Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Neden ve kimler için gazetecilik yapıyoruz!

Neden ve kimler için gazetecilik yapıyoruz!

Gazeteciliğin ateşten gömlek giymekten farksız olduğu bir dönemdi kimler için ve neden gazetecilik yaptığımı soruyorum kendime...Bu soruların ne kadar anlamsız hale geldiğine şahit oluyorum...

**

Sıradan insanlar için mi yoksa yönetenler için mi gazetecilik yapıyoruz? Ezilenler, haksızlığa uğrayanlar, hakkı gasp edilenler için mi yoksa güç sahipleri için gazetecilik yapıyoruz?..

**

Gazeteciler kendilerine üç temel soru yöneltmelidir, "Neden, kim için, nasıl gazetecilik yapıyoruz?" Hangi gazeteci "gazeteciliğin kamusal sorumluluk" görevini yerine getiriyor?...

**

Hem yaygın basında hem de yerel basında son yıllarda yönetilenler için daha doğrusu "sıradan insanlar" için gazetecilik yapanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor artık...

**

Bu şehirde kalan bir avuç gazeteciyi de twitter trollerine boğdurmaya çalışıyor...Yetmiyor mahkemeye vermekle tehdit ediyorlar...Amacımız ne üzüm yemek ne de bağcıyı dövmek...

**

Son aylarda o kadar çok mahkemeye verilmekle tehdit edildim ki; artık çetelesini bile tutamıyorum...Hırsızı, arsızı, uğursuzu papağan gibi ezberlemiş.. Onlara tek sözüm "yollar yürümekle aşınmaz!!"

**

Mağdur edilen insanların hakkını savunduğumuz, onlarla ilgili tweetler attığımız birileri tarafından "para karşılığı haber yapma" iftirasına maruz kaldık bu şehirde...Atalarımız boşuna dememiş "Kişi kendinden bilir işi" diye...

**

Bazen en ufak eleştiride hatta mizahi bir tweette bile twitter trolleri tarafından "kim tarafından fonlanıyorsun" diye ahlaksızca iftiralara maruz kalıyoruz...

**

Erkekçe, mertçe ismiyle yorum atmak yerine sahte hesaplar adı altında korkakça, kaypakça güreşmeyi tercih ediyorlar...Adamsanız gerçek kimliğinizle eleştirirsiniz.. Ama adamlık sizde ne gezer??

**

Trollere tek cevabım gidin kendi çöplüğünüzde ötün.. Allah'a şükürler olsun bugüne kadar tertemiz kalmayı başardık. Siz gidin ağa babanız gelsin...Sizin yaptığınız itibar suikastleri bize sökmez...

**

Şahsım adına konuşmak gerekirse beni bu hayatta ailem dışında kimse fonlamadı çok şükür... Elim dara düştü mü? Her zaman yanımızda oldular... O yüzden lütfen bizi "emitasyon gazetecilerle" karıştırmayın...

**

Bu şehirde hatta bu ülkede gazetecilik yapmanın ne kadar anlamsız hale geldiğini her geçen gün daha iyi anlıyorum...Arkamızda duran destek çıkan kimse yok...Ateşten bir gömlek giyiyoruz resmen...

**

Mağdur edilen insanların hakkını savunursun "rüşvet almakla" suçlanırsın, birilerini ölçülü bir şekilde takdir edersin "yalakalıkla" itham edilirsin. Sessiz kalırsın "korktu" derler...

**

Bir de son zamanların modası "mahkemeye veririz" tehdidi var. Beni FETÖ'cülerin avukatı Memduh Oğuz bile mahkemeye verdi...Hem de en kudretli oldukları zaman...

**

Onlardan bile korkmadık o zaman. Şimdi sizden mi korkacağız? İki tane simsarın tehdidi bizi "vız gelir, tırıs gider."..Az da olsa hala adalete güvenimiz var...

**

Gazetelerin basın bültenine döndüğü, dalkavukluk yapmanın, uyduruk bültenleri yayınlamanın gazetecilik başarısı olduğu bir dönemde en mantıklı iş düzene uymak gibi görünüyor...Vicdanla mantık bir arada olmuyor işte!!

**

Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu bir dönemde 10. köyde hala bir umut var...Önemli olan dönemin adamı olmak değil her dönem adam kalmaktır...Tarih zor dönemlerde dik duranları yazacak...

**

Adam satmanın, riyanın, yalakalığın, kaypaklığın nirvanaya ulaştığı bu düzende "Squid Game" dizisinin kansız versiyonunu oynuyoruz. Fiziken ölmesek de her geçen gün ruhen ölmeye devam ediyoruz...

**

Bozulmuş ve kokuşmuş bu düzende kanımız dışarıya akmasa bile yüreğimiz kan ağlıyor. Gerçekten gazetecilik kim için neden ve nasıl yapılıyor? Anlamsız bir çağda bu anlamsız soruların da artık bir önemi olmasa gerek!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi