Nefesimizden bile yakındır!
“Allah’ı unutan ve bu yüzden de Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.” (Haşr, 59/19)
Nedense insanoğlu Rabbini kendinden çok çok uzakta görmektedir. Allah (cc) ile kendisi arasında mesafeler koymakta, kendisince geçilmesi zor bariyerler inşa etmektedir. Peki gerçek bu mudur? Yani Rabbimize ulaşmamız ve iletişim kurmamız gerçekten zor mudur?
***
Bu dünyaya elbette bir geliş amacımız var aynı zamanda inanılmaz derecede hassas yaratılmış bir mekânda soluk alıp vermekteyiz. Soner Gündüzöz Hocamızın Gençlerle Hayata Dair kitabında bir cümle dikkatimi çekti. Cümle aynen şöyle: “Kainatımızda tesadüfe yer yoktur... Ağırlığını ifade edecek sayıların bulunmadığı o muazzam cisimleri değil, sayısı haddi hesaba gelmeyen hücrelerin değil, boyu gözle görülemeyecek derecede varlıkların değil, 1 gramın milyonda birinin, 6 milyonda biri kadar olan ve canlılığın ana kaynağı olan bir protein molekülünün tesadüfen meydana gelebilmesi için kaçta kaç ihtimal vardır biliyor musunuz?”
Hakikaten muhteşem bir denge kurmuş, bizi yoktan var etmiş olan yüce rabbimiz elbette bizi bu dünya hayatında başıboş bırakmamıştır. Ve her daim Rabbimizin bizi gördüğünü, işittiğini ve yaptığımız her türlü işten haberdar olduğunu bilerek hayatımıza şekil vermeli ve bu derecede hassas olarak bir kulluk yapmamız gerekmektedir. “Bir defadan bir şey olmaz. Zaten beni gören bilen yok. Bu dünya hayatında nefsi olarak ne yapsam kârdır.” Bu tip düşünce tarzları bizi Rabbimizden uzaklaştırmakta ve nefsi ve şeytani bir tuzağın içine sürüklemektedir.
***
Yukarıda zikrettiğimiz hususlar konusunda bir kutsi hadiste bizlere şu gerçek belirtilir: “Ben, kulumun benim hakkımdaki zannı ne ise öyleyim. Beni andığında onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendi başıma anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim!” Buhârî, Tevhîd, 15; Müslim, Zikir, 21.
Şunu açıkça ifade etmek gerekirse şu soruları kendimize her daim sormalıyız. Nefesimizden bile bize yakın olan Rabbimize karşı gerçek bir kulluk içerisinde miyim yoksa nefsani aldatmalara dalıp bu dünya hayatının oyalanmalarına mı daldım? Yüce Allah (cc) bana bu kadar yakınken tüm benliğimle bunun özünü kavrayabildim mi?
***
Rabbimizle bizim aramızda bir bağ olduğunu iyi bilmeli ve bu şuurla bu bağı koparmamalıyız. Samimi olarak Rabbimize yönelmeliyiz ki rabbimizde bize yönelsin ve bizi hayırlı toplulukların yanında ansın. Ne büyük bir müjde öyle değil mi?
Bu güzel müjdeye hepimizin nail olması ümidi ile;
Selam, dua ve muhabbetlerimle