O rüyanın içinde miyiz?
Ashab-ı Kiram’dan, Abdullah oğlu Cabir bir rüya gördü…
Dehşete kapıldı…
Rüyasında büyük ineklerin, küçük inekleri sağdığını,
Hastaların, sağları ziyaret ettiğini,
Kuru bir çay kenarında yemyeşil bahçeler bulunduğunu,
Minberlerde, koca koca putlar durduğunu gördü…
***
Kan, ter içinde uyandıktan sonra, bunun sıradan bir rüyaya benzemediğini anladı…
Bu rüyayı yoracak kişi olarak Hz. Ali’ye koştu…
Hz. Peygamberin (S.A.V );
“İlim beldesinin kapısı Ali’dir…" diye nitelediği Hz. Ali ancak güvenilir bir açıklama getirebilirdi bu rüyaya…
***
Bu düşüncelerle rüyasını yordurmak üzere Hz. Ali'ye müracaat etti…
Hz. Ali; ‘Yanlış yorumdan Allah korusun’ diyerek söze başladı…
Ve şöyle devam etti;
"Büyük ineklerin küçük inekleri sağması;
Yetki ve mevkilerini halkı soymak için kullanan görevlileri…
***
Hastaların sağları ziyaret etmesi;
Yoksulların hallerini arz etmek için zenginlerin peşinde koşmasını…
***
Kuru çay kenarında bulunan yemyeşil bahçeler;
Uzaktan veya dışardan bakıldığında çok büyük sanılan ve öyle ünlenmiş ama aslında içleri kupkuru çölden ibaret olan ilim adamlarını…
***
Minberde duran koca koca putlar ise;
Layık olmadığı halde ilmin, dinin ve devletin yüce makamlarını gasp etmiş kimseleri ifade eder…”
***
Hz. Cabir’in rüyası aslında çok uzun zamandır, ümmetin adamlarının en büyük imtihanı olarak karşımıza çıkıyor…
Sanki şu günlerde o rüyanın içinde yaşıyoruz…
Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun…