Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Muhtarı bile olmayan nahiye

Muhtarı bile olmayan nahiye

Nahiyeleri ilçeye, ilçeleri nahiyeye bağlayan yol durumu ile buralardaki sosyal hayatı da kapsan tetkik gezimde bu günde Isparta’nın Sütlüce İlçesi ve Kasımlar Nahiyesi durumunu raporlamak için yola düştüm.

Beyşehir üzerinden Eğridir Gölü ve İlçesi’ne vardım.

Sütlüce İlçesi’ne gidiş yolunu öğrenerek dağlık araziye daldık.

Dar ve standart dışı stabilize bir yoldan yer yer laseleri dönerek Sütçüler İlçesi’ne vardık.

***

Sütlüce Kaymakamı’nı ziyaretle başladım, bilgi edinmeye

Yetiştirdikleri zerzevatı Eğridir pazarında satış yaptıklarını fakirleri de olmakla beraber orta halli halkı ihtiyaçlarını, Eğridir ve Isparta’dan giderdiklerini yol durumunun kifayetsiz olduğunu anlattı.

 ***

Kasımlar Nahiyesi yolunu sordum.

Yol ne gezer.

Hayvanla gidiş geliş olmakta. Bende atla gider gelirim. Bir durum olursa.” Cevabını verdi.

Ancak yukarı dağlara kadar orman idaresinin bir araba geçecek yolu var.

Buraya kadar gidip gidilebilecek yolu görürsünüz. Ondan sonrasını oradaki telefonla Kasımlar Köyü ile irtibat kurabilirsiniz” dedi

***

Kendisine teşekkürle ayrılarak…

Kasımlar Nahiyesi’ne yol nereden gitmeli tespit ile görmek.

Kasımların Nahiye Müdürü ile görüşmek ora halkının sosyal durumunu öğrenmek için.

Dar ve toprak bir yola düştük.

***

Nihayet zar zor orman idaresine ait yerleşime vardık.

Oradaki memurlar hayret içinde etrafımızı sardılar. Neye geldi bunlar kereste, odun mu alacaklar diye.

Durumu anlattım. Cevaben Kasımlara buradan vasıta ile değil hayvanla gidilebilir. Şu anda buna da imkân yok dediler.

***

Ne yapmalı idim?

Orada manyetolu telefon gözüme ilişti. Kaymakam da söylemişti zaten.

 “Telefonunuzla Kasımlar bağlantısı var mı?” diye sordum.

“Evet, var” cevabını alınca içimden sevindim.

Nahiye müdüründen malumat alırım diye düşünerek bağlanmasını istedim.

Manyetolu telefonla hayli uğraşarak bağlamış oldular.

***

Kendimi tanıtarak

 “Nahiye müdürü ile konuşmak isterim.” İsteğime.

“Nahiye müdürü diye kimse yok beyefendi. Ben öğretmen Altan Biricik” diye cevaplandı.

“Peki, sorularına siz cevap verirsiniz herhalde”

“Tabii. Zaten benden başka cevap verebilecek kimse muhtar bile yok. Nahiye değil köy burası.”

“Muhtar nerede?”

“Beyefendi muhtar olarak kimse yok. Hepsini yani muhtarlığı da nahiye müdürlüğü vazifelerini de, mecburen ben yapıyorum. Okuma yazma bilip muhtar olacak kimse yok.”

“Tamamen katırla gidip geliyoruz gidilecek yerlere” deyiverdi

Hayretle dinledim bu cevapları.

Halkın sosyal durumu ve ekonomisi hakkında bilgi aldıktan sonra…

Ormancılara teşekkürle dönüşe başladım.

Gün 1964 Haziran idi.

***

Yolda bellekten çok şey geçmişti.

Babamın öğretmen olduğu köyde de. Köy işlerini Aladağ’daki nahiye müdürü ve Hadim Kaymakamı babamı arar talimat verirdi.

Aladağ nahiyesinde müdür vardı ama. Orada da evvelki yıllarda yol yoktu. Vukuat olan köye 15 km yürüyerek gider gelirdi jandarma.

1964’de yolları vardı onların. Köylüler kazma kürekle yapmıştı.

***

Gelecek yazıda daha neler göreceğiz izleriz inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi