O Ne Güzel Bir Kul İdi
Kıymetli okurlar, Şaban ayının son demlerinde ve son Cuma günündeyiz. Şanlı Nebi’nin ayı olan Şaban ayının bitmesi yaklaştığı için üzgünüz ancak rahmet ve gufran ayı Ramazan geleceği için de sevinçliyiz. Üzüntü ve sevinci bir arada insan adına toplayan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamdü senâlar olsun.
Şaban ayı peygamberlerin sultânı Hz. Muhammed aleyhissalâtu vesselâm’ın ayıdır. İçinde bulunduğumuz ay Şaban idi ve Şaban ayı geçti, gidiyor. Bu güzel ayda efendimiz aleyhissalâtu vesselâm’ı râzı ve hoşnut edecek amellere yönelmiştik. Ben kendi adıma söylüyorum bu sene daha bir disiplinle Peygamberimize ait olan aylarda O’nunla ilgili bilgilerimi tâzeleyecek ve muhabbetimi artıracak çalışmalar yapma gayretinde oldum. Bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. Maksat kendimi anlatmak değil her Müslüman’ın yapabileceği şeylere emsal teşkil etmek. Meselâ, Mevlit kandilinin olduğu Rebiülevvel ayında peygamberimizin hayâtını kalbi boyutla anlatan 2 ciltlik kitabı okumak üzere seçmiştim. (‘Gül Aşkın Mihrâbıdır.’ Dr.Mehmet Güneş, 2011, Ank) 1.cildi o ayda bitirdim. 2.cildini de Kutlu Doğum’un olduğu Nisan ayında bitirdim. Kitap gönül kalemiyle yazıldığı için peygamberime olan derin sevgim arttı daha farklı gözle o devirleri yâd ettim ve o devirlerde olmayı çok arzu ettim. Şaban ayında ise tüm boş vakitlerimde başka hiçbir meşguliyete vakit ayırmadım sâdece peygamberime salavatlarla zamanımı değerlendirdim. Hatta her gittiğim yerde, yollarda hep O’na salâtu selamlar söyleyerek O’na olan sevgi ve muhabbetimi kavileştirmeye çalıştım. Şaban ayının bu son cumasında O güzeller güzeli peygamberime ay boyu çektiğim binlerce salavâtı şerifeleri ve yine O’na bir hatim ile birlikte hediye edeceğim inşaALLAH.
Seven sevdiğini hep anmak ister ve dilinden düşürmezmiş. O gönüller sultânı nur peygamber, gül peygamber’de çok sevdiği Rabb’ine iyi bir kulluk götürebilmek için çok emekler sarf etmiştir. ‘Ben cennetliğim, peygamberlerin en sevgilisiyim’ dememiş hayâtı boyu Rabb’ine ibâdetü taatte en ufacık bir gevşeklik göstermemiş, Allah Teâlâ’nın emirlerine karşı gelecek davranışlarda bulunmamış ve O’nun korkusunu hep içinde taşımıştır. “Kulları içinde ancak âlimler, Allah’tan gereğince korkarlar.” (1) Emri gereğince amel etmiştir. Hatta bizzat kendisi; ‘Allâh’a yemin ederim ki, içinizde Allah’tan en çok korkan ve O’na en saygılı olan benim.’ Buyurmuşlardır. (2)
Cenâb-ı Hakk’ın en sevgili kulu Peygamberimiz aleyhisselam hal ve ahval yönüyle Allâhu Azûmüşşân tarafından terbiye edildiği için aklî ve zihnî yeteneği, yürek inceliği, gönül nezâketi, kalp rakikliği, rûhî doygunluğu cihetiyle muhteşem şahsi özelliklere sâhipti. Ayni zamanda vahiy yoluyla Cebrâil aleyhisselam vâsıtasıyla eğitildiği için O aleyhissalâtu vesselam insanların en bilgilisiydi. Zirâ O’nun eğitilmesi ve edeplenmesi kutsi menşeli idi. O bu hâli için; ‘Beni Rabb’im terbiye etti ve ne güzel terbiye etti.’ (3) Diyordu. Ve yine; ‘Allâh’ım! Sen’den hidâyet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.’ (4) Diye dua ederdi.
O güzel peygamber Rabb’ine güzel bir kul olabilmek için ibâdetlerine çok ehemmiyet verirdi. Bir gece secdede hıçkıra hıçkıra ağlayarak şunları söylüyordu; ‘Allâh’ım! Sen’in gazâbından Sen’in rızâna sığınırım. İkâbından affına sığınırım. Celâlinden cemâline, gazâbından rahmetine, azamet ve heybetinden şefkat ve re’fetine sığınırım. Zâtını senâ ettiğin ölçüde Seni Sana senâ etmekten âciz olduğumu itiraf ederim.’ (5) Diye dua dua yalvarıyordu.
Cenâb-ı Hakk’ın en sevgili peygamberi olmasına rağmen O eşsiz Nebi ibâdetü taatlerine, takvâsına, yaşantısına çok titizlik gösteriyordu. Halbuki O Rabb’ine karşı ne güzel bir kul idi. Amellerinde en faziletli davranış ve husûsiyetler O’ndaydı. İbâdetlerinde ihlas ve huşu ön plandaydı. O hep takva sâhibiydi. Hayâtı ibâdet merkezliydi. En çok oruç tutan, namazı en uzun kılan, sabrı elden hiç bırakmayan, tevekkül ve teslimiyeti en ulvi prensibi yapan, konuşurken susarken çalışırken her dâim Hakk’ı hatırdan çıkarmayan ve her hususta hep Hakk’a tâbi olan O idi. Yine O aleyhissalâtu vesselam Hakk’ın emirlerinden en çok sakınan bir kul idi. ‘Allâh’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velisi ve Mevlâsısın.’ (6) Derdi.
Aynı duâları bizlerde yapıyor ve peygamber efendimizin ayı olan şu Şaban ayının son günlerinde ve son Cumasında hepimizin O güzel peygamberin şefaatine mazhar olabilmemizi Rabb’imizden niyaz ediyoruz.
----------------
1) Fâtır, 28
2) Buhârî, İman, 13
3) Suyûti, Câmi’us-Sagîr, 1, 14
4) Müslim, Zikir, 72
5) Müslim, Salat, 223
6) Müslim, Zikir, 73
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.