Asiye Saç

Asiye Saç

Ömür Dediğin

Ömür Dediğin

Ömür sermayesinden bir miktar daha harcadık. Kasada ne kadar kaldı bilmiyoruz. Başkasının hayatından borç alamıyoruz, kredi çekemiyoruz. Biliyoruz ki “Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.{Araf:34}” ve o an geldiğin de hiç bir bahanenin arkasına sığınamazsınız. Ben gencim, sağlığım yerinde, okulum var evim var....

**

Ağustos böceği gibi hayatı yaşayıp son ana gelince benim ocakta yemeğim var deyip sıyrılamıyoruz. Tıpkı firavunun kızıl deniz yarılıp öleceğini anlayınca Musa’nın Rabbine inandım dediğine döner öbür türlü.

**

Hepimizin evine her yıl markası şekli farklı olsa bile bir takvim girer. Bazılarımız üzerini karalarız, bazılarımız koparıp soba tutuştururuz. Aslında o koparılan kağıt sadece takvimden değil ömürden de giden bir yaprak ve bir gün sona gelinecek. Ömrümüzü nerde geçirdiğimize, kimlerle geçirip nasıl geçirdiğimize dikkat etmek lazım. Ömrümüzün en güzel yıllarını hep başkalarını memnun etmek için geçiriyoruz. Bardağın, tabağın en iyisini misafire ayıp olmasın diye saklayıp, kahvenin en köpüklüsünü hep karşımızdakine ikram ediyoruz. Neden peki? Biz hak etmiyor muyuz? Neden CANIM KENDİM diyemiyoruz.

**

Sanki üç günlük dünyanın ikinci günündeyiz. Ne ilk gün ki neşe, ne de üçüncü günün telaşı var. Hiç sormuyoruz kendimize “فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ” bu gidiş nereye” diye

İnsanlar gariptir tüm gençliğini ve sağlığını bir şeyler kazanmak, evlatlarına çalışmadan rahat bırakmak için harcar, yaşlanınca da o kazancını sağlık bulmak için....

**

Kuran-ı kerimin ilk suresi olan Fatiha suresinde “Bize nimet verdiklerinin yoluna ilet” diye dua ederken, son surelerinden biri olan Felak suresinde ise “ Rabbim verdiklerine haset edenlerden sana sığınırız de” emri ile karşılaşıyoruz. Buradan da anlıyoruz ki verilen nimetlerin haset sebebi olabileceği bir gerçeğe kuran-ı kerim ayna tutuyor.

**

Ömür sermayemiz azalıyor, Ömür takviminden her gün bir yaprak daha eksiliyor. Kimilerini tanıdığımıza pişman olurken kimilerini nimet biliyoruz, aslında biz yaşlanıyoruz, desek de aslında da Yaş-alıyoruz çünkü hayatta karşımıza gelen her zorluk bizleri biraz daha büyütüyor, biraz daha güçlendiriyor. Plastik gibi bazen esniyoruz kırılmamak için, bazen içimize atıyoruz elektrik süpürgesi gibi. Ama en çok da kırılıyoruz, kırıldıkça keskinleşiyor, duygularımızı kaybediyoruz.

**

O yüzden kalp sağlığınız için önemli bir tavsiye;

İçinizdeki elalem putunuza İbrahim olabilirseniz şayet ateş size de gül bahçesi olacaktır.

Günün Sonu, haftanın sonu, ayın sonu, yılın sonu, güzel şeylerin Sonu, ömrün sonu...

İnsan’ın nefsine hoş gelen, cazip gelen Her güzel şeyin bir sonu vardır. Öyle ki bir gün çay dökerken bir bardak kırılmış herkes öylece kalmıştı bir arkadaş demişti ki “eşyaların da eceli vardır, her şeyin sonu var baki olan yalnızca ALLAH (CC) tır.

Kalan ömrümüzün geçen ömrümüzden daha güzel hikayeler getirmesi duası ile....

Önceki ve Sonraki Yazılar
Asiye Saç Arşivi