tanıma Bilgisi’ne derhal başlamalı, daha fazla vakit kaybetmemeli. Çünkü bu bilgi, ferdî ve toplum hayâtında, Hakk’ın emirlerine riâyet etmeyi berâberinde getirir. Bu durum ise insan ve toplumun huzur ve mutluğunun teminini sağlar. ‘Hakk Bilgisi’, hayâtın her safhasında, insana en gerekli bilgidir. Bu bilgiye sâhip insan; Çalamaz-çırpamaz, eğri-büğrü olmaz, kötü işler yapamaz, tembellik edemez, zorluklardan yılmaz, mücâdele eder. Oh ne âlâ! İşte içinde bulunduğumuz, Şânı Yüce Allâhu Teâlâ’nın ayında, O’nu hakkıyla tanımak bizim için en kâmil bir dünya ve âhiret getiri olsun inşallah Efendim hayırlı Cumâlar diliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.