Mutlu bayramlar mazide kaldı!
Ömrümüzden bir Ramazan ayı daha geldi geçti. Otuz yaş ve üzeri herkesin bazı cümleler diline pelesenk olmuş... Eski Ramazanları konuşurken herkes derin bir iç çekiyor ve “Nerede eski ramazanlar, nerede eski bayramlar” derken, gözleri doluyor. Herkes mazideki ramazanları, bayramları özlemle anıyor. Ramazanlar mı değişti yoksa insanlar mı?
**
Ne Ramazanlar, ne de bayramlar hiç değişmedi aslında. Değişen sadece insanlardı. Zamana yenik düşen insanlar, ruhunu kaybeden şehirler, dejenere olan kültürümüz ve kaybettiğimiz dostluklarımız, akrabalıklarımız...Halbuki çocukluğumuzdaki Ramazanların özlemini duymamızın sebebi de o güzel ve menfaatsiz dostluklar, akrabalıklardı...
**
Artık Ramazanların da bayramların da tadı tuzu kalmadı. Eskiden Bayramlar dostların, akrabaların, komşuların bir araya geldiği, birbirini hatırladığı özel günlerdi. Ya şimdi? 5 yıldızlı otellerde tatil yapmak için fırsat günleri haline geldi bayramlar...Dünyalık derdine düşenlere, para pul yüzünden birbirine düşenlere bayram zaten hiç uğramıyor. En çok da onlara acıyorum....
**
Mümkün olduğu sürece her bayram köyümde olurum. İnsanın doğum büyüdüğü, ziyaret edebileceği bir köyü olması ne güzel. Yılda bir kaç defa bile olsa aramızdan ayrılanların mezarını ziyaret etmek, dualar okumak, onları hatırlamak insanı ruhen çok rahatlatıyor...Maziyi hatırlıyoruz, sevdiklerimizi acı tatlı hatırlar arasında hatırlıyoruz. İşte bu yüzden çok seviyorum bayramları...
**
Bayramlar sılah-ı rahim günleridir. Bayramlar 5 yıldızlı otellerde, sahil kenarlarında güneşlenme günleri değildir... Bayramda emmilerimizi, dayılarımızı ve aramızda olmayan sevdiklerimizi unutmamak lazım. Bir gün biz de en azından bir bayram sabahı hatırlanmak istiyorsak, otellerde değil anamızın babamızın, kardeşlerimizin, eş dost, akrabanın yanında bayram yapmalıyız...
**
Çocukluğumuzdaki bayramların, ramazanların eksi manevi hazzı ve havası yok. Gerçekten bayramların eski coşkusunu yaşamıyoruz. Torpil patlatan, mantar tabancası patlatan çocukların bile eski coşkusu yok. Köyler ıssızdı, şehirler bomboş. Hele köylerde gördüğüm yıkılmaya yüz tutmuş bomboş evleri ve köy odalarını gördükçe içim cız ediyor...
**
Önceden köylerde bayram günleri, düğün günleri gibiydi. Bayram boyunca ziyaretçi eksik olmazdı. Bayram günleri köylerde cıvıl cıvıldı. Şimdi ise köylerin bile yarısı boş. Bir giden bir daha geri gelmiyor. Kendi köyümde her köşede boş evleri, yıkılmaya başlamış boş köy odalarının dili olsa da konuşsa. O güzel günleri anlatsa. Bir zamanlar o odalarda oyunlar oynanırdı, uzun kış gecelerinde sohbetler edilirdi. Şimdi ise odalar bile kaderine terk edilmiş...
**
Bir zamanlar cıvıl cıvıl olan köyler, artık ıssız. Köylerde ne bayramın tadı kalmış, ne hayatın. Ya şehirler köylerden çok mu farklı? Çocukluğu jiletli tellerle çevrilmiş lüks evlerin arasına sıkışmış çocuklarımız mutsuz. Dev alışveriş merkezleri yüzünden unutulan yüzüne bile bakılmayan 'bakkal amcalar' mutsuz. Komşular selam sabahı kesmiş. Komşuluk bitmiş. Mahalle kültürü diye bir şey kalmamış. Mahalleli mutsuz...
**
İslam dünyası huzurlu ve mutlu bayramlara hasret kaldı. Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Somali'de, Sudan'da, Filistin'de bayramın esamesi bile okunmuyor. Onlar da artık mutlu bayramları mazide arar hale geldi. Ya biz? Biz de çok farklı değiliz aslında. Son 1 yıldır neredeyse her güne şehit haberleriyle başlıyoruz. Eli kanlı haydutlar ülkede huzur bırakmadı. Daha 4 gün önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda aralarında yabancıların da 43 kişi hain saldırılarda can verdi...
**
Son 1 yılda 600'den fazla vatan evladı şehit oldu. Geride gözü yaşlı eşler ve yetimler bırakıp gittiler.. Son 1 yılımız cehennem azabı geçiyor. Bayram sabahı en çok şehitlerimizin emanetlerini hatırlayalım, çocuklarımızı alıp şehitliğe götürüp bizim daha rahat ve mutlu bir bayram geçirmemiz için canlarını feda o kahramanları unutmayalım ve evlatlarımıza tanıtalım.. Tüm Müslümanların mübarek Ramazan Bayramını kutluyorum....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.