Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Okuma kandırmacası

Okuma kandırmacası

Son zamanların gavurca tabirle trend olmuş bir deyimidir okumalar.
Mesela “Tarih Okumaları”
Mesela “Tefsir Okumaları”
Ya da “Meal Okumaları”
Son moda olan bu cicili bicili sözlerle insanlar, özellikle de gençler bu ifadelerle kandırılıyor.
Birisi çıkıp tarih okumaları adı altında sapla samanı birbirine karıştırarak yani ilgili olsun olmasın bir kitaptaki bir ifadeyi kaynak göstererek İslam Tarihine veryansın etmekte bir sakınca görmüyor.
Tarih deyince Cumhuriyet tarihi olmuş, Osmanlı veya Selçuklu olmuş ya da İslam tarihi hiç fark etmiyor.
Veya bir başkası çıkıyor kurduğu ne olduğu belli olmayan bir “Kuran Evi” adlı çatı(!) altında Fatiha’yı okutsan arkasında namazın kabul olup olmayacağı şüpheli birisinin dili ile “Kuran Okumaları” başlığı altında Kuran Ayetlerine kafasına göre anlam vermekten çekinmiyor.
Daha bir başkası “Meal Okumaları” ismiyle halen sayıları nerede ise 400 e ulaşan meallerden keyfine hatta kendi hatalı görüşüne göre seçip elediği bir veya birkaç tanesini önüne koyarak ayetlerden nefsinin hevası doğrultusunda hüküm çıkarıyor.
Etrafında hoca olarak tanınan bir başkası ise Kuran ayetlerinin birinci elden hayata uygulamasının yazılı hali olan Rasulullah’ın(sav) sahih hadislerini kendince icat ettiği “Hadis Okumaları” kisvesi altında keyfine göre sıhhat dereceleri icad ederek ve yargılayarak Sahih hadis, sahih sünnet diye bir şey yoktur deyip çıkıveriyor.
Vatandaşa sorsan cevap en baştan hazırdır.
“Biz sizin o dediğiniz devirleri geride bıraktık. Başta Kuran olmak üzere yaptığımız çeşitli okumalar üzerinde aklederek, düşünerek bu neticeye ulaştık.”
Peki, kimsin sen? Mesleklerin hiçbirini küçümsemeden örneklendirelim.
Sosyal bilgiler öğretmeni, fizik profesörü, imam hatip mezunu züccaciyeci ya da ilahiyat öğrencisi ya da profesörü.
Hocan kim peki?
Aynen talebeleri de onlar gibi. 
Hocaları böyle olunca talebeleri de maalesef böyle oluyor.
Üstelik bütün bu haltlar adı üstünde okumalar başlığı altında yenirken nedense İslam’ı, Kuran’ı, İslam Peygamberini(sav) ve İslam Tarihini savunması gerekenlerden ses seda çıkmıyor veya çıkan sesler çok zayıf kalıyor.
Tam yerine rast geldi hesabıyla bir Karadeniz fıkrası ile sonlandıralım.
Bu günkü şaşkınlar gibi biri şaşkın bir camide vaaz ederken “Cenabı Hak cennette bir heyvan yaratmış, sabah akşam SÜBHANALLAHİ VE Bİ HAMDÜHÜ, SÜBHANALLAHİ VE Bİ HAMDÜHÜ diye tesbih eder durur deyince, cemaatten az biraz Arapça okumuş birisi; Yahu Hoca orada “BE” harfi ceri var kelimenin sonu esre olarak okunmayacak mı idi diye sorunca, bizim hoca(!) “HEYVANDIR HARFİ CERRİ NE BİLSİN” demiş.
Şimdiki okuma yapan hocalar(!) da aynen böyle. Ne harfi cer bilir, ne de iğrab.
Hatta “ben arabım, bu sebeple bana ayetlerin nüzul sebepleri ne gerek” diyen ilahiyat hocaları bile böyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi