Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Okullar Açıldı

Okullar Açıldı

Öğrencilik dönemim bundan yıllar öncesinde kalmış olsa da... Okullar açıldı ya şimdi, zaman ve uzam kavramları ansızın gücünü ve anlamını yitirip yine aynı duygunun tam içine ve merkezine koyuyor beni. Tanıdığım ve bildiğim o heyecanı, telaşı ve coşkuyu yeniden yaşıyorum sanki.

Eylül aylarının, yaz mevsimine vedası ve okullara merhabası... Ne çok şey var, bu ayların içinde sahi. Başka hangi bir ayın içinde bu kadar çok kapı kapanır ve yenileri aralanır ki? Sahip olduğu değişimler bakımından, en dolu ve zengin olan ay mı demeliyiz eylüllere, bir senenin içinde?

Evet, öyle demeliyiz galiba...

Öğretmen olmadığım için, tüm bunları bir de onların ağzından dinlemeyi çok isterdim aslında. Kim bilir onların penceresinden bakınca manzara nasıl görünüyordur? Ben yalnızca kendi öğrencilik yıllarımın anılarına ve tecrübelerine haizim, o kadar. Gün gibi de aklımda hepsi.

En çok, ilkokul yılları... En uzak zaman dilimi olsa da, en çok ilkokuldayken vuku bulurdu telaşın, heyecanın ve coşkunun öylesi ve o kadarı. Hatırlıyorum. Ama çocukluk çağının kendi büyük zenginliğinden, ama deneyimsizliğin verdiği sınırsız coşkunluk ve hayatı tanıma arzusundan... Hoş, çok sevdiğim ve bir daha hiç bir öğretmeni de o kadar sevemediğim ilkokul öğretmenimin varlığı da etkilidir bunda, illaki.

Sabahları okuduğumuz andımızın verdiği motivasyon, özgüven ve inanç da var işin içinde tabi. Hakikaten, bir çocuğun belleğine işlenen ne güzel öğretiler ve milli kimlik duygusunun aşısı vardır onun içinde! Şimdi okunmuyor, öyle değil mi? Tam olarak ne zaman olacağını kestiremesem de, çocukların bir gün tekrar ant içeceğine eminim, kendi payıma.

Ve okullar açıldı ya şimdi, zaman ve uzam kavramları ansızın gücünü ve anlamını yitirip yine aynı duygunun tam içine ve merkezine koyuyor beni. Tanıdığım ve bildiğim o heyecanı, telaşı ve coşkuyu tekrar yaşıyorum sanki. Hayat gailesi denilen o akıl almaz keşmekeşin henüz t'sini bile bilmezken, yani henüz ilkokul yıllarında, 3 aylık yaz tatilinin bitiminde mutlaka içimizden birilerimiz gözle görülür bir şekilde serpilmiş ve büyümüş olurduk. Basketbolda bir dakika uzun bir suredir ya hani, bunun gibi, çocukluk çağındaki üç aylık bir süreç de öyledir pek tabii. Gerçi şimdi içinde bulunulan şartlarla, bundan 20 30 sene önceki şartlar arasında yüzyıllarca fark var, öyle değil mi? Eh, internetin hayatımıza girişiyle bir çağ kapanıp, yenisi başlamadı mı sanki? Sosyolojik gerçekler, hayata bakış ve algılayış, hatta bizatihi hayatin kendisi bile devasa bir başkalaşıma uğramadı mı? Hani eskiden o üç ay aradan sonra yeniden gördüğümüz sınıf arkadaşları nostaljisinin yerini, anlık fotoğraflarını ve videolarını gün be gün takip edebileceğimiz mecralar türedi. İyi de oldu aslında, bakmayın bundan bir serzenişte bulunuyormuşum gibi göründüysem. Yeninin heyecanını ve merakını, eskinin özlemine ve romantizmine tercih ederim çoğunlukla.

Ve şu anda bizzat bir öğrenci olmasam da, okulların açık olduğunu sırf biliyor olmak bile ılık, yumuşak ve sevgi dolu bir hissi getirip bırakıyor, kucağımın orta yerine. En çok da, çantasını sırtına takmış ilkokul öğrencilerini arıyor ve okşuyor gözlerim. Çünkü en çok o yılları sevmiştim ben. Hele ki öğretmenimi...

O halde, yeni eğitim ve öğretim yılında, tüm öğrencilere başarılar dilemeyelim mi şimdi? Ne demek... Niyaz ederiz! Bilgiyle pusatlanıp, Tarık yıldızı gibi parlasınlar hepsi inşAllah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ayşe Aslı Duruk Arşivi